قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ أَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ
Kâle fe mâ hatbukum eyyuhâl murselûn(murselûne).
kâle | : dedi |
fe mâ | : bundan sonra nedir |
hatbu-kum | : sizin konunuz, meseleniz, konuşacağınız konu |
eyyuhâ | : ey |
el murselûne | : gönderilmiş olan resûller, mürseller, elçiler |
Diyanet İşleri = İbrahim, “Ey Elçiler! Göreviniz nedir?” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey elçiler demişti, başka ne memûriyetiniz var?
Abdullah Parlıyan = 'Elçiler, işiniz nedir?' diye sordu.
Adem Uğur = Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var? dedi.
Ahmed Hulusi = (İbrahim): "Ey irsâl olunanlar! (Başka) işleviniz nedir?" dedi.
Ahmet Tekin = 'Ey elçiler, başka ne istiyorsunuz, ne işiniz var?' dedi.
Ahmet Varol = 'Peki sizin işiniz nedir ey elçiler!' dedi. [3]
Ali Bulaç = Dedi ki: "Ey elçiler, (bunun dışında, diğer) işiniz ne?"
Ali Fikri Yavuz = (Yine) dedi ki: “-Ey elçiler (Allah’ın melekleri!) Bundan sonra işiniz ne?”
Ali Ünal = Ve ilâve etti: “Ey elçiler, başka gelme sebebiniz nedir?”
Bayraktar Bayraklı = İbrâhim, “Ey elçiler! Başka ne işiniz var?” dedi.
Bekir Sadak = (56-57) «aten sapiklardan baska kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser!» diyerek sormustu: «Ey elciler! Isiniz nedir?»
Celal Yıldırım = «Ey elçiler! Göreviniz ne?» diyerek sormuştu.
Cemal Külünkoğlu = (İbrahim onların melek olduğunu anlayınca:) “Ey Elçiler! Göreviniz nedir?” diye sordu.
Diyanet İşleri (eski) = (56-57) 'Zaten sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser!' diyerek sormuştu: 'Ey elçiler! İşiniz nedir?'
Diyanet Vakfi = «Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var?» dedi.
Edip Yüksel = 'Ey elçiler, göreviniz nedir,' dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır = «Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var?» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey elçiler, bunun ardından göreviniz nedir? diye sordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Ey elçiler! Başka ne işiniz var?» dedi.
Gültekin Onan = Dedi ki: "Ey elçiler, (bunun dışında, diğer) işiniz ne?"
Harun Yıldırım = Dedi ki: “Ey elçiler! İşiniz nedir?”
Hasan Basri Çantay = «Ey gönderilenler (elçiler), dedi, daha işiniz (me'muriyetiniz) ne»?
Hayrat Neşriyat = 'Ey elçiler! Başka ne işiniz (ne vazîfeniz) var?' dedi.
İbni Kesir = Ey elçiler; gerçek işiniz nedir? dedi.
Kadri Çelik = Dedi ki: “Ey elçiler! (Bunun dışında, diğer) İşiniz ne?”
Muhammed Esed = Ve ekledi: "(Bana başka) bir diyeceğiniz var mı, ey (yüce makamın) elçileri?"
Mustafa İslamoğlu = ve ekledi: "Daha başka bir işiniz de var mı ey elçiler?"
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve dedi ki: «Ey elçiler! Artık işiniz nedir?»
Ömer Öngüt = Dedi ki: “O halde işiniz nedir ey elçiler?”
Şaban Piriş = Ey elçiler asıl göreviniz nedir? dedi.
Sadık Türkmen = “ey elçiler, işiniz (gerçek göreviniz) nedir?” dedi.
Seyyid Kutub = İbrahim; «Ey elçiler göreviniz nedir?» dedi.
Suat Yıldırım = Ve ilâve etti: "Ey elçiler, bundan başka işiniz nedir? sorabilir miyim?"
Süleyman Ateş = (İbrâhim gelenlerin Hak elçileri melekler olduklarını anlayınca): "Ey elçiler, dedi, işiniz nedir?"
Tefhim-ul Kuran = Dedi ki: «Ey elçiler, (bunun dışında, diğer) işiniz ne?»
Ümit Şimşek = 'Elçiler, işiniz nedir?' diye sordu.
Yaşar Nuri Öztürk = "Amacınız nedir ey elçiler?" diye sordu.
İskender Ali Mihr = Şöyle dedi: “Ey elçiler! Bundan sonra sizin konuşacağınız konu nedir?”
İlyas Yorulmaz = “Ey Elçiler! Başka haber vereciğiniz bir durum var mı? dedi.