Önceki Ayet Sonraki Ayet  
87. Sûre A’lâ/9

 فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ الذِّكْرَى

  Fe zekkir in nefeatiz zikrâ.

Kelime Karşılaştırma
fe : o halde
zekkir : zikret, hatırlat, öğüt ver
in : eğer
nefeati : fayda verdi
ez zikrâ : zikir
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Artık öğüt ver, fayda verirse eğer.

 Abdullah Parlıyan = O halde gerçekleri başkalarına hatırlat. Bu hatırlatma ister fayda veriyor görünsün ister görünmesin.

 Adem Uğur = O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.

 Ahmed Hulusi = Eğer zikra (hatırlatma) fayda verirse, hatırlat!

 Ahmet Tekin = Öğüt, uyarı fayda verdiği sürece, Kuran ile insanlara öğüt vermeye, tebliğe devam et.

 Ahmet Varol = Şu halde eğer öğüt fayda verecekse öğüt ver.

 Ali Bulaç = Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'

 Ali Fikri Yavuz = O halde, fayda versin (yahud fayda vermesin), sen Kur’an ile öğüd ver; (tebliğ vazifeni yap).

 Ali Ünal = Öyleyse sen, nasihat ve hatırlatmanın fayda vereceği her durumda nasihat et ve hatırlat.

 Bayraktar Bayraklı = (8-9) Başarıya giden yolu sana kolaylaştıracağız. O halde öğüt ver, çünkü öğüdün mutlaka faydası olacaktır.

 Bekir Sadak = Faydali olacaksa insanlara ogut ver.

 Celal Yıldırım = O halde öğüt fayda verirse ona devam et.

 Cemal Külünkoğlu = O halde, eğer öğüt fayda verirse öğüt ver!

 Diyanet İşleri (eski) = Faydalı olacaksa insanlara öğüt ver.

 Diyanet Vakfi = (8-9) Seni en kolaya muvaffak kılacağız. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.

 Edip Yüksel = (9-10) Artık öğüt ver, eğer öğüt faide verirse. Korkar kimse, öğütü dinleyecektir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onun için öğüd ver, öğüd fâide verirse

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O halde; hatırlat/öğüt ver, öğüt/hatırlatma faydalı olacaksa!

 Gültekin Onan = Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat'.

 Harun Yıldırım = O halde öğütün fayda vereceği ümidiyle sen nasihat et!

 Hasan Basri Çantay = O halde eğer hatırlatmak yarar verirse hatırlat, öğüt ver.

 Hayrat Neşriyat = Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'

 İbni Kesir = O halde öğüt fayda verecekse, öğüt ver.

 Kadri Çelik = O halde hatırlat, eğer hatırlatma bir yarar sağlayacaksa.

 Muhammed Esed = O halde, (hakikati başkalarına) hatırlat, bu hatırlatma ister fayda ver(iyor görün)sün, (ister görünmesin).

 Mustafa İslamoğlu = Şu halde sen, -öğüt (sadece bazılarına) fayda verse de- hep (fıtratlara nakşolan Allah'ı) hatırlat,

 Ömer Nasuhi Bilmen = (9-10) Artık öğüt ver, eğer öğüt faide verirse. Korkar kimse, öğütü dinleyecektir.

 Ömer Öngüt = Faydalı olacaksa öğüt ver.

 Şaban Piriş = O halde, öğüt/uyarı fayda verecekse öğüt ver.

 Sadık Türkmen = O halde; hatırlat/öğüt ver, öğüt/hatırlatma faydalı olacaksa!

 Seyyid Kutub = O halde hatırlatmak fayda verirse hatırlat.

 Suat Yıldırım = O halde öğütün fayda vereceği ümidiyle sen nasihat et!

 Süleyman Ateş = O halde eğer hatırlatmak yarar verirse hatırlat, öğüt ver.

 Tefhim-ul Kuran = Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'

 Ümit Şimşek = Sen öğüt ver-öğüt fayda verecekse.

 Yaşar Nuri Öztürk = Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver!

 İskender Ali Mihr = O halde, eğer zikir fayda verecekse zikret (zikri öğret, öğüt ver).

 İlyas Yorulmaz = Eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.