فَلَوْلَا إِن كُنتُمْ غَيْرَ مَدِينِينَ
Fe lev lâ in kuntum gayre medînîn(medînîne).
Diyanet İşleri = (86-87) Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize!
Abdulbaki Gölpınarlı = İnanmıyorsanız, cezâ görmeyeceğinizi sanıyorsanız.
Abdullah Parlıyan = mademki ceza görmeyeceğinizi sanıyorsunuz,
Adem Uğur = Madem ki ceza görmeyecekmişsiniz,
Ahmed Hulusi = Eğer siz yaptıklarınızın sonucunu yaşamayacaksanız;
Ahmet Tekin = Demek ki, Allah’ın emirlerine uymuyor ve itaatsizliğinizden dolayı sorguya suale maruz kalmayacağınızı, cezalandırılmayacağınızı düşünüyorsunuz.
Ahmet Varol = Haydi bakalım, eğer ceza görmeyecekseniz;
Ali Bulaç = İşte o vakit, eğer ceza görmeyecek iseniz,
Ali Fikri Yavuz = Haydi (bakalım), eğer hesaba çekilmiyecekseniz,
Ali Ünal = Haydi, (eğer iddia ettiğiniz gibi, ölüm dünyada yaptıklarınızdan dolayı hesaba çekilmeniz için Allah’ın takdiri ve gücü dahilinde değil de “tabiî” bir olaysa ve) siz irademize bağlı olmayıp, sorguya da çekilmeyecekseniz;
Bayraktar Bayraklı = (86-87) Şâyet siz yaptıklarınızın karşılığını görmeyecekseniz, eğer doğru iseniz o çıkmakta olan canı geri çevirsenize.
Bekir Sadak = (86-87) Siz dirilip yaptiklariniza karsilik gormeyeceksiniz ve eger bu sozunuzde samimi iseniz, o cikmak uzere olan cani geri cevirsenize!
Celal Yıldırım = (86-87) Eğer siz hesap ve ceza görmeyecekseniz, haydi iddianızda doğrular iseniz o (çıkmak üzere olan) canı geri çevirin!.
Cemal Külünkoğlu = (86-87) Eğer yeniden diriltilip hesaba çekilmeyecekseniz ve (iddianızda da) doğru kimseler iseniz, o gırtlağa gelen canı geri çevirin bakalım!
Diyanet İşleri (eski) = (86-87) Siz dirilip yaptıklarınıza karşılık görmeyecekseniz ve eğer bu sözünüzde samimi iseniz, o çıkmak üzere olan canı geri çevirsenize!
Diyanet Vakfi = Madem ki ceza görmeyecekmişsiniz,
Edip Yüksel = Yaptığınızın karşılığını görmeyeceğiniz doğruysa,
Elmalılı Hamdi Yazır = Evet haydiseniz â dîne boyun eğmiyecek, ceza çekmiyecekseniz,
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (86-87) Haydi, eğer dine boyun eğmeyecek, ceza çekmeyecek iseniz, çevirsenize o canı geri, iddianızda doğru iseniz!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Eğer cezalandırılmayacak iseniz,
Gültekin Onan = İşte o vakit, eğer ceza görmeyecek iseniz.
Harun Yıldırım = Eğer karşılık görmeyecekseniz,
Hasan Basri Çantay = İşte madem ki (tekrar dirilerek) ceza görmeyecekmişsiniz,
Hayrat Neşriyat = (86-87) O hâlde, (mâdem ki siz) cezâlandırılmayacak kimseler idi iseniz, (hem iddiânızda) doğru kimseler iseniz, onu (o canı) geri çevirsenize!
İbni Kesir = Madem ki ceza görmeyecekmişsiniz,
Kadri Çelik = O zaman, eğer siz ceza görmeyecek iseniz.
Muhammed Esed = peki öyleyse, eğer (Bize) bağımlı olmadı(ğınızı düşünüyor)sanız,
Mustafa İslamoğlu = Ve eğer Bize borçlu olmadığınıza inanıyorsanız,
Ömer Nasuhi Bilmen = O halde haydi, eğer siz ceza görmeyecekler oldunuz iseniz.
Ömer Öngüt = Eğer siz hesap ve ceza görmeyecekseniz,
Şaban Piriş = Eğer hesaba çekilmeyecek iseniz...
Sadık Türkmen = Peki öyleyse, eğer (Bize) bağımlı olmadığınızı düşünüyorsanız,
Seyyid Kutub = Eğer yeniden diriltilip hesaba çekilmeyecekseniz,
Suat Yıldırım = Haydi bakalım eğer âhirette vereceğiniz hesap yoksa,
Süleyman Ateş = Eğer (öldükten sonra) cezâlandırılmayacaksanız
Tefhim-ul Kuran = İşte o vakit, eğer siz ceza görmeyecek iseniz,
Ümit Şimşek = Madem hesaba çekilmeyeceksiniz:
Yaşar Nuri Öztürk = Madem ceza görmeyecek kişilersiniz,
İskender Ali Mihr = Öyleyse eğer siz (amellerinizin karşılığında) ceza görecek kimseler değil iseniz.
İlyas Yorulmaz = Eğer siz hesap gününün olamadığını kabul ediyorsanız.