Önceki Ayet Sonraki Ayet  
36. Sûre Yâsîn/62

 وَلَقَدْ أَضَلَّ مِنكُمْ جِبِلًّا كَثِيرًا أَفَلَمْ تَكُونُوا تَعْقِلُونَ

  Ve lekad edalle minkum cibillen kesîran, e fe lem tekûnû ta’kılûn(ta’kılûne).

Kelime Karşılaştırma
ve lekad : ve andolsun
edalle : dalâlette bıraktı, saptırdı
min-kum : sizden
cibillen : insanlar, halk, cemaat
kesîran : çok, çoğu
e : mı
fe : o zaman, hâlâ
lem tekûnû : olmuyorsunuz, olmazsınız
ta’kılûne : akıl ediyorsunuz
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki sizden birçok halk yığınını doğru yoldan saptırdı o, aklınız mı yoktu da akıl edemediniz?

 Abdullah Parlıyan = Ama işin doğrusu bu iken, pekçok insan şeytana uydu da, o nice toplumların yollarını şaşırttı. Akledecek durumda değiller miydi?

 Adem Uğur = Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?

 Ahmed Hulusi = "Andolsun ki (kendinizi yok olup gidecek beden zannınız) sizden pek çok cemaatleri saptırdı! Aklınızı kullanmadınız mı?"

 Ahmet Tekin = Böyle iken, o sizden birçok nesillerin hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti tercihlerine özgürlük tanıdı. Hâlâ akıl erdirir hâle gelemediniz mi?

 Ahmet Varol = O sizden pek çok nesilleri saptırmıştı. Hiç akıl etmiyor muydunuz?

 Ali Bulaç = Andolsun o, sizden birçok insan neslini saptırmıştı. Yine de aklınızı kullanmıyor muydunuz?

 Ali Fikri Yavuz = Böyle iken içinizden bir çok kimseleri şeytan yoldan çıkardı. O vakit neye düşünür akıl eder olmadınız?

 Ali Ünal = Ne var ki o, içinizden nice nesilleri saptırdı. Düşünüp akletmeli (ve ona göre davranmalı) değil miydiniz?

 Bayraktar Bayraklı = Yemin olsun, şeytan içinizden birçok nesli saptırmıştı. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?

 Bekir Sadak = And olsun ki, o sizden nice nesilleri saptirmisti, akletmez miydiniz?

 Celal Yıldırım = And olsun kî şeytan sizden nice nice nesilleri saptırmıştır. Akledecek durumda değil miydiniz ?

 Cemal Külünkoğlu = “Andolsun ki, o (şeytan) sizden pek çok nesli saptırmıştı. Neden aklınızı kullanmadınız?”

 Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştı, akletmez miydiniz?

 Diyanet Vakfi = Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?

 Edip Yüksel = Buna rağmen o, sizden bir çok nesilleri saptırdı. Hiç aklınızı kullanmaz mıydınız?

 Elmalılı Hamdi Yazır = Böyle iken celâlıma karşı o içinizden birçok cibilletleri yoldan çıkardı, ya o vakıt sizin akıllarınız yokmıy dı?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Böyle, iken yüceliğime karşı o içinizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. O zaman sizin akıllarınız yok muydu?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?

 Gültekin Onan = Andolsun o, sizden birçok insan neslini saptırmıştı. Yine de akletmez misiniz?

 Harun Yıldırım = Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?

 Hasan Basri Çantay = Andolsun ki (şeytan) sizden birçok halkı sapdırmadı. O vakit neye akıl etmiyordunuz?

 Hayrat Neşriyat = 'Böyle iken, yemîn olsun ki (şeytan), içinizden birçok nesilleri dalâlete sevk etmiştir. Hiç mi akıl erdirmiyordunuz?'

 İbni Kesir = Andolsun ki; o, sizden birçok nesilleri saptırmıştı. Hala akletmez misiniz?

 Kadri Çelik = “Şüphesiz o, sizden birçok insan kuşağını saptırmıştı. Yine de akıllıca düşünmeli değil miydiniz?”

 Muhammed Esed = (Şeytana gelince,) o bir çoğunuzu saptırmıştır; neden aklınızı kullanmıyorsunuz?"

 Mustafa İslamoğlu = Doğrusu (o Şeytan) sizden bir çok nesli yoldan çıkarmıştır; o zaman aklınız başınızda değil miydi?

 Ömer Nasuhi Bilmen = Andolsun ki, sizden birçok cemiyetleri sapıklığa düşürdü. Siz âkilâne düşünür olmadınız mı?

 Ömer Öngüt = Andolsun ki o sizden birçok nesilleri kandırıp saptırmıştır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?

 Şaban Piriş = O, sizden çoğu toplumları saptırmıştı. Hiç aklınızı kullanmadınız mı?

 Sadık Türkmen = Ant olsun o, sizden bir çok kuşakları yoldan çıkardı. Neden aklınızı kullanmıyorsunuz?

 Seyyid Kutub = Andolsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştır, akletmez misiniz?

 Suat Yıldırım = Şeytan, içinizden nice nesilleri saptırdı. Bunu düşünmeli değil miydiniz?

 Süleyman Ateş = "O, sizden birçok kuşağı saptırmıştı. Düşünmüyor muydunuz?"

 Tefhim-ul Kuran = Andolsun o, sizden birçok insan kuşağını saptırmıştı. Yine de aklınızı kullanmıyor muydunuz?

 Ümit Şimşek = Gerçekten de o sizden nice nesilleri saptırdı. Hiç mi aklınızı kullanmadınız?

 Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, şeytan, içinizden birçok nesli saptırmıştı. Aklınızı hiç işletmiyor muydunuz?

 İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki sizden birçoklarını dalâlette bıraktı. Hâlâ akıl etmez misiniz?

 İlyas Yorulmaz = “O şeytan sizden pek çoğunuzun soyunu saptırmıştı. Akıllarını kullanmayanlardan mısınız?”