فَأَنتَ لَهُ تَصَدَّى
Fe ente lehu tesaddâ.
Diyanet İşleri = Sen, ona yöneliyorsun.
Abdulbaki Gölpınarlı = Artık sen onun üstüne düştükçe düşüyorsun.
Abdullah Parlıyan = sen bütün ilgiyi onlara gösterip onların üstüne düştükçe düşüyorsun.
Adem Uğur = Sen ona yöneliyorsun,
Ahmed Hulusi = Sen ona ilgi gösteriyorsun!
Ahmet Tekin = Evet, sen onların üstüne düşüyorsun.
Ahmet Varol = Sen ona yakın ilgi gösteriyorsun.
Ali Bulaç = İşte sen, onda 'yankı uyandırmaya' çalışıyorsun.
Ali Fikri Yavuz = Sen, ona dönüb sözüne kulak veriyorsun.
Ali Ünal = Onunla çok ciddi ilgileniyorsun (sanki İslâm’a girmesini arzu ediyormuşsun gibi).
Bayraktar Bayraklı = (1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun. [719][720]
Bekir Sadak = (5-6) Ama sen, kendisini ogutten mustagni goren kimseyi karsina alip ilgileniyorsun.
Celal Yıldırım = (5-6) Ama öğüt almaya ihtiyaç duymayanı ise, sen ona yönelip ilgi duyuyorsun.
Cemal Külünkoğlu = (5-7) Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince; sen, ona dönüp sözüne kulak veriyorsun. Oysa onun arınmaktan geri kalmasının sorumlusu sen değilsin.
Diyanet İşleri (eski) = (5-6) Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.
Diyanet Vakfi = (5-7) Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince, sen ona yöneliyorsun. Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.
Edip Yüksel = Sen ona yöneliyorsun.
Elmalılı Hamdi Yazır = Sen onun sadâsına özeniyorsun
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = sen onun sesine özeniyorsun.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sen ona yöneliyorsun.
Gültekin Onan = İşte sen, onda 'yankı uyandırmaya' çalışıyorsun.
Harun Yıldırım = Sen onunla ilgilendin.
Hasan Basri Çantay = İşte sen onu karşına alıyor (ona yöneliyor) sun.
Hayrat Neşriyat = (5-6) (Servetinin gurûruyla) kendisini (îmâna) muhtaç görmeyen kimseye gelince, işte sen (îmâna gelir de İslâma kuvvet verir mi diye) ona yöneliyorsun!
İbni Kesir = İşte sen, onu karşına alıyorsun.
Kadri Çelik = Sen ona yönelip ilgilenirsin.
Muhammed Esed = sen bütün ilgiyi ona gösterdin,
Mustafa İslamoğlu = Sen bütün ilgini ona yönelttin;
Ömer Nasuhi Bilmen = (5-6) Amma istiğnada bulunan kimseye gelince. İmdi sen ona teveccüh ediyorsun.
Ömer Öngüt = İşte sen ona yöneliyorsun.
Şaban Piriş = Sen, yöneliyorsun ona..
Sadık Türkmen = Sen onun tasasını çekiyorsun/onun için endişeye kapılıyorsun.
Seyyid Kutub = Sen onunla ilgileniyorsun!
Suat Yıldırım = (5-6) Ama irşada ihtiyaç duymayana ise, ona dönüp itibar ediyorsun.
Süleyman Ateş = Sen ona yöneliyorsun.
Tefhim-ul Kuran = İşte sen, onda 'yankı uyandırmaya' çalışıyorsun.
Ümit Şimşek = Sen ona yöneliyorsun.
Yaşar Nuri Öztürk = Ki sen ona yöneliyorsun;
İskender Ali Mihr = Oysa sen, ona yöneliyorsun.
İlyas Yorulmaz = Ancak sen yalnızca ona yöneliyorsun.