وَقَالُوا قُلُوبُنَا فِي أَكِنَّةٍ مِّمَّا تَدْعُونَا إِلَيْهِ وَفِي آذَانِنَا وَقْرٌ وَمِن بَيْنِنَا وَبَيْنِكَ حِجَابٌ فَاعْمَلْ إِنَّنَا عَامِلُونَ
Ve kâlû kulûbunâ fî ekinnetin mimmâ ted’ûnâ ileyhi ve fî âzâninâ vakrun ve min beyninâ ve beynike hicâbun fa’mel innenâ âmilûn(âmilûne).
ve kâlû | : ve dediler |
kulûbu-nâ | : bizim kalplerimiz |
fî | : de var |
ekinnetin | : ekinnet, idrak etmeyi önleyen sistem |
mimmâ (min mâ) | : o şeyden |
ted’û-nâ | : bizi davet ediyorsun |
ileyhi | : ona |
ve | : ve |
fî | : da var |
âzâni-nâ | : bizim kulaklarımız |
vakrun | : vakra, işitmeyi önleyen sistem |
ve min | : ve den |
beyni-nâ ve beyni-ke | : seninle bizim aramızda |
hicâbun | : bir perde |
fa’mel (fe ı’mel) | : artık yap |
inne-nâ | : muhakkak ki biz |
âmilûne | : yapanlarız, yapacak olanlarız |
Diyanet İşleri = Dediler ki: “(Ey Muhammed!) Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz örtüler içerisindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde vardır. O hâlde sen (istediğini) yap, şüphesiz biz de (istediğimizi) yapacağız.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve derler ki: Bizi dâvet ettiğin şeye karşı gönüllerimizde perdeler var ve kulaklarımızda ağırlık var ve seninle bizim aramızda da bir perde var, artık sen, dinince çalış, biz de çalışmadayız.
Abdullah Parlıyan = Ve “Ey Muhammed!” derler. “Kalplerimiz, bizi çağırdığın şeye karşı örtüler, kılıflar içinde ve kulaklarımızda bir ağırlık ve sağırlık vardır. Seninle bizim aramızda bir engel var. Öyleyse sen ne istersen yap, unutma ki biz de, her zaman yaptığımızı yine yapacağız.”
Adem Uğur = Ve dediler ki: Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Onun için sen (istediğini) yap, biz de yapmaktayız!
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı bilinçlerimiz koza içindedir, kulaklarımızda bir ağır işitme var; bizimle senin aranda da bir perde mevcut! Artık yap elinden geleni; muhakkak ki biz de yapmaktayız. "
Ahmet Tekin = 'Kalplerimiz kılıf içinde, kaşarlaşmış. Bizi davet ettiğin şeylerle ilgisi yok. Kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda bir perde var. Onun için, sen bilinçli olarak görevini yap, biz bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz.' dediler.
Ahmet Varol = Dediler ki: 'Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalplerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda da bir ağırlık var. Bizimle senin aranda da bir perde var. Artık sen (bildiğini) yap, biz de (bildiğimizi) yapıyoruz.'
Ali Bulaç = Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalblerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz."
Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm, sana) onlar şöyle dediler: “- Senin bizi dâvet ettiğin Kur’an’dan kalblerimiz örtüler içindedir (dediğini anlamıyoruz). Kulaklarımızda da bir ağırlık var ve bizimle senin aranda bir perde mevcuttur. O halde sen dinin üzere çalış, biz de dinimiz üzere çalışacağız.”
Ali Ünal = Şöyle diyorlar: “Senin bizi davet ettiğin inançlara karşı kalbimiz örtülerle sarılıdır; kulaklarımızda ağırlık, seninle aramızda perde vardır. Durum bu, yine de yapacağın bir şey varsa yap, biz de bildiğimiz gibi yapmaya devam edeceğiz!”
Bayraktar Bayraklı = Onlar, “Bizi çağırdığın şeye karşılık kalplerimiz perdelenmiştir. Kulaklarımızda bir ağırlık ve bizimle senin aranda da bir perde vardır. Sen istediğini yap, biz de istediğimizi yapacağız” dediler.[508]
Bekir Sadak = (2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katindan indirilmedir; bilen bir millet icin mujdeci ve uyarici olmak uzere arabca okunarak, ayetleri uzun uzun aciklanmistir. Ama insanlarin cogu yuz cevirmistir, onlar isitmezler de: «Bizi cagirdigin seye karsi kalblerimiz kapalidir, kulaklarimizda agirlik, bizimle senin aranda anlasmamiza engel vardir; istedigini yap, biz de yapacagiz» derler.
Celal Yıldırım = «Bizi çağırdığın şeye karşı kalbimiz kılıflıdır; kulaklarımızda ise ağırlık vardır ve bizimle senin aramızda gerili bir perde bulunuyordun Sen yap yapacağını, doğrusu biz de yapıyoruz.»
Cemal Külünkoğlu = Dediler ki: “Ey Muhammed! Bizi çağırdığın şeye karşı kalbimizde bir örtü, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde vardır. Sen istediğini yap, biz de istediğimizi yapıyoruz.”
Diyanet İşleri (eski) = (2-5) Bu Kitap, merhametli olan Allah katından indirilmedir; bilen bir millet için müjdeci ve uyarıcı olmak üzere Arapça okunarak, ayetleri uzun uzun açıklanmıştır. Ama insanların çoğu yüz çevirmiştir, onlar işitmezler de: 'Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır; istediğini yap, biz de yapacağız' derler.
Diyanet Vakfi = Ve dediler ki: Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Onun için sen (istediğini) yap, biz de yapmaktayız!
Edip Yüksel = Dediler ki: 'Senin bizi çağırdığın şeye karşı sabit fikirliyiz, kulaklarımızda ağırlık ve bizimle sizin aranızda bir perde vardır. İstediğini yap, biz de yapacağız.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve şöyle demektedirler: kalblerimiz senin bizi çağırdığın şeyden örtüler içinde, kulaklarımızda da bir ağırlık var ve seninle bizim aramızdan bir gerki çekilmiştir, haydi yap yapacağını, çünkü biz yapıyoruz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = ve şöyle demektedirler: «Kalplerimiz, senin bizi çağırdığın şeye karşı örtüler içinde, kulaklarımızda da bir ağırlık var ve seninle aramıza bir gergi (perde) çekilmiştir. Haydi, yap yapacağını çünkü biz yapıyoruz!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar: «Ey Muhammed! Senin bizi davet ettiğin şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Seninle bizim aramızda anlaşmamıza engel bir de perde vardır. Sen istediğini yap, çünkü biz yapıyoruz» dediler.
Gültekin Onan = Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalplerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda bir perde vardır. Artık sen, (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz."
Harun Yıldırım = Ve dediler ki: Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Onun için sen (istediğini) yap, biz de yapmaktayız!
Hasan Basri Çantay = Onlar «Bizi kendisine da'vet edegeldiğin şeyden kalblerimiz örtüler içindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda bir perde vardır. O halde sen (dînince) amel (ve hareket) et. Biz de şübhesiz (dinimize göre) amel (ve hareket) ediciyiz» derler.
Hayrat Neşriyat = Ve dediler ki: 'Bizi kendisine da'vet ettiğin şeyden (dolayı), kalblerimiz örtüler içindedir (ne yapsan inanmayacağız) ve kulaklarımızda bir ağırlık vardır (ne söylesen dinlemeyeceğiz) ve seninle bizim aramızda bir perde vardır (ne göstersen görmeyeceğiz). Artık(sen yapacağını) yap; muhakkak ki biz (öyle) yapanlarız!'
İbni Kesir = Bizi, çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Seninle bizim aramızda bir perde var. Sen; istediğini yap, biz de yapıcılarız, dediler
Kadri Çelik = Ve dediler ki: “Bizi kendisine çağırmakta olduğun şeye karşı kalplerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda da bir perde vardır. Artık sen (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz.”
Muhammed Esed = ve "(Ey Muhammed!)" derler, "Kalplerimiz bizi çağırdığın her şeye kapalıdır, kulaklarımız sağırdır ve bizimle senin aranda bir engel vardır. Öyleyse, sen (ne istersen) yap, unutma ki biz de (her zaman yaptığımızı) yine yapacağız!"
Mustafa İslamoğlu = Bir de dönüp derler ki: "Kalplerimiz bizi çağırdığın şeye kapalıdır, kulaklarımızda kurşun vardır; dahası aramızda aşılmaz bir engel vardır. Şu halde sen (elinden geleni) yap, unutma ki biz de (elimizden ne geliyorsa onu) yapacağız!
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve dediler ki: «Kendisine bizi davet ettiğin şeyden bizim kalplerimiz örtüler içindedir. Ve bizim kulaklarımızda bir ağırlık vardır. Ve bizim aramızdan ve senin arandan bir perde vardır. Artık sen (kendi dinine göre) amel et. Şüphe yok ki, biz de (kendi dinimize göre) amel edicileriz.»
Ömer Öngüt = Ve dediler ki: "Bizi dâvet ettiğin şeye karşı kalplerimiz örtülüdür. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Sen istediğini yap, biz de yapıyoruz. "
Şaban Piriş = -Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimizde örtüler, kulaklarımızda ağırlık vardır. Seninle bizim aramızda da bir perde vardır. Sen çalış, biz de çalışacağız, dediler.
Sadık Türkmen = Dediler ki: “Kalplerimiz, bizi kendisine çağırdığın şeye karşı örtüler içindedir, kulaklarımızda da bir ağırlık var. Bizimle senin aranda bir perde var; artık sen yap şüphesiz biz de yapanlarız.”
Seyyid Kutub = Dediler ki: «Ey Muhammed! Bizi çağırdığın şeye karşı kalbimiz kapalıdır, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde vardır. Sen istediğini yap, biz de istediğimizi yapıyoruz.»
Suat Yıldırım = Ve derler ki: "Senin bizi dâvet ettiğin inançlara karşı kalplerimiz kapalıdır, örtüler içindedir; kulaklarımızda da ağırlık bulunmaktadır. Hem aramızda bir perde çekilmiştir. Artık bu durumda yapacağın bir şey varsa yap, biz de bildiğimiz gibi yapmaya devam edeceğiz!"
Süleyman Ateş = Dediler ki: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kılıflar içinde, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde var. Sen (istediğini) yap, biz de (istediğimizi) yapıyoruz."
Tefhim-ul Kuran = Ve dediler ki: «Bizi kendisine çağırmakta olduğun şeye karşı kalblerimiz bir örtü içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda da bir perde vardır. Artık sen (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz.»
Ümit Şimşek = Dediler ki: 'Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz örtülü, kulaklarımızda ağırlık, seninle bizim aramızda da perde var. Artık ne yapacaksan yap; biz de yapacağız.'
Yaşar Nuri Öztürk = Dediler ki: "Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız."
İskender Ali Mihr = Ve dediler ki: “Bizi kendisine davet ettiğin şeye karşı, kalplerimizde (idrak etmeyi önleyen) ekinnet, kulaklarımızda (işitmeyi engelleyen) vakra ve seninle bizim aramızda bir perde var. Artık (sen dilediğini) yap! Muhakkak ki biz de dilediğimizi yapacak olanlarız.”
İlyas Yorulmaz = Onlar “Kalplerimiz senin davetine karşı engellerle dolu, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde var. Sen yapacağını yap, bizde yapacağımızı yapacağız” dediler.