يَا أَبَتِ إِنِّي أَخَافُ أَن يَمَسَّكَ عَذَابٌ مِّنَ الرَّحْمَن فَتَكُونَ لِلشَّيْطَانِ وَلِيًّا
Yâ ebeti innî ehâfu en yemesseke azâbun miner rahmâni fe tekûne liş şeytâni veliyyâ(veliyyen).
yâ ebeti | : ey babacığım |
in-nî | : muhakkak ki ben |
ehâfu | : korkuyorum |
en yemesse-ke | : sana dokunması |
azâbun | : bir azap |
min er rahmâni | : Rahmân’dan |
fe | : böylece, o zaman, o durumda |
tekûne | : sen olursun |
li eş şeytâni | : şeytan için |
veliyyen | : velî, dost |
Diyanet İşleri = “Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ata, gerçekten de korkuyorum, sana rahmândan bir azap gelip çatar da Şeytan'a dost olursun.
Abdullah Parlıyan = Ey babacığım! Ben, senin başına O sınırsız rahmet sahibi Rahman'ın katından bir azap gelip çatmasından ve böylece şeytanın dostu olmandan korkarım.”
Adem Uğur = Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.
Ahmed Hulusi = "Ey babacığım. . . Ben, sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece (gelecek yaşamda da) şeytanın dostu (bedensellik sınırları içinde kalmış) olmandan korkarım. "
Ahmet Tekin = 'Babacığım, Rahman olan Allah’ın azâbının sana dokunmasından, senin, şeytanın, şeytan tıynetli ahlaksız azgınların velisi, yakın dostu, arkadaşı haline gelmenden korkuyorum.'
Ahmet Varol = Ey babacığım! Doğrusu ben, Rahman'dan sana bir azabın dokunmasından ve böylece şeytana dost olacağından korkuyorum.' [3]
Ali Bulaç = "Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."
Ali Fikri Yavuz = Ey babam! Doğrusu ben korkarım ki, sana Rahman’dan bir azap dokunur da Şeytan’a (Cehennem’de) arkadaş olursun.”
Ali Ünal = “Babacığım! Bu gidişle o Rahmân’dan sana bir cezanın gelip dokunmasından ve neticede şeytana tam bir dost, onun elinde bir âlet olmandan korkuyorum.”
Bayraktar Bayraklı = "Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."
Bekir Sadak = «Babacigim! Dogrusu sana Rahman katindan bir azabin gelmesinden korkuyorum ki boylece seytanin dostu olarak kalirsin.»
Celal Yıldırım = Babacığım, doğrusu ben. Rahmân'dan sana dokunacak bir azâbdan korkarım ; o takdirde şeytana dost ve arkadaş olursun.
Cemal Külünkoğlu = “Ey babacığım! Gerçekten ben, senin Rahman (olan Allah)'tan gelecek bir azaba çarptırılarak şeytanın dostu olacağından korkuyorum.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Babacığım! Doğrusu sana Rahman katından bir azabın gelmesinden korkuyorum ki böylece şeytanın dostu olarak kalırsın.'
Diyanet Vakfi = Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.
Edip Yüksel = 'Babacığım, Rahman tarafından bir cezaya çarpılman ve şeytana dost olmandan korkuyorum.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Babacığım ben cidden korkarım ki sana o rahmandan bir azâb dokunur da Şeytana yar olursun.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Babacığım doğrusu ben, sana o Rahman'dan bir azabın dokunup da şeytana dost olmandan korkuyorum.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Babacığım! Doğrusu ben korkarım ki, sana Rahmân'dan bir azab dokunur da şeytana (cehennemde arkadaş) olursun.»
Gültekin Onan = "Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."
Harun Yıldırım = “Babacığım, gerçekten ben sana Rahman’dan bir azabın dokunmasından korkuyorum. O zaman, şeytanın dostu olursun.”
Hasan Basri Çantay = «Ey babam, hakıykaten korkuyorum ki çok esirgeyen (Allahdan sana bir azâb gelib çatar da şeytana yâr olmuş olursun».
Hayrat Neşriyat = 'Ey babacığım! Doğrusu ben, sana Rahmândan bir azab dokunup da şeytana bir dost olmandan korkuyorum!'
İbni Kesir = Babacığım, sana Rahman'ın katından bir azabın gelmesinden korkuyorum. Böylece şeytanın dostu olarak kalırsın.
Kadri Çelik = “Babacığım! Gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkmaktayım; o zaman şeytanın velisi olursun.”
Muhammed Esed = Ey babacığım, ben senin başına O sınırsız rahmet Sahibi'nin katından bir azabın çökmesinden korkuyorum; (öyle bir azap ki,) başına geldiği zaman Şeytan'ın dostu ol(duğunu hemen anlar)sın."
Mustafa İslamoğlu = "Ey babacığım! O rahmet kaynağından gelecek bir azabın sana dokunmasından endişe ediyorum; işte o zaman Şeytan'ın bir dostu da sen olmuş olursun!"
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ey pederim! Ben muhakkak korkarım ki, sana Rahmân tarafından bir azap isabet eder de artık şeytana bir yar olmuş olursun.»
Ömer Öngüt = “Babacığım! Doğrusu korkuyorum ki, çok esirgeyici olan Allah'tan sana bir azap gelip çatar da şeytana arkadaş olmuş olursun. ”
Şaban Piriş = Babacığım eğer şeytana dost olarak kalırsan Rahman’dan sana bir azabın dokunmasından korkuyorum.
Sadık Türkmen = Babacığım! Ben Rahmân’ın katından sana, bir azabın dokunmasından korkuyorum. O zaman şeytanın dostu olursun.”
Seyyid Kutub = Ey babacığım, senin Allah'dan gelecek bir azaba çarptırılarak şeytanın dostu olacağından korkuyorum.
Suat Yıldırım = Babacığım, bu gidişle o Rahman’dan bile bir azabın gelip sana dokunacağından ve senin şeytana hemdem olacağından ciddî endişe içindeyim.
Süleyman Ateş = "Babacığım, ben sana Rahmân'dan bir azâbın dokunmasından korkuyorum. O zaman, şeytânın dostu olursun."
Tefhim-ul Kuran = «Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkmaktayım, o zaman şeytanın velisi olursun.»
Ümit Şimşek = 'Babacığım, sana Rahmân'dan bir azap dokunur da şeytana arkadaş olursun diye korkuyorum.'
Yaşar Nuri Öztürk = "Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece şeytanın dostu haline gelmenden korkuyorum!"
İskender Ali Mihr = Ey babacığım, muhakkak ki ben, sana Rahmân’dan azap dokunmasından korkuyorum! O durumda, şeytana velî (dost) olursun.
İlyas Yorulmaz = “Ey Babacığım! Rahmandan sana bir azabın dokunmasından korkuyorum. O zaman şeytanın arkadaşı (velisi) olursun” demişti.