قَالَ فَاخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ
Kâle fahruc minhâ fe inneke recîm(recîmun).
Diyanet İşleri = (34-35) Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Çık buradan dedi, şüphe yok ki taşlanmış, kovulmuşsun sen.
Abdullah Parlıyan = Allah da, “Çık git buradan, sen kovulmuş ve taşlanmışsın” buyurdu.
Adem Uğur = Allah şöyle buyurdu: Öyle ise oradan çık! Artık kovuldun!
Ahmed Hulusi = Buyurdu: "O hâlde çık oradan! Muhakkak ki sen racîmsin (tard edilmiş, taşlanmış). "
Ahmet Tekin = Allah:'Öyle ise, ordan çık, artık sen kovuldun' buyurdu.
Ahmet Varol = (Allah) dedi ki: 'Öyleyse çık oradan, sen artık kovulmuş birisin.
Ali Bulaç = Dedi ki: "Öyleyse ondan (cennetten) çık, çünkü sen kovulmuş bulunmaktasın."
Ali Fikri Yavuz = Allah buyurdu ki: “- O halde, o cennetten çık, çünkü sen koğulmuşsun.
Ali Ünal = “Çık oradan!” buyurdu Allah; “Sen, artık huzurumdan ve rahmetimden kovulmuş birisin.
Bayraktar Bayraklı = Allah şöyle buyurdu: “Öyle ise oradan çık! Artık kovuldun!”
Bekir Sadak = (34-35) «leyse defol oradan, sen artik kovulmus birisin. Dogrusu hesap gunune kadar lanet sanadir» dedi.
Celal Yıldırım = Bunun üzerine Allah ona: «Çık oradan ; çünkü doğrusu sen koğulmüş ve sürülmüşsün !
Cemal Külünkoğlu = (34-35) (Allah) şöyle buyurdu: “Öyle ise oradan (cennetten) çık! Artık kovuldun! Ve bil ki, hesap gününe kadar lanetim üzerinde olacak!”
Diyanet İşleri (eski) = (34-35) 'Öyleyse defol oradan, sen artık kovulmuş birisin. Doğrusu hesap gününe kadar lanet sanadır' dedi.
Diyanet Vakfi = Allah şöyle buyurdu: Öyle ise oradan çık! Artık kovuldun!
Edip Yüksel = (Tanrı:) 'Öyleyse çık oradan; sen kovuldun!'
Elmalılı Hamdi Yazır = O halde, dedi: çık oradan çünkü sen racîmsin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah: «O halde çık oradan; çünkü sen, artık kovulmuşsundur!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah şöyle buyurdu: «Öyle ise oradan çık! Sen, artık kovulmuş birisin.»
Gültekin Onan = Dedi ki: "Öyleyse ondan (cennetten) çık, çünkü sen kovulmuş bulunmaktasın."
Harun Yıldırım = Dedi ki: Öyle ise oradan çık! Artık kovuldun!
Hasan Basri Çantay = (Cenâb-ı Hak) şöyle buyurdu: «O halde çık buradan. Çünkü sen artık koğulmuşsundur».
Hayrat Neşriyat = (Allah) buyurdu ki: 'Öyle ise oradan (Cennetten) çık! Artık hiç şübhesiz sen,(benim rahmetimden) kovulmuş birisin!'
İbni Kesir = Buyurdu ki: Öyleyse çık oradan. Sen, artık kovulmuş birisin.
Kadri Çelik = Dedi ki: “Öyleyse ondan (cennetten) çık, çünkü sen kovulmuş bulunmaktasın.”
Muhammed Esed = "Çık git öyleyse bu (meleki makam)dan!" diye buyurdu O; "Çünkü, sen artık kovulmuş birisin!
Mustafa İslamoğlu = (Allah) "Öyleyse çık git bu makamdan!" dedi, "Çünkü sen kendi kendini aşağıladın!
Ömer Nasuhi Bilmen = (Hak Teâlâ da) Buyurdu ki: «Artık çık oradan, muhakkak ki, sen kovulmuşundur.»
Ömer Öngüt = Buyurdu ki: “Çık oradan! Sen artık kovuldun!”
Şaban Piriş = - Defol oradan, sen kovuldun! dedi.
Sadık Türkmen = (Allah) “öyleyse, oradan çık” buyurdu; “Çünkü sen kovuldun!
Seyyid Kutub = Allah «Öyleyse defol oradan, artık sen rahmetimden kovulmuşsun» dedi.
Suat Yıldırım = (34-35) Allah şöyle buyurdu: "O halde, defol buradan! Çünkü sen kovuldun ve bu lânet, hesap gününe kadar senin üzerinde devam edecektir."
Süleyman Ateş = (Allâh): "Öyleyse çık oradan (meleklerin içinden çık), dedi, çünkü sen kovuldun!"
Tefhim-ul Kuran = Dedi ki: «Öyleyse ondan (cennetten) çık, çünkü sen kovulmuş bulunmaktasın.»
Ümit Şimşek = Allah 'Öyleyse çık oradan,' buyurdu. 'Sen artık kovulmuş birisin.
Yaşar Nuri Öztürk = Buyurdu: "Öyleyse çık oradan, çünkü kovuldun."
İskender Ali Mihr = (Allahû Tealâ şöyle) buyurdu: “Hemen oradan çık! Muhakkak ki; sen bu sebeple kovuldun.”
İlyas Yorulmaz = Allah “Çık oradan. Sen kovuldun. ”