وَإِنَّ عَلَيْكَ اللَّعْنَةَ إِلَى يَوْمِ الدِّينِ
Ve inne aleykel lâ’nete ilâ yevmid dîn(dîni).
ve inne | : ve muhakkak |
aleyke el lâ’nete | : lânet senin üzerinedir |
ilâ yevmi ed dîni | : dîn gününe (karşılıkların, ceza veya mükâfatın verildiği güne) kadar |
Diyanet İşleri = (34-35) Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve gerçekten de din gününe dek lânet sana.
Abdullah Parlıyan = “Ve bil ki, hesap gününe kadar lanetim peşini bırakmayacak.”
Adem Uğur = Muhakkak ki kıyamet gününe kadar lânet senin üzerine olacaktır!
Ahmed Hulusi = "Muhakkak ki, Sünnetullah gerçeğinin açığa çıkma sürecine kadar lânet (hakikatini yaşamaktan uzak düşme) senin üzerinedir. "
Ahmet Tekin = 'Herkesin vahyedilen dinin, şeriatın, İslâmî sorumluluğun hesabını vereceği yalnız ilâhî mevzuatın yürürlükte olduğu güne kadar, sana lânet yağacaktır.'
Ahmet Varol = Ceza gününe kadar lanet senin üzerinedir.'
Ali Bulaç = "Ve şüphesiz, din gününe kadar lanet senin üzerinedir."
Ali Fikri Yavuz = Şüphe yok ki, lânet, kıyamet gününe kadar senin üzerindedir.”
Ali Ünal = “Hesap Günü’ne kadar hep lânetlenmiş olarak yaşayacaksın!”
Bayraktar Bayraklı = “Muhakkak ki kıyamet gününe kadar lanet senin üzerine olacaktır.”
Bekir Sadak = (34-35) «leyse defol oradan, sen artik kovulmus birisin. Dogrusu hesap gunune kadar lanet sanadir» dedi.
Celal Yıldırım = Ve doğrusu hesap-cezâ gününe kadar elbette lanet senin üzerindedir,» dedi.
Cemal Külünkoğlu = (34-35) (Allah) şöyle buyurdu: “Öyle ise oradan (cennetten) çık! Artık kovuldun! Ve bil ki, hesap gününe kadar lanetim üzerinde olacak!”
Diyanet İşleri (eski) = (34-35) 'Öyleyse defol oradan, sen artık kovulmuş birisin. Doğrusu hesap gününe kadar lanet sanadır' dedi.
Diyanet Vakfi = Muhakkak ki kıyamet gününe kadar lânet senin üzerine olacaktır!
Edip Yüksel = 'Yargı gününe kadar laneti hakkettin,' dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve bu lâ'net ceza gününe kadar üzerindedir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve bu lanet ceza gününe kadar üzerindedir.» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Kıyamet gününe kadar lanet senin üzerindedir.»
Gültekin Onan = "Ve şüphesiz, din gününe kadar lanet senin üzerinedir."
Harun Yıldırım = Muhakkak ki kıyamet gününe kadar lânet senin üzerine olacaktır!
Hasan Basri Çantay = «Hiç şübhesiz ceza gününe kadar lâ'net senin tependedir».
Hayrat Neşriyat = 'Ve muhakkak ki kıyâmet gününe kadar lâ'net, senin üzerinedir!'
İbni Kesir = Muhakkak ki ceza gününe kadar la'net sanadır.
Kadri Çelik = “Ve şüphesiz ceza gününe kadar lanet senin üzerinedir.”
Muhammed Esed = Ve bil ki, Hesap Günü'ne kadar lanet(im) peşinde olacak!"
Mustafa İslamoğlu = Ve unutma ki Hesap Günü'ne kadar tüm lanet senin üzerine olacaktır!"
Ömer Nasuhi Bilmen = (35-36) «Ve şüphe yok ki, Kıyamet gününe kadar lânet senin üzerinedir.» (Şeytan da) Dedi ki: «Yarabbi! Öyle ise kabirlerinden kaldırılacakları güne kadar bana mühlet ver.»
Ömer Öngüt = “Kıyamet gününe kadar lânet senin üzerine olacaktır. ”
Şaban Piriş = Hesap gününe kadar lanet sana!
Sadık Türkmen = Şüphesiz, ta ceza gününe kadar lânet/huzursuzluk senin üzerinedir!”
Seyyid Kutub = Hesaplaşma gününe kadar sürekli olarak lânetim üzerinedir.
Suat Yıldırım = (34-35) Allah şöyle buyurdu: "O halde, defol buradan! Çünkü sen kovuldun ve bu lânet, hesap gününe kadar senin üzerinde devam edecektir."
Süleyman Ateş = "Tâ cezâ gününe kadar üzerine lâ'net edilecektir!"
Tefhim-ul Kuran = «Ve şüphesiz, din gününe kadar lanet senin üzerinedir.»
Ümit Şimşek = 'Hesap gününe kadar bu lânet senin üzerinde kalacaktır.'
Yaşar Nuri Öztürk = "Din gününe kadar üzerinde lanet var."
İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki; lânet, dîn gününe (karşılıkların, ceza veya mükâfatın verildiği güne) kadar senin üzerinedir.
İlyas Yorulmaz = “Senin için din (hesap) gününe kadar lanet var” dedi.