كَلَّا إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ
Kellâ innehâ tezkiratun.
kellâ | : hayır |
inne-hâ | : muhakkak ki o |
tezkiratun | : bir zikirdir, öğüttür, nasihattir |
Diyanet İşleri = Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur’an) bir öğüttür.
Abdulbaki Gölpınarlı = Öyle değil, şüphe yok ki Kur'ân, ancak bir öğüttür.
Abdullah Parlıyan = Hayır, hayır böyle yapma. O Kur'ân elbette bir öğüttür.
Adem Uğur = Hayır! Şüphesiz bunlar bir öğüttür,
Ahmed Hulusi = Hayır, muhakkak ki o hatırlatmadır.
Ahmet Tekin = Sakın böyle davranma! Bu âyetler birer öğüttür, uyarıdır.
Ahmet Varol = Hayır. Bu ancak bir öğüttür.
Ali Bulaç = Hayır; çünkü o (Kur'an), bir öğüttür.
Ali Fikri Yavuz = Hayır, (bir daha böyle yapma) çünkü o Kur’an bir öğüddür.
Ali Ünal = Hayır, (yapılması gereken bu değil)! Çünkü Kur’ân, (herkes için) bir öğüttür, bir uyarıdır;
Bayraktar Bayraklı = (11-12) Hayır! Yaptığın doğru değil, âyetlerimiz bir öğüttür, dileyen ondan öğüt alır.
Bekir Sadak = Dikkat et; bu Kuran bir oguttur.
Celal Yıldırım = Hayır, hayır; O (Kur'ân) elbette bir öğüttür.
Cemal Külünkoğlu = (11-12) Hayır! (Böyle yapman doğru değil.) Çünkü o (Kur'an) bir öğüttür. Dileyen ondan öğüt alır.
Diyanet İşleri (eski) = Dikkat et; bu Kuran bir öğüttür.
Diyanet Vakfi = (11-16) Hayır! Şüphesiz bunlar (âyetler), değerli ve güvenilir kâtiplerin elleriyle (yazılıp) tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde (yazılı) bir öğüttür; dileyen ondan (Kur'an'dan) öğüt alır.
Edip Yüksel = Doğrusu, bu bir hatırlatmadır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hayır hayır zinhar, çünkü o bir tezkiredir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hayır, hayır, sakın! Çünkü o (Kur'an) bir öğüttür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hayır hayır, sakın. Çünkü o Kur'ân bir öğüttür.
Gültekin Onan = Hayır; çünkü o (Kuran), bir öğüttür.
Harun Yıldırım = Hayır, hayır; gerçekte o, bir öğüttür.
Hasan Basri Çantay = Sakın (bir daha böyle yapma Habîbim). Çünkü o (Kur'an) bir öğüddür.
Hayrat Neşriyat = Hayır (böyle yapma)! Çünki bunlar (bu âyetler), bir nasîhattir.
İbni Kesir = Sakın; çünkü bu, bir öğüttür.
Kadri Çelik = Hayır! Çünkü o (Kur'an), bir hatırlatmadır.
Muhammed Esed = Elbette, bu (mesaj)lar yalnızca birer hatırlatma ve öğütten ibarettir:
Mustafa İslamoğlu = Elbet bu hitap bir öğüt ve uyarıdan ibarettir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Hayır. Şüphe yok ki, o bir öğüttür.
Ömer Öngüt = Hayır! Öyle yapma. Çünkü o (Kur'an) bir öğüttür.
Şaban Piriş = Hayır, (şunu iyi bil ki) şüphesiz bu, bir tezkire/pasaporttur.
Sadık Türkmen = Hayir Hayir! Bu (Kur’an) bir hatırlatmadır/öğüttür!
Seyyid Kutub = Asla olmaz böyle şey! Kur'an ayetleri birer hatırlatmadır öğüttür.
Suat Yıldırım = Hayır! Öyle yapma! Çünkü o ayetler öğüttür, uyarıdır.
Süleyman Ateş = Hayır (olmaz böyle şey); o (âyetler), bir hatırlatmadır.
Tefhim-ul Kuran = Hayır; çünkü o (Kur'an), bir öğüttür.
Ümit Şimşek = Sakın! Çünkü o bir öğüttür.
Yaşar Nuri Öztürk = Hayır, hiç de öyle değil! O, bir düşündürücüdür.
İskender Ali Mihr = Hayır, muhakkak ki O (Kur’ân), bir Zikir’dir (Öğüt’tür).
İlyas Yorulmaz = Hayır, o (sana vahyettiğimiz) yalnızca bir öğüttür.