لَا يَسْمَعُونَ حَسِيسَهَا وَهُمْ فِي مَا اشْتَهَتْ أَنفُسُهُمْ خَالِدُونَ
Lâ yesmeûne hasîsehâ, ve hum fî mâştehet enfusuhum hâlidûn(hâlidûne).
lâ yesmeûne | : işitmezler |
hasîse-hâ | : onun uğultusu |
ve hum | : ve onlar |
fî | : içinde |
meştehet (mâ iştehet) | : istenen (arzu edilen) şey |
enfusu-hum | : onların nefsleri |
hâlidûne | : ebedî kalacak olanlar |
Diyanet İşleri = Onlar cehennemin hışıltısını bile duymazlar. Canlarının istediği nimetler içinde ebedî olarak kalırlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Orasının en hafif bir sesini bilmez duymaz onlar ve canlarının dilediği, arzuladığı şeylerin içinde ebedîdir onlar.
Abdullah Parlıyan = Onlar cehennemin uğultusunu da duymazlar, cennette canlarının arzu ettiği şeyler arasında, temelli yaşayıp gidecekler.
Adem Uğur = Bunlar onun uğultusunu duymazlar; gönüllerinin dilediği nimetler içinde ebedî kalırlar.
Ahmed Hulusi = Onun (cehennemin) gümbürtüsünü işitmezler. . . Nefslerinin arzu ettiği her şey içinde sonsuza dek yaşarlar.
Ahmet Tekin = Bunlar cehennemin uğultusunu duymazlar. Bunlar, canlarının çektiği, istedikleri nimetler içinde ebedî yaşarlar.
Ahmet Varol = Onun uğultusunu duymazlar ve onlar canlarının çektiği şeyler içinde sonsuzdurlar.
Ali Bulaç = Onun uğultusunu bile duymazlar. Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcıdırlar.
Ali Fikri Yavuz = Cehennemden uzaklaştırılan o cennetlikler, cehennemin hışıltısını bile duymazlar ve bunlar canlarının istediği şeyler (çeşitli nimetler) içinde ebedi olarak kalıcıdırlar.
Ali Ünal = Öyle ki, onun hışırtısını bile duymazlar; (Cennet’te) canlarının çektiği nimetler içinde sonsuzca yaşayıp gideceklerdir onlar.
Bayraktar Bayraklı = Onlar, cehennemin uğultusunu duymazlar; gönüllerinin dilediği nimetler içinde çok uzun süreli kalırlar.
Bekir Sadak = Cehennemin ugultusunu duymazlar. Canlarinin istedigi seyler icinde temelli kalirlar.
Celal Yıldırım = Cehennem uğultusunu da duymazlar ve onlar canlarının çektiği nîmetler içinde ebedîdirler.
Cemal Külünkoğlu = Onlar onun (cehennemin) hışıltısını bile duymazlar. Canlarının istediği nimetler içinde (orada) ebedî olarak kalırlar.
Diyanet İşleri (eski) = Cehennemin uğultusunu duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar.
Diyanet Vakfi = Bunlar onun uğultusunu duymazlar; gönüllerinin dilediği nimetler içinde ebedî kalırlar.
Edip Yüksel = Onun uğultusunu işitmezler. Canlarının istediği şeyler içinde ebedi kalırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır = ve bunlar canlarının istediğinde muhalled kalacaklardır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onun uğultusunu bile duymazlar. Bunlar canlarının istediği şeyler içinde sonsuza dek kalacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bunlar onun (cehennemin) uğultusunu bile duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar.
Gültekin Onan = Onun uğultusunu bile duymazlar. Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcıdırlar.
Harun Yıldırım = Bunlar onun uğultusunu duymazlar; gönüllerinin dilediği nimetler içinde ebedî kalırlar.
Hasan Basri Çantay = Bunlar gönüllerinin dilediği (ni'metler) içinde ebedî (yaşamlarken onun (cehennemin) gizli sesini bile duymazlar.
Hayrat Neşriyat = (O mü’minler) onun (o Cehennemin çok uzak mesâfelerden bile işitilen)uğultusunu duymazlar. Ve onlar canlarının çektiği şeyler (hesabsız ni'metler) içinde ebedî olarak kalıcıdırlar.
İbni Kesir = Onun uğultusunu duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar.
Kadri Çelik = Onun (cehennemin) uğultusunu bile duymazlar. Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcılardır.
Muhammed Esed = onlar (cehennemin) soluğunu (bile) işitmeyecekler ve canlarının arzu edegeldiği şeyler arasında sonsuza kadar yaşayıp gidecekler.
Mustafa İslamoğlu = Onlar oranın uğultusunu bile duymayacaklar. Ve onlar canlarının çektiği şeyler arasında kalıcı bir hayat sürecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onun hışıltısını bile duymazlar ve onlar nefislerinin hoşlandığı şeyler içinde daima kalacak kimselerdir.
Ömer Öngüt = Cehennemin uğultusunu bile duymazlar. Canlarının çektiği nimetler içinde ebedî kalacaklardır.
Şaban Piriş = Onun uğultusunu duymazlar. Canlarının arzu ettiği şeyler içinde ebedi kalırlar.
Sadık Türkmen = Onun uğultusunu duymazlar, canlarının istediği şey/nimetler içinde sonsuz kalacaklardır.
Seyyid Kutub = Onlar cehennem ateşinin uğultusunu duymazlar ve ebedi olarak canlarının çektiği nimetler içinde kalırlar.
Suat Yıldırım = Onlar cehennemin hışırtısını bile işitmeyecek, canlarının çektiği nimetler içinde ebedî kalacaklardır.
Süleyman Ateş = Onun uğultusunu duymazlar. Ve canlarının çektiği (ni'metler) içinde ebedi kalırlar.
Tefhim-ul Kuran = Onun uğultusunu bile duymazlar. Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcıdırlar.
Ümit Şimşek = Onun hışırtısını bile işitmezler. Onlar, canlarının çektiği nimetler içinde ebediyen kalacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Onun uğultusunu duymazlar. Onlar, gönüllerinin istediği şeyler içinde sürekli yaşayacaklardır.
İskender Ali Mihr = Onun (cehennemin) uğultusunu işitmezler. Ve onlar, istedikleri şeyler içinde ebedî kalacak olanlardır.
İlyas Yorulmaz = Onlar cehennemin fokurtularını işitmezler ve canlarının çektiği, kendileri için hazırlanmış güzellikler içinde devamlı kalıcıdırlar.