Önceki Ayet Sonraki Ayet  
21. Sûre Enbiyâ/101

 إِنَّ الَّذِينَ سَبَقَتْ لَهُم مِّنَّا الْحُسْنَى أُوْلَئِكَ عَنْهَا مُبْعَدُونَ

  İnnellezîne sebekat lehum minnâl husnâ ulâike anhâ mub’adûn(mub’adûne).

Kelime Karşılaştırma
inne : muhakkak
ellezîne : o kimseler, onlar
sebekat : geçti (ulaştı)
lehum : onlar, onlara
minnel husnâ (min nâ el husna) : bizden güzellik
ulâike : işte onlar
an-hâ : ondan
mub’adûne (baîd) : uzaklaştırılmış olanlar, uzaklaştırılanlar (uzak)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz kendileri için tarafımızdan en güzel mükâfat hazırlanmış olanlar var ya; işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Fakat kendilerine, tarafımızdan güzel bir vaitte bulunulan, haklarında iyilik takdîr edilen kimseler, oradan uzaklaşmışlardır.

 Abdullah Parlıyan = Ama gerçekten kendileri için, katımızdan iyilik ve güzellik yazılmış bulunanlara gelince, böyleleri cehennemden uzak tutulacaklardır.

 Adem Uğur = Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.

 Ahmed Hulusi = Bizden kendilerine güzellik, saadet takdir edilmiş olan kimselere gelince, işte onlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.

 Ahmet Tekin = Amelleri sebebiyle tarafımızdan, kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlar, işte onlar, cehennemden uzak tutulurlar.

 Ahmet Varol = Bizden kendileri için önceden güzellik takdir edilmiş olanlar işte onlar oradan uzaklaştırılırlar.

 Ali Bulaç = Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte, onlar, ondan uzaklaştırılmışlardır.

 Ali Fikri Yavuz = Şüphesiz ki, kendilerine bizden saadet icap etmiş olanlar, işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.

 Ali Ünal = Buna karşılık, haklarında tarafımızdan va’din güzeli (Cennet, Cemâlüllah ve Allah’ın rızası) takdir edilmiş olanlara gelince, onlar Cehennem’den uzak tutulacaklardır.

 Bayraktar Bayraklı = Tarafımızdan kendilerine güzel sonuç takdir edilmiş olanlara gelince, işte onlar cehennemden uzak tutulurlar.

 Bekir Sadak = Yaptiklarina karsilik katimizdan kendileri icin iyi seyler yazilmis olanlar, iste onlar cehennemden uzak tutulanlardir.

 Celal Yıldırım = Şüphesiz ki bizden kendilerine en güzel (en doyurucu mutluluk) sözü verilmiş olanlar (var ya), işte onlar Cehennem'den uzak tutulmuşlardır.

 Cemal Külünkoğlu = Daha önce (güzel ve faydalı eylemlerinden dolayı) akıbetlerinin iyi olacağını takdir ettiğimiz kimselere gelince; işte onlar cehennemden uzak tutulacaklardır.

 Diyanet İşleri (eski) = Yaptıklarına karşılık katımızdan kendileri için iyi şeyler yazılmış olanlar, işte onlar cehennemden uzak tutulanlardır.

 Diyanet Vakfi = Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.

 Edip Yüksel = Ancak kendilerine mutlu bir son belirlediklerimiz hariç, onlar ondan uzaklaştırılacaklardır.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Şübhe yok ki haklarında bizden husnâ sebkedenler, bunlar, ondan uzaklaştırılmışlardır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şüphe yok ki, haklarında Bizden güzellik takdir edilmiş olanlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şüphesiz katımızdan kendileri için güzel şeyler takdir edilmiş olanlar, işte oradan (cehennemden) uzak tutulanlardır.

 Gültekin Onan = Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte, onlar, ondan uzaklaştırılmışlardır.

 Harun Yıldırım = Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.

 Hasan Basri Çantay = Şübhe yok ki kendileri için bizden en güzel (bir seâdet) sebk etmiş (takdîr edilmiş) olanlar, işte bunlar oradan (cehennemden) uzaklaşdırılmışlardır.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki tarafımızdan kendilerine en güzel (saâdet) takdîr edilmiş olanlar var ya, işte onlar ondan (Cehennemden) uzaklaştırılmış kimselerdir.

 İbni Kesir = Şüphesiz ki daha önce, kendilerine Bizden güzellik vaadi geçmiş olanlar; bunlar, oradan uzaklaştırılmışlardır.

 Kadri Çelik = Bizden kendilerine önceden güzel bir söz verilmiş olanlar (var ya), işte onlar, ondan (ateşten) uzaklaştırılmış olanlardır.

 Muhammed Esed = (Ama,) bakın, kendileri için katımızdan nihai iyilik ve güzellik (yazılmış) bulunanlara gelince; böyleleri (cehennemden) uzak tutulacaklar.

 Mustafa İslamoğlu = Ne var ki, katımızdan kendilerine iyilik-güzellik ihsan ettiğimiz kimselere gelince: işte onlar (cehennem)den uzak tutulacaklar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak ki, kendileri için Bizden bir güzellik sebk etmiş olanlar, oradan uzak bulundurulmuşlardır.

 Ömer Öngüt = O kimseler ki tâ ezelden haklarında tarafımızdan en güzel bir saâdet sebketmiş, iyilik fermanı çıkmıştır. Bunlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.

 Şaban Piriş = (Yaptıklarına karşılık) Bizden iyilik ödülü kazananlar ise, onlar cehennemden uzak tutulur.

 Sadık Türkmen = Tarafimizdan, kendilerine bir güzellik takdir edilen kimseler, işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.

 Seyyid Kutub = Daha önce akıbetlerinin iyi olacağını takdir ettiğimiz kimselere gelince, onlar cehennemden uzak tutulacaklardır.

 Suat Yıldırım = Ama kendileri hakkında Bizden ebedî mutluluk takdir edilmiş olanlar, cehennemden uzak tutulacaklardır.

 Süleyman Ateş = Ama bizden kendilerine (ezelde) güzellik geçmiş (mutluluk takdir edilmiş) olanlar, işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.

 Tefhim-ul Kuran = Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte onlar, ondan uzaklaştırılmış olanlardır.

 Ümit Şimşek = Kendileri için güzellik takdir ettiğimiz kimselere gelince, onlar Cehennemden uzak tutulmuştur.

 Yaşar Nuri Öztürk = Tarafımızdan kendilerine güzellik hazırlananlara gelince, bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki Bizden kendilerine hüsna (güzellikler) ulaşanlar (yazılanlar), işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılanlardır.

 İlyas Yorulmaz = Ancak bizden, kendileri için güzellikler yazılmış olanlar, o cehennemden uzak tutulacaklardır.