فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى
Fe se nuyessiruhu lil usrâ.
fe | : o zaman, o taktirde |
se-nuyessiru-hu | : biz ona kolaylaştıracağız (biz onu başarılı kılacağız) |
li | : için, ... ı |
el usrâ | : zorluk, zor olan, zor |
Diyanet İşleri = (8-10) Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Artık ona da en güç yolu kolaylaştırırız.
Abdullah Parlıyan = ona da güçlük, zorluk ve sıkıntıya giden yolu kolaylaştıracağız.
Adem Uğur = Biz de onu en zora hazırlarız.
Ahmed Hulusi = Ona en zoru (hakikatten ve Sünnetullâh'tan perdeli yaşamayı) kolaylaştırırız!
Ahmet Tekin = Ona da, en zor yolu, başarısızlığı, vicdan azâbını, âhiret azâbını kolaylaştıracağız.
Ahmet Varol = Ona da en zor olan(a ulaşmay)ı kolaylaştıracağız.
Ali Bulaç = Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.
Ali Fikri Yavuz = Biz de onu, en şiddetli yola (ateşe) hazırlarız.
Ali Ünal = Ona ise ağır bir sorguya ve ebedî helâke giden yolu kolaylaştırırız.
Bayraktar Bayraklı = (8-11) Ama cimrilik edip kendini ihtiyaçsız, yeterli gören ve güzeli yalanlayana da, zorluklara uğramasını kolaylaştırırız. Cehenneme yuvarlandığı zaman malı ona hiçbir yarar sağlamaz.[768]
Bekir Sadak = (8-10) Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan mustagni sayan, en guzel sozu yalanlayan kimsenin gucluge ugramasini kolaylastiririz.
Celal Yıldırım = (8-9-10) Kim de cimrilik edip kendini (Allah'a) muhtaç saymaz ve en güzel olanı yalanlarsa, ona da güçlüğe (uzanan yolu çekici kılıp) kolaylaştırırız.
Cemal Külünkoğlu = (8-10) Fakat kim cimrilik eder, kendini zengin görüp Allah'a muhtaç görmezse ve en güzel olanı (“Lâ ilahe İllallah” sözünü) yalanlarsa, onun için de zorluğa ve sıkıntıya giden yolu kolaylaştırırız.
Diyanet İşleri (eski) = (8-10) Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.
Diyanet Vakfi = (8-11) Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar, en güzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.
Edip Yüksel = Onu da zora yöneltiriz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Onu da usraya (en zoruna) kolaylıyacağız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = onu da en zor olana hazırlayacağız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onu da en zor yola hazırlarız.
Gültekin Onan = Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.
Harun Yıldırım = Biz de en zoru ona kolaylaştırırız.
Hasan Basri Çantay = biz de ona en güc olanı kolaylaşdırırız.
Hayrat Neşriyat = (8-10) Ama kim cimrilik eder ve kendini (Allah’ın sevâbına) muhtaç görmezse, ve o en güzel olanı yalanlarsa, onu da en zor olana (Cehenneme) muvaffak kılarız!
İbni Kesir = Biz de ona en güç olanı kolaylaştırırız.
Kadri Çelik = Biz de ona en güç olanı kolaylaştırırız.
Muhammed Esed = onun için zorluğa ve sıkıntıya giden yolu kolaylaştırırız:
Mustafa İslamoğlu = işte ona da, zorluk ve felaketin en dibine giden yolu kolaylaştırırız;
Ömer Nasuhi Bilmen = Onu da en zor olan için kolayca iletiriz.
Ömer Öngüt = Biz de ona en güç olanı kolaylaştırırız, (hayra karşı bir isteksizlik veririz).
Şaban Piriş = Biz de ona zorluğu kolaylaştırırız.
Sadık Türkmen = Biz de ona en zoru kolaylaştıracağız.
Seyyid Kutub = Biz de onu en zora yöneltiriz.
Suat Yıldırım = (9-10) O en güzel kelimeyi (kelime-i tevhidi) yalan sayanı ise, en güç yola sardırırız.
Süleyman Ateş = Ona da en güç (yolda gitmey)i kolaylaştırırız.
Tefhim-ul Kuran = Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.
Ümit Şimşek = Ona da kötülük yolunu kolaylaştırırız.
Yaşar Nuri Öztürk = Biz onu, en zor olana sevk edeceğiz.
İskender Ali Mihr = O taktirde Biz, ona zor olanı (kötü akıbete götüren yolu) kolaylaştıracağız.
İlyas Yorulmaz = Zorlukları kolaylaştıracağız.