وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّى
Ve mâ yugnî anhu mâluhû izâ teraddâ.
ve mâ yugnî an-hu | : ve ona fayda vermez |
mâlu-hu | : onun malı |
izâ | : olduğu zaman |
tereddâ | : düştü, yuvarlandı, helâk oldu |
Diyanet İşleri = Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve helâk olduğu zaman malı, ona bir fayda vermez.
Abdullah Parlıyan = Ve o kimse kabir çukuruna veya cehennem çukuruna düştüğünde malı ona bir fayda sağlamayacaktır.
Adem Uğur = Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.
Ahmed Hulusi = (Cehenneme) yuvarlandığında, malı (zenginliği) ona hiçbir fayda sağlamaz.
Ahmet Tekin = Çukura yuvarlandığı zaman, malı onu kurtaramayacak.
Ahmet Varol = (Cehenneme) yuvarlandığı zaman malı ona bir yarar sağlamaz.
Ali Bulaç = Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
Ali Fikri Yavuz = (Cehennem çukuruna) düştüğü zaman, onu malı kurtaramıyacak,
Ali Ünal = O, baş aşağı (Cehennem’in çukuruna doğru) yuvarlanırken, malı asla kendisine fayda vermeyecektir.
Bayraktar Bayraklı = (8-11) Ama cimrilik edip kendini ihtiyaçsız, yeterli gören ve güzeli yalanlayana da, zorluklara uğramasını kolaylaştırırız. Cehenneme yuvarlandığı zaman malı ona hiçbir yarar sağlamaz.[768]
Bekir Sadak = O kimse olup atese yuvarlandigi zaman, mali ona fayda vermez.
Celal Yıldırım = Başaşağı gelip (Cehennem'e) yuvarlandığı zaman malı ona yarar sağlamaz.
Cemal Külünkoğlu = O aşağıya (mezara/ateşe) düştüğü zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz.
Diyanet İşleri (eski) = O kimse ölüp ateşe yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.
Diyanet Vakfi = (8-11) Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar, en güzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.
Edip Yüksel = Düştüğü vakit kurtaramaz parası/malı onu.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve yuvarlandığı zaman onu malı kurtaramıyacak
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve yuvarlandığı zaman onu malı kurtaramayacak!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak.
Gültekin Onan = Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
Harun Yıldırım = Gerilediğinde malı kendisine fayda vermez.
Hasan Basri Çantay = O, helak olduğu zaman malı kendisine asla fâide vermez.
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki aşağıya düştüğü (Cehenneme yuvarlandığı) zaman, malı kendisine fayda vermez!
İbni Kesir = Halbuki düştüğü zaman, malı o kimseye asla fayda vermez.
Kadri Çelik = Yıkıma uğrayacağı zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
Muhammed Esed = bakalım serveti onu koruyacak mı (mezarına) girdiği zaman?
Mustafa İslamoğlu = öyle ki, o baş aşağı (cehenneme) yuvarlanıp helak olacağı zaman, (Allah için paylaşmadığı) malı kendisini asla kurtaramaz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve aşağıya düştüğü zaman, onu malı kurtaramıyacaktır.
Ömer Öngüt = Çukura yuvarlandığı zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz.
Şaban Piriş = Baş aşağı düştüğü zaman malı ona bir yarar sağlamaz.
Sadık Türkmen = (çukura/mezara) yuvarlandığı zaman, malının ona faydası olmaz.
Seyyid Kutub = Çukura düştüğü zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz.
Suat Yıldırım = O, aşağıya doğru yuvarlanırken malı kendisine hiç fayda etmez.
Süleyman Ateş = Çukura düştüğü zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz.
Tefhim-ul Kuran = Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
Ümit Şimşek = O helâke yuvarlanırken malı ona bir fayda vermez.
Yaşar Nuri Öztürk = Aşağı yuvarlandığında malı onu kurtarmayacaktır.
İskender Ali Mihr = Ve helâk olduğu zaman, malı ona fayda vermez.
İlyas Yorulmaz = Ölüp gittiğinde, malı ona hiçbir fayda sağlamayacak.