قَالُوا ابْنُوا لَهُ بُنْيَانًا فَأَلْقُوهُ فِي الْجَحِيمِ
Kâlûbnû lehu bunyânen fe elkûhu fîl cahîm(cahîmi).
Diyanet İşleri = Kavmi, “Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşe atın” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onun için bir yapı yapın da demişlerdi, atın onu ateşe.
Abdullah Parlıyan = Bu olay ve sözler üzerine ileri gelenler şöyle bağrıştılar: “Bir odun yığını hazırlayın ve O'nu ateşin içine atın.”
Adem Uğur = Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler.
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Onun için bir bina yapın da Onu, yakanın (ateşin) içine atın!"
Ahmet Tekin = Onlar: 'Büyük ocaklar çatın, derhal onu alevlerin arasına atın.' dediler.
Ahmet Varol = Dediler ki: 'Onun için bir bina yapın da kendisini (oradan) alevli ateşe atın.'
Ali Bulaç = Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın."
Ali Fikri Yavuz = (Onlar şöyle) dediler: “- İbrahim için (duvarla çevrili) bir bina yapın da, onu ateşe atın.”
Ali Ünal = (İbrahim’i nasıl cezalandırılacaklarını aralarında görüştüler ve) şu sonuca vardılar: “Fırın gibi büyük bir bina yapıp odunları tutuşturun ve O’nu alevlerin içine atın.”
Bayraktar Bayraklı = Kavmi, “Onun için bir yer yapın ve onu ateşe atın” dediler.
Bekir Sadak = Putperestler: «Onun icin bir yapi yapin da onu oradan atesin icine atin» dediler.
Celal Yıldırım = Onlar, «bunun için bir bina yapın da (içine odun yakın ve) kendisini o Cehennem gibi ateşe atın» dediler.
Cemal Külünkoğlu = Puta tapanlar: “Onun için bir bina yapın da onu (içinde yakılan) ateşe atın” dediler.
Diyanet İşleri (eski) = Putperestler: 'Onun için bir yapı yapın da onu oradan ateşin içine atın' dediler.
Diyanet Vakfi = Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler.
Edip Yüksel = Dediler ki, 'Onun için bir yapı kurun ve onu ateşe atın.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Haydin dediler, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Haydi, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın! dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar: «Haydin onun için bir yapı yapın da onu ateşe atın.» dediler.
Gültekin Onan = Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın."
Harun Yıldırım = Dediler ki: “Onun için bir bina yapın da onu alevli ateşin içine atın.”
Hasan Basri Çantay = Dediler: «Onun için bir bina yapın da alevli ateşe atın onu».
Hayrat Neşriyat = (Onlar ise:) 'Onun için bir binâ yapın da, onu ateşe atın!' dediler.
İbni Kesir = Haydin; dediler, onun için bir bina yapın da onu alevli ateşe atın.
Kadri Çelik = Dediler ki: “Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.”
Muhammed Esed = Onlar, "Bir odun yığını hazırlayın ve o'nu yanan ateşin içine atın!" diye bağırdılar.
Mustafa İslamoğlu = Onlar "Onu (yakmak) için bir yapı yapın ve onu çılgınca yanan ateşin ortasına atın!" dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Dediler ki: «Bunun için bir bina yapınız da bunu bir ateş içinde bırakınız.»
Ömer Öngüt = Dediler ki: "Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın!"
Şaban Piriş = -Onun için bir bina yapın, onu ateşin içine atın! dediler.
Sadık Türkmen = Dediler ki: “Onun için bir bina yapın ve onu ateşin içine atın!”
Seyyid Kutub = Puta tapanlar: «Onun için bir bina yapın da onu ateşe atın» dediler.
Suat Yıldırım = Sonunda: "Haydin, dediler, onun için bir odun yığını hazırlayın da onu ateşin içine atın!."
Süleyman Ateş = "Onun için bir bina yapın da onu (o binâda) ateşe atın" dediler.
Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.»
Ümit Şimşek = 'İbrahim için bir fırın yapın,' dediler. 'Ve onu ateşe atın.'
Yaşar Nuri Öztürk = Dediler: "Şunun için bir bina yapın da bunu ateşin ortasına fırlatın!"
İskender Ali Mihr = "Onun için yüksek binalar (mancınık) inşa edin. Sonra da onu alevlerle yanan ateşin içine atın!" dediler.
İlyas Yorulmaz = Kavmi “İbrahim için bir bina yapın da, onu oradan ateşin içine atın” dediler.