وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
Ve ashâbul meş'emeti mâ ashâbul meş’emeti.
ve | : ve |
ashâbu | : ashab, sahip olanlar |
el meş’emeti | : meş’emet, hayırsız, uğursuz |
mâ | : ne |
ashâbu | : ashab, sahip olanlar |
el meş’emeti | : meş’emet, hayırsız, uğursuz |
Diyanet İşleri = Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve sol taraf ehli, ama ne de sol taraf ehli.
Abdullah Parlıyan = Hesabı sol taraflarından görülenler; kimdir o uğursuz ve şom kimseler?
Adem Uğur = Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar!
Ahmed Hulusi = Ashab-ı Meş'eme (solcular, Hak'tan kozalı yaşamışlar), ne ashab-ı meş'emedir!
Ahmet Tekin = Sağduyularına kulak vermeyerek, Allah’ın kitabını inkâr edip, burunlarının doğrusuna gidenler, zaafa uğrayanlar kötü sonuçla karşılaşanlar! Ne bedbahttır hak yoldan uzaklaşarak kötü sonuçla karşılaşanlar!
Ahmet Varol = Sol ashabı [2] ne (bedbahttırlar) o sol ashabı!
Ali Bulaç = "Ashab-ı Meş'eme" ne (mutsuz ve uğursuzdur o) "Ashab-ı Meş'eme".
Ali Fikri Yavuz = Solcular (amel defterleri sol ellerine verilenler) ise, o solcular ne acıklı durumdalar!...
Ali Ünal = (Amel defterlerini soldan alacak) Ashabı şimâl (bedbahtlık ehli) ki, nasıl da bir bedbahtlık ehlidir onlar!
Bayraktar Bayraklı = Sol taraftaki mutsuz kişiler, ne kötü olacak onların halleri!
Bekir Sadak = Kotuluk islediklerini belirtmek uzere, amel defterleri soldan verilenler; ne yazik o solculara!
Celal Yıldırım = Şeâmetliler, ne bedbahttır şeâmetliler!
Cemal Külünkoğlu = (İkinci sınıf:) Kötülüğe batanlar (amel defterleri soldan verilenler), onlar ne mutsuz kimselerdir!
Diyanet İşleri (eski) = Kötülük işlediklerini belirtmek üzere, amel defterleri soldan verilenler; ne yazık o solculara!
Diyanet Vakfi = Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar!
Edip Yüksel = Mutsuzlar ne kadar da mutsuzdurlar!
Elmalılı Hamdi Yazır = Solda «Ashab-ı Meş'eme»: Ne «Ashab-ı Meş'eme!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Solda solun adamları, ne mutsuzdur onlar!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Solun adamları ise ne uğursuzdurlar onlar!
Gültekin Onan = 'Ashab-ı Meş'eme' ne (mutsuz ve uğursuzdur o) 'Ashab-ı Meş'eme'.
Harun Yıldırım = Ashabu’lMeş’eme, nedir Ashabu’lMeş’eme?
Hasan Basri Çantay = Solcular (a gelince:) O solcular ne (bedbaht) dırlar!
Hayrat Neşriyat = Ve (bir kısmınız) Ashâb-ı Meş’eme (amel defterleri sol eline verilenler) ki, ne(bedbaht insanlardır) Ashâb-ı Meş’eme!
İbni Kesir = Solcular; o solcular ne bahtsızdırlar.
Kadri Çelik = (İkinci sınıf,) Defterleri soldan verilenler; nedir defterleri soldan verilenler?
Muhammed Esed = Ve kiminiz kötülüğe batmışlardan olacak. Ah! ne (mutsuz) kimselerdir kötülüğe batmış olanlar!
Mustafa İslamoğlu = Bir de bedbaht kampa dahil olan kesim olacak; ama ne felaket bir bedbahtlık!..
Ömer Nasuhi Bilmen = (7-9) Ve (o gün) siz de üç sınıf olmuşsunuzdur. İmdi (biri) Ashâb-ı Meymene, nedir Ashâb-ı Meymene? Ve (ikincisi) Ashâb-ı Meş'emedir, nedir Ashâb-ı Meş'eme?
Ömer Öngüt = Solun adamları, ne uğursuzdurlar onlar!
Şaban Piriş = Sol taraf halkı... Ne sol taraf halkı!
Sadık Türkmen = Solun arkadaşları! Nedir o, solun arkadaşları?
Seyyid Kutub = Defterleri soldan verilenler. Vay gele başlarına!
Suat Yıldırım = Ashab-ı şimal ki ne ashab-ı şimal! Ne bedbahttır onlar!
Süleyman Ateş = Solun adamları (amel defterleri sol tarafından verilenler), ne uğursuzlardır onlar!
Tefhim-ul Kuran = «Ashab-ı Meş'eme» olanlar da, ne (mutsuz ve uğursuz) «Ashab-ı Meş'eme»dir.
Ümit Şimşek = Ashab-ı Şimal ki ne bedbaht kimselerdir.
Yaşar Nuri Öztürk = İşte şomluk ve bunalım yâranı. Nedir şomluk ve bunalım yâranı?
İskender Ali Mihr = Ve ashabı meşeme [meşeme sahipleri, amel defteri (hayat filmleri) solundan verilen cehennemlikler], (ama) ne ashabı meşeme!
İlyas Yorulmaz = Mutsuz olanlar. (O gün) Ne kadar mutsuzlar.