لَا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ إِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِندَ الرَّحْمَنِ عَهْدًا
Lâ yemlikûneş şefâate illâ menittehaze inder rahmâni ahdâ(ahden).
lâ yemlikûne | : malik olmayacaklar, güçleri yetmeyecek |
eş şefâate | : şefaat |
illâ men | : ancak kim, kişi, kimse |
ittehaze | : edindi, yaptı |
inde er rahmâni | : Rahmân’ın indinde (katında) |
ahden | : ahd yaptı, ahd aldı |
Diyanet İşleri = Rahmân’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Rahmandan ahd almış olanlardan başkaları şefaat de edemez.
Abdullah Parlıyan = O gün, Rahmân'ın katında bir söz almamış olandan başkası asla şefaatte bulunamayacaktır.
Adem Uğur = O gün Rahmân (olan Allah)'ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.
Ahmed Hulusi = Rahman'ın indînde ahd edinmiş (hakikati olan bir kısım Esmâ kuvveleri kendinden açığa çıkmış) olandan başkası, şefaat edemeyecek!
Ahmet Tekin = Rahmet sahibi Rahman olan Allah katında imanları ile, İslâm’daki sadakatleri ile, rızâyı ilâhîye mazhar olan amelleri ile taahhüt alanların, söz alanların dışında kimse şefaatten nasiplenemiyecek.
Ahmet Varol = Rahman'ın katında bir ahid almış olanların dışındakiler şefaat hakkına sahip olamazlar.
Ali Bulaç = Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.
Ali Fikri Yavuz = Rahman’ın katında bir ahd (iman edip söz ve izin) almış olan kimseden başkaları şefaat etmeye sahip olamıyacaklardır.
Ali Ünal = (Kendilerine şefaatçi, işlerinin görülmesi için aracı olsunlar diye Allah’tan başka ilâhlar edinenler bilmelidirler ki,) Rahmân’ın katında (O’na iman, ibadet ve yakınlıkla) kendilerine şefaat hakkı tanınmış olanların dışında kimsenin şefaat etme hakkı ve yetkisi olmayacaktır.
Bayraktar Bayraklı = O gün, Rahmân'ın katında bir söz almamış olandan başkası asla şefaatte bulunamayacaktır.
Bekir Sadak = Rahman'in katinda bir ahd almis olandan baskasi asla sefaatte bulunamiyacaktir.
Celal Yıldırım = Rahmân'ın yanında bir söz almış olandan başkası şefaate yetkili olmayacak..
Cemal Külünkoğlu = Rahman'ın huzurunda, söz almış olanlar dışında hiç kimse şefaat edemeyecek.
Diyanet İşleri (eski) = Rahman'ın katında bir ahd almış olandan başkası asla şefaatte bulunamıyacaktır.
Diyanet Vakfi = O gün Rahmân (olan Allah)'ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.
Edip Yüksel = Rahman'ın yanında söz almış olanlardan başkası şefaat (aracılık) edemez.
Elmalılı Hamdi Yazır = Rahmanın nezdinde bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaate malik olamıyacaklar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Rahman'ın katında, ahid almış olanlardan başkası asla şefaatta bulunamayacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Rahmanın katında ahit almışların dışında, (onlar) şefaate malik olamayacaklardır.
Gültekin Onan = Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.
Harun Yıldırım = (İşte o gün) O Rahmet kaynağıyla yaptığı (iman) sözleşmesine sadık kalanlar dışında, hiç kimse şefaate nail olamayacaktır.
Hasan Basri Çantay = Çok esirgeyici (Allahın) nezdinde ahd edinmiş olanlardan başkaları şefaat (hakkına) mâlik olmayacaklardır.
Hayrat Neşriyat = (O gün,) Rahmân’ın katında söz (izin) almış olanlardan başkası şefâat (hakkın)a sâhib olmayacaktır.
İbni Kesir = Rahman'ın katında, ahid almış olanlardan başkası asla şefaatta bulunamayacaktır.
Kadri Çelik = Rahmanın katında ahit almışların dışında, (onlar) şefaate malik olamayacaklardır.
Muhammed Esed = (bu Günde, hayattayken) O sınırsız rahmet Sahibi'yle bir bağ, bir bağlantı içine girmiş olmadıkça kimse şefaatten pay alamayacaktır.
Mustafa İslamoğlu = (İşte o gün) O Rahmet kaynağıyla yaptığı (iman) sözleşmesine sadık kalanlar dışında, hiç kimse şefaate nail olamayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Şefaate mâlik olamayacaklardır, ancak Rahmân'ın nezdinde bir ahd alan müstesna.
Ömer Öngüt = Yalnız Rahmân'ın huzûrunda söz almış olanlardan başkaları şefâ'at edemezler.
Şaban Piriş = Rahman’ın katında bir söz almış olandan başka hiç bir kimse şefaat edemez.
Sadık Türkmen = Rahmân'dan bir söz almış olanlar dışında hiç kimsenin o gün şefaat yetkisi olmaz.
Seyyid Kutub = Allah'ın bu yolda yetki verdiği kimseler dışında hiç kimse bir başkasına aracılık, şefaat edemez.
Suat Yıldırım = Rahman’ın huzurunda, söz almış olanlar dışında hiç kimse şefaat edemeyecek.
Süleyman Ateş = Yalnız Rahmân'ın huzûrunda söz almış olanlardan başkaları şefâ'at edemezler.
Tefhim-ul Kuran = Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olamayacaklardır.
Ümit Şimşek = Rahmân'dan bir söz almış olanlar dışında hiç kimsenin o gün şefaat yetkisi olmaz.
Yaşar Nuri Öztürk = Rahman katında söz almış olandan başkaları şefaat imkânı bulamazlar.
İskender Ali Mihr = Rahmân’ın indinde, ahd ittihaz edenlerden (Allah’tan ahd alanlardan) başkası şefaate malik olamaz.
İlyas Yorulmaz = Ancak o gün yalnızca Rahman dan ahit alanlar şefaate (yardıma) kavuşurlar.