Önceki Ayet Sonraki Ayet  
27. Sûre Neml/85

 وَوَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِم بِمَا ظَلَمُوا فَهُمْ لَا يَنطِقُونَ

  Ve vakaal kavlu aleyhim bimâ zalemû fe hum lâ yentıkûn(yentıkûne).

Kelime Karşılaştırma
ve vakaa : ve vuku buldu, vaki oldu, yerine geldi
el kavlu : söz
aleyhim : onların üzerine
bimâ : sebebiyle
zalemû : zulmettiler
fe : bundan sonra, artık
hum : onlar
lâ yentıkûne : konuşmazlar, konuşamazlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Zulümlerinden dolayı sözü edilen azap tepelerine iner de artık konuşamazlar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Zulmettiklerinden dolayı o söz, tahakkuk etmiş, başlarına gelmiştir, artık onlar konuşamazlar da.

 Abdullah Parlıyan = Yaptıkları haksızlıklardan dolayı, vaadedilen azap sözü başlarına gelirde, artık söz söyleyecek güçleri kalmaz.

 Adem Uğur = Yaptıkları haksızlıktan ötürü, (azaba uğrayacaklarını bildiren) o söz gerçekleşmiştir; artık onlar konuşamazlar.

 Ahmed Hulusi = (Nefslerine) zulmetmeleri dolayısıyla o hüküm onlara erişti! Artık onlar konuşamazlar!

 Ahmet Tekin = Yaptıkları baskılar, zulümler, işkenceler, temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engellemeler, haksızlıklar, isyanlar ve Allah’ın âyetlerini, Kur’ân’ı inkârları sebebiyle, onların aleyhindeki hüküm gerçekleşmiştir. Bu sebeple mantıklı bir cevap vermek için söyleyecek söz bulamayacaklar.

 Ahmet Varol = Zulmetmelerinden dolayı o (azap) söz(ü) başlarına gelmiştir. Artık onlar konuşamazlar.

 Ali Bulaç = Zulmetmelerine karşılık, söz, kendi aleyhlerine gelmiş bulunmaktadır, artık konuşmazlar.

 Ali Fikri Yavuz = Yaptıkları küfür yüzünden o vaadedilen azap tepelerine inmiştir; artık onlar konuşamazlar.

 Ali Ünal = Ve (başta Allah’a şirk koşma olmak üzere) işledikleri zulümlerden dolayı haklarındaki azap sözü gerçekleşir. Artık tek bir kelimeyle de olsa mazeret beyan edebilecek durumda değillerdir.

 Bayraktar Bayraklı = İşledikleri zulümler yüzünden o söz, tepelerine inmiştir, artık tek kelime söyleyemezler.

 Bekir Sadak = Haksizliklarindan oturu, soylenilen soz baslarina gelir. Artik konusamaz olurlar.

 Celal Yıldırım = İşledikleri zulümden dolayı söylenen söz (va'dedilen azâb) başlarına gelir de artık söz söyleyecek (güçleri) kalmaz.

 Cemal Külünkoğlu = Zalimliklerinden dolayı hak ettikleri o söz (azap) onlar üzerine kesinleşmiştir. Bu yüzden artık onlar konuşamazlar.

 Diyanet İşleri (eski) = Haksızlıklarından ötürü, söylenilen söz başlarına gelir. Artık konuşamaz olurlar.

 Diyanet Vakfi = Yaptıkları haksızlıktan ötürü, (azaba uğrayacaklarını bildiren) o söz gerçekleşmiştir; artık onlar konuşamazlar.

 Edip Yüksel = Haksızlık ettikleri için verilen söz başlarına gelir ve artık konuşamazlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Buyurur ve haksızlık ettikleri cihetle aleyhlerinde söz, hakk olur (söylenen başlarına gelir) de artık nutukları tutulur

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Zulmetmeleri yüzünden aleyhlerinde söz gerçekleşir (söylenen başlarına gelir) ve artık nutukları tutulur (konuşamazlar).

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yaptıkları haksızlıktan dolayı, o söz gerçekleşmiştir; artık onlar konuşamazlar.

 Gültekin Onan = Zulmetmelerine karşılık, söz, kendi aleyhlerine gelmiş bulunmaktadır, artık konuşmazlar.

 Harun Yıldırım = Yaptıkları haksızlıktan ötürü, (azaba uğrayacaklarını bildiren) o söz gerçekleşmiştir; artık onlar konuşamazlar.

 Hasan Basri Çantay = Zulüm etdikleri sebebiyle üzerlerine o söz vukuua gelmişdir. Artık onlar söz de söyleyemeyeceklerdir.

 Hayrat Neşriyat = Ve zulmetmeleri (Allah’ın âyetlerini yalanlamaları) yüzünden o (azab) söz(ü)başlarına gelmiştir; artık onlar konuşamazlar.

 İbni Kesir = Zulümleri yüzünden, söylenilen söz başlarına geldi. Artık konuşamaz olurlar.

 Kadri Çelik = Zulmetmelerinden dolayı aleyhlerinde söz (azap vaadi) gerçekleşmiş olur ve onlar artık konuşamazlar.

 Muhammed Esed = Ve (böylece, onlara vaktiyle söylenen) söz, onların tüm karalamalarına rağmen, olanca gerçekliğiyle karşılarına çıkacak ve onlar da buna karşılık artık diyecek söz bulamayacaklar;

 Mustafa İslamoğlu = İşte onların tüm çarpıtmalarına rağmen kendileri aleyhindeki söz böyle yerini bulmuş olacak. Dahası, bu durum karşısında onlardan çıt çıkmayacak.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve zulümleri sebebiyle o söylenen söz, üzerlerine vukû bulmuştur. Artık onlar söz söyleyemezler.

 Ömer Öngüt = Yaptıkları zulümlerinden ötürü o söz başlarına gelmiştir. Artık onlar konuşamazlar.

 Şaban Piriş = Zulmetmeleri sebebiyle hüküm giyecekler ve bir şey de diyemeyeceklerdir.

 Sadık Türkmen = Zalimlikleri yüzünden başlarına azap gelmiştir. Onlar konuşamazlar artık.

 Seyyid Kutub = Zalimliklerinden ötürü haklarındaki hüküm kesinleşmiştir. Bu yüzden artık konuşamaz olurlar.

 Suat Yıldırım = İşledikleri zulüm yüzünden tehdit olundukları azap hükmü onlar hakkında gerçekleşti, onların artık konuşacak halleri kalmadı.

 Süleyman Ateş = Zulmetmeleri yüzünden o (azâb) karar(ı) başlarına gelmiştir, artık konuşmazlar.

 Tefhim-ul Kuran = Zulmetmelerine karşılık, söz, kendi aleyhlerine gelmiş bulunmaktadır; artık onlar, konuşmazlar da.

 Ümit Şimşek = Ettikleri zulüm yüzünden haklarındaki hüküm gelip çatmıştır; artık konuşamaz olurlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = İşledikleri zulümler yüzünden o söz tepelerine inmiştir; artık tek kelime söyleyemezler.

 İskender Ali Mihr = Ve zulümleri sebebiyle onların üzerine (Allah’ın) sözü vaki oldu (yerine geldi). Artık onlar konuşamaz.

 İlyas Yorulmaz = Onlara vaat edilen azap sözcüğü üzerlerine gerçekleşti. Artık onlar konuşacak durumda değiller.