فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn(turceûne).
fe | : işte |
subhâne | : (o) sübhandır, herşeyden münezzehtir |
ellezî | : ki o, ... o dur |
bi yedi-hî | : onun elinde |
melekûtu | : melekût, mülk ve hükümranlık |
kulli şey’in | : herşey |
ve ileyhi | : ve ona |
turceûne | : döndürüleceksiniz |
Diyanet İşleri = Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Yücedir, münezzehtir o mâbut ki her şeyin tasarrufu ve tedbîri, onun elindedir ve hepiniz de dönüp onun tapısına varacaksınız.
Abdullah Parlıyan = Demek ki, herşeyin mülkü, tasarrufu ve kudreti, kendi elinde bulunan Allah'ın şanı, ne kadar yücedir ve her türlü eksikliğin de, üstünde ve ötesindedir. Ey insanlar! Hepiniz eninde sonunda, isteseniz de istemeseniz de, O'nun huzuruna hesap görülmek üzere, döndürülüp götürüleceksiniz.
Adem Uğur = Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.
Ahmed Hulusi = Her şeyin melekûtu (Esmâ kuvveleri) elinde olan (tedbirâtın bu mertebede oluştuğuna işaret) Subhan'dır. . . O'na rücu ettirileceksiniz.
Ahmet Tekin = Her şeyin işleyiş disiplini ve aslî düzeni elinde olan Allah’ı tenzih, tesbih ve takdis ederiz. Siz de onun huzuruna götürülüp hesaba çekileceksiniz.
Ahmet Varol = Her şeyin hükümranlığı elinde olanın şânı pek yücedir ve siz O'na döndürüleceksiniz.
Ali Bulaç = Her şeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne yücedir. Siz O'na döndürüleceksiniz.
Ali Fikri Yavuz = O halde her şeyin mülkiyet ve tasarrufu kudret elinde olan Allah ne yücedir!... (Öldükten sonra hep) O’na döndürülüb götürüleceksiniz.
Ali Ünal = (Her türlü eksiklikten, herhangi bir şeyi yapamamaktan) mutlak münezzehtir O Allah ki, her şeyin mutlak hakimiyeti O’nun Elindedir ve hepiniz O’na döndürülmektesiniz.
Bayraktar Bayraklı = “Her şeyin mülkiyeti elinde olan Allah, bütün noksanlıklardan uzaktır. Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.”[466]
Bekir Sadak = Her seyin hukumranligi elinde olan ve sizin de kendisine doneceginiz Allah munezzehtir.*
Celal Yıldırım = Her şeyin mülkü (mukadderat ve tasarrufu) elinde olan (Allah) çok yücedir, çok münezzehtir.
Cemal Külünkoğlu = Her şeyin hükümranlığı elinde olan (Allah')ın şanı ne yücedir. Ve hepiniz ancak O'na döndürüleceksiniz!
Diyanet İşleri (eski) = Her şeyin hükümranlığı elinde olan ve sizin de kendisine döneceğiniz Allah münezzehtir.
Diyanet Vakfi = Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.
Edip Yüksel = Her şeyin yönetimini elinde bulunduran çok yücedir ve siz de O'na döndürüleceksiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Artık tesbiyh edilmez mi öyle her şeyin melekûtu yedinde bulunan sübhane! Hep de dördürülüp ona götürüleceksiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Artık tesbih edilmez mi öyle herşeyin hükümranlığı elinde bulunan yüce Allah! Hep de döndürülüp O'na götürüleceksiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu (hükümranlığı) elinde bulunan Allah'ın şanı ne yücedir. Siz de yalnız O'na döndürüleceksiniz.
Gültekin Onan = Her şeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Tanrı) ne yücedir. Siz O'na döndürüleceksiniz.
Harun Yıldırım = Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.
Hasan Basri Çantay = Demek her şey'in mülk-ü tesarrufu (ve kudreti) kendi elinde bulunan (Allah) ın şanı ne kadar yücedir, münezzehdir! Siz ancak Ona döndürül (üb götürül) eceksiniz.
Hayrat Neşriyat = İşte münezzehtir O (Allah) ki, herşeyin melekûtu (gerçek mülkü ve tasarrufu)O’nun elindedir ve ancak O’na döndürüleceksiniz.
İbni Kesir = Her şeyin hükümranlığı elinde olanı, tesbih ederiz. Ve siz, O'na döndürüleceksiniz.
Kadri Çelik = Her şeyin melekûtu (egemenliği) elinde bulunan (Allah) münezzehtir! Ve siz O'na döndürüleceksiniz.
Muhammed Esed = Her şeyin üstünde tasarruf sahibi olan Allah, ne yücedir; ve hepiniz O'na döndürüleceksiniz!.
Mustafa İslamoğlu = Her şeyin tasarrufunu (kudret) elinde bulunduran (Allah), her tür kişileştirmeden uzak ve yücedir: nihayet hepiniz O'na döndürüleceksiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Hakikaten noksanlardan münezzeh (tesbih ve takdise müstehak)dir. O (Hâlık-ı Azîm) ki, her şeyin tam mülkü O'nun yed-i kudretindedir ve siz de ancak O'na (O'nun huzur-u manevîsine) döndürüleceksiniz.
Ömer Öngüt = Her şeyin melekûtu (tasarrufu) elinde olan ve sizin de kendisine döneceğiniz Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir.
Şaban Piriş = Her şeyin mülkiyeti elinde olan benzersizdir. Hepiniz O’na döndürüleceksiniz.
Sadık Türkmen = O yücedir, münezzehtir, herşeyin egemenliği O’nun elindedir. Ve siz O’nun katına döndürüleceksiniz.
Seyyid Kutub = Her şeyin hükümranlığı elinde olan ve sizin de kendisine döneceğiniz Allah münezzehtir.
Suat Yıldırım = Sübhandır, münezzehdir o Zât ki, her şey üzerinde hâkimiyet elindedir. Ve... hepinizin de dönüşü, O’na olacaktır.
Süleyman Ateş = Yücedir O ki, her şeyin hükümranlığı O'nun elindedir ve siz O'na döndürüleceksiniz.
Tefhim-ul Kuran = Her şeyin melekûtu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne yücedir. Ve siz O'na döndürüleceksiniz.
Ümit Şimşek = Her türlü kusurdan ve ortaktan uzaktır o Allah ki, herşeyin egemenliği elindedir; siz de Ona döneceksiniz.
Yaşar Nuri Öztürk = Herşeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz.
İskender Ali Mihr = İşte O, Sübhan’dır. Herşeyin melekûtu (mülkü ve hükümdarlığı) O’nun elindedir. Ve O’na döndürüleceksiniz.
İlyas Yorulmaz = Her şeyin yönetimi elinde olan Allah, bütün noksanlıklardan uzaktır ve dönüşünüz O’na dır.