Önceki Ayet Sonraki Ayet  
16. Sûre Nahl/82

 فَإِن تَوَلَّوْاْ فَإِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلاَغُ الْمُبِينُ

  Fe in tevellev fe innemâ aleykel belâgul mubîn(mubînu).

Kelime Karşılaştırma
fe : artık
in tevellev : eğer yüz çevirirlerse
fe : bundan sonra
innemâ : yalnızca, sadece
aleyke : senin üzerinde, sana düşen
el belâgu : tebliğ, beyan
el mubînu : apaçık, açık
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Ey Muhammed! Eğer yüz çevirirlerse, artık sana düşen açık bir tebliğden ibarettir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Bütün bunlara rağmen yüz çevirirlerse şüphe yok ki sana düşen vazîfe, açıkça tebliğden ibârettir.

 Abdullah Parlıyan = Bütün bunlara rağmen ey peygamber! Hâlâ senden ve mesajından yüz çevirirlerse, şüphe yok ki sana düşen, açıkça bir bildirimdir.

 Adem Uğur = (Ey Resûlüm!) Yine de yüz çevirirlerse, artık sana düşen ancak açık bir tebliğden ibarettir.

 Ahmed Hulusi = (Rasûlüm) eğer yüz çevirirlerse senden, sana düşen sadece apaçık tebliğdir!

 Ahmet Tekin = Yine de İslâm’a sırtlarını çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı istedikleri istikamette yönlendirmeyi sürdürürlerse Allah’ın azâbından kurtulamazlar. Senin açık seçik tebliğden başka bir sorumluluğun yok.

 Ahmet Varol = Ancak onlar yüz çevirirlerse artık senin üzerine düşen sadece apaçık bir tebliğdir.

 Ali Bulaç = Fakat onlar yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir.

 Ali Fikri Yavuz = Eğer buna karşı yine yüz çevirirlerse (islâmı kabul etmezlerse), ey Rasûlüm, senin üzerine düşen ancak açık bir tebliğdir. (Bu âyet-i kerime kıtal âyetinden önce nâzil olmuştur).

 Ali Ünal = (Ey Rasûlüm,) bütün bu nimetlere rağmen onlar yine de yüz çevirir (ve inkârda, şirkte diretir)lerse, (biliyorsun ki) sana düşen, gerçeği apaçık anlatmak ve iletmektir.

 Bayraktar Bayraklı = Eğer yüz çevirirlerse, sana, “ancak açıkça bildirmek” düşer.

 Bekir Sadak = Eger yuz cevirirlerse, sana dusenin sadece acikca teblig oldugunu bil.

 Celal Yıldırım = Bunca nimetlere rağmen yüzçevirirlerse, sana düşen (ancak) açık teblîğdir.

 Cemal Külünkoğlu = (Ey Resulüm!) Bütün bunlara rağmen yüz çevirirlerse şüphe yok ki sana düşen açıkça tebliğ etmektir.

 Diyanet İşleri (eski) = Eğer yüz çevirirlerse, sana düşenin sadece açıkça tebliğ olduğunu bil.

 Diyanet Vakfi = (Ey Resûlüm!) Yine de yüz çevirirlerse, artık sana düşen ancak açık bir tebliğden ibarettir.

 Edip Yüksel = Yüz çevirirlerse, sana düşen, yalnızca (mesajı) açık bir biçimde iletmektir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Buna karşı eğer yüz çevirirlerse artık senin üzerine düşen ancak tebliğ-i beliğdir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Buna karşı eğer yüz çevirirlerse, artık senin üzerine düşen ancak açık tebliğdir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Buna rağmen eğer yüz çevirirlerse, ey Muhammed! Artık sana düşen sadece açık bir şekilde tebliğden ibarettir.

 Gültekin Onan = Fakat onlar yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir.

 Harun Yıldırım = (Ey Resûlüm!) Yine de yüz çevirirlerse, artık sana düşen ancak açık bir tebliğden ibarettir.

 Hasan Basri Çantay = Eğer yine yüz çevirirlerse artık senin üzerine düşen ancak apaçık bir tebliğden ibâretdir.

 Hayrat Neşriyat = (Habîbim, yâ Muhammed!) Buna rağmen eğer yüz çevirirlerse, artık sana düşen ancak apaçık bir tebliğdir.

 İbni Kesir = Eğer yüz çevirirlerse; sana düşen, ancak açıkça tebliğdir.

 Kadri Çelik = Fakat onlar yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir.

 Muhammed Esed = Fakat, (ey Peygamber, eğer senden) yüz çevirirlerse, unutma ki, senin görevin sadece, (sana vahyolunan) mesajı açıkça duyurmaktan ibarettir.

 Mustafa İslamoğlu = Buna rağmen yüz çevirirlerse unutma ki sana düşen açık ve net olarak (mesajı) tebliğ etmektir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Eğer onlar yine yüz çevirirlerse artık senin üzerine olan, apaçık bir tebliğden ibarettir.

 Ömer Öngüt = Resulüm! Yine de yüz çevirirlerse, sana düşen ancak açık bir tebliğden ibarettir.

 Şaban Piriş = Buna rağmen yine de yüz çevirirlerse, O zaman sana düşen açıkça tebliğdir.

 Sadık Türkmen = Fakat, bundan sonra senden yüz çevirirlerse sana düşen, yalnızca açık bir şekilde tebliğdir/duyurmaktır.

 Seyyid Kutub = Eğer onlar sana sırt çevirirlerse senin görevin, buyruklarımızı onlara açıkça duyurmaktan ibarettir.

 Suat Yıldırım = Eğer bunca nimetlere rağmen yüz çevirirlerse sen sorumlu değilsin.Çünkü senin açık tebliğden başka bir görevin yoktur.

 Süleyman Ateş = Eğer yine yüz çevirirlerse, artık senin üzerine düşen sadece açık bir şekilde duyurmaktır.

 Tefhim-ul Kuran = Fakat onlar yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir.

 Ümit Şimşek = Eğer yüz çevirirlerse, zaten sana düşen açıkça tebliğ etmekten ibarettir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yine de yüz çevirirlerse artık sana düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.

 İskender Ali Mihr = Artık yüz çevirirlerse, bundan sonra sana düşen, sadece açık bir tebliğdir.

 İlyas Yorulmaz = Allah’ın (senin elçiliğinle bildirdiği) bu mesajlarından yüz çevirirlerse, yalnızca sana düşen açık ve anlaşılır bir şekilde anlatmaktır.