يَعْرِفُونَ نِعْمَتَ اللّهِ ثُمَّ يُنكِرُونَهَا وَأَكْثَرُهُمُ الْكَافِرُونَ
Ya’rifûne ni’metallâhi summe yunkirûnehâ ve ekseruhumul kâfirûn(kâfirûne).
ya’rifûne | : tanıyorlar, biliyorlar |
ni’mete allâhi | : Allah’ın ni’meti |
summe | : sonra |
yunkirûne-hâ | : onu inkâr ediyorlar |
ve ekseru-hum | : ve onların çoğu |
el kâfirûne | : inkâr edenler, kâfirler |
Diyanet İşleri = Onlar, Allah’ın nimetini bilirler, sonra da inkâr ederler. Onların çoğu kâfirlerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar, Allah'ın nîmetini tanırlar da sonra inkâr ederler ve çoğu kâfirdir onların.
Abdullah Parlıyan = Aslında Allah'ın nimetinin pekala farkındalar, ama yine de O'nu tanıyıp doğrulamaya yanaşmıyorlar. Çünkü onların pek çoğu, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas ediyorlar.
Adem Uğur = Onlar Allah'ın nimetini bilirler (itiraf ederler). Sonra da onu inkâr ederler. Onların çoğu kâfirdir.
Ahmed Hulusi = (Onlar) Allâh nimetini (Hz. Rasûlullah'ı) tanırlar, sonra da O'nu inkâr ederler. . . Onların ekseriyeti hakikat bilgisini inkâr edenlerdir.
Ahmet Tekin = Onlar Allah’ın nimetini, Muhammed’in peygamber olarak görevlendirileceğini itiraf ederler, bilirler. Sonra da onu ısrarla inkâr ederler. Onların çoğu kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirdir, nankördür.
Ahmet Varol = Onlar Allah'ın nimetini biliyor sonra onu inkâr ediyorlar. Onların çoğu kâfirdir.
Ali Bulaç = Onlar, Allah'ın nimetini biliyorlar, sonra da inkar ediyorlar; onların çoğu inkâr edenlerdir.
Ali Fikri Yavuz = Müşrikler, Allah’ın nimetini tanırlar ikrar ederler. Sonra (Allah’dan başkasına ibadet ederek) onu inkâr ederler. Onların çoğu kâfirlerdir.
Ali Ünal = (Müşrikler,) hayatları boyu faydalandıkları nimetlerin Allah’tan olduğunu içten içe bilip itiraf ettikleri halde, Allah’tan başkalarına ibadet etmekle bu nimetleri inkâr ederler. Onların pek çoğu, inatçı kâfirlerdir.
Bayraktar Bayraklı = Onlar Allah'ın nimetini bilirler, sonra da inkâr ederler. Onların çoğu nankördür.
Bekir Sadak = Allah'in nimetini hem bilirler hem de inkar ederler. Zaten cogu kafir kimselerdir. *
Celal Yıldırım = Allah'ın nîmetini bilirler, sonra da inkâr ederler. Zaten onların çoğu kâfir kişilerdir.
Cemal Külünkoğlu = Onlar hem Allah'ın nimetini bilirler (hem de O'ndan başkasına tanrısal nitelikler yüklemek suretiyle) bunu inkâr ederler. Onların çoğu nankör kimselerdir.
Diyanet İşleri (eski) = Allah'ın nimetini hem bilirler hem de inkar ederler. Zaten çoğu kafir kimselerdir.
Diyanet Vakfi = Onlar Allah'ın nimetini bilirler (itiraf ederler). Sonra da onu inkâr ederler. Onların çoğu kâfirdir.
Edip Yüksel = ALLAH'ın nimetlerini çok iyi tanıdıkları halde onları inkar ederler. Onların çoğu kafirlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Allahın nı'metini tanırlar, sonra da inkâr ederler ve ekserisi kâfirdirler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah'ın nimetini tanırlar, sonra da onu inkar ederler. Çoğu kafir kimselerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hem Allah'ın nimetini bilirler, sonra da onu inkâr ederler. Onların çoğu kâfir kimselerdir.
Gültekin Onan = Onlar, Tanrı'nın nimetini biliyorlar, sonra da inkar ediyorlar; onların çoğu kafirdir.
Harun Yıldırım = Onlar Allah'ın nimetini bilirler (itiraf ederler). Sonra da onu inkâr ederler. Onların çoğu kâfirdir.
Hasan Basri Çantay = Onlar hem Allahın (bu) ni'met (ler) ini i'tiraf ederler, hem yine onu (fiilleriyle) inkâr ederler. Çoğu (inadına) kâfir kimselerdir onların.
Hayrat Neşriyat = Allah’ın ni'metini tanırlar; sonra da onu inkâr ederler; çünki onların çoğu kâfirdirler.
İbni Kesir = Allah'ın nimetini hem bilirler, hem de inkar ederler. Zaten onların çoğu kafirdirler.
Kadri Çelik = Onlar, Allah'ın nimetini bilmekte, sonra da inkâr etmektedirler. Onların çoğu kâfirdirler.
Muhammed Esed = Aslında Allah'ın nimetinin pekala farkındalar ama, yine de onu tanıyıp doğrulamaya yanaşmıyorlar; çünkü onların çoğu onmaz biçimde küfre batmış bulunuyor.
Mustafa İslamoğlu = Allah'ın nimetlerini pekala tanıyıp biliyorlar, fakat yine de nankörlük ediyorlar; zira onların çoğu küfre sapmışlar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Allah'ın nîmetini tanırlar, sonra da onu inkar ederler ve onların ekserisi kâfirlerdir.
Ömer Öngüt = Onlar Allah'ın nimetini bilirler (itiraf ederler), sonra da onu inkâr ederler. Onların çoğu kâfirdirler.
Şaban Piriş = Onlar Allah’ın nimetini bildikleri halde onu inkar ederler ve onların çoğu kafirdir.
Sadık Türkmen = Onlar Allah’ın nimetini bilirler, sonra da onu inkâr ederler. Onların çoğu inkâra sapanlardır.
Seyyid Kutub = Onlar Allah'ın nimetlerini hem bilirler, hem de sonra onları inkâr ederler, onların çoğu kâfirdir.
Suat Yıldırım = Müşrikler Allah’ın nimetini bilmekle beraber, bunları kendilerine veren Allah’tan başkasına ibadet etmekle bu nimetleri inkâr ederler. Onların çoğu işte böyle nankördürler!
Süleyman Ateş = Allâh'ın ni'metini bilirler (bu ni'metleri Allâh'ın yarattığını kabul ederler), sonra da (bunları kendilerine verenden başkasına taparak) bu ni'metleri inkâr ederler, çokları da (nankördürler).
Tefhim-ul Kuran = Onlar, Allah'ın nimetini bilmektedirler, sonra da inkâr etmektedirler; onların çoğu küfre sapanlardır.
Ümit Şimşek = Onlar Allah'ın nimetini bilirler; buna rağmen onu inkâr ederler. Onların çoğu böyle nankördür.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah'ın nimetini biliyorlar, sonra da onu inkâr ediyorlar. Çoğu nankördür bunların.
İskender Ali Mihr = Onlar, Allah’ın ni’metini biliyorlar, sonra onu inkâr ediyorlar.Ve onların çoğu kâfirlerdir.
İlyas Yorulmaz = Onlar Allah’ın nimetlerini çok iyi bildikleri halde, sonradan o nimetleri inkâr ediyorlar. Onların (insanların) pek çoğu hakkı (gerçekleri) kabul etmeyenlerdir.