فَإِذَا نُقِرَ فِي النَّاقُورِ
Fe izâ nukıra fîn nâkûri.
fe | : artık |
izâ nukıre | : üflendiği zaman |
fî | : içine |
en nâkûri | : Nâkûr, Sur Borusu |
Diyanet İşleri = (8-9) Sûr’a üfürüldüğü zaman var ya; işte o gün çetin bir gündür.
Abdulbaki Gölpınarlı = O boru, çalınınca.
Abdullah Parlıyan = Ve insanları uyar ki, yeniden diriliş için sura üfürüldüğü zaman.
Adem Uğur = O Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya,
Ahmed Hulusi = O boru öttürüldüğünde (ölüm, bâ's);
Ahmet Tekin = Sûra üfürüldüğü zaman, o gün gelmiştir.
Ahmet Varol = Sur'a üflendiği zaman.
Ali Bulaç = Çünkü o boruya (sur'a) üfürüldüğü zaman,
Ali Fikri Yavuz = O Sûr’a üfürüldüğü zaman,
Ali Ünal = Çünkü bir gün gelip de Sûr’a üflendiğinde,
Bayraktar Bayraklı = (8-10) Sûr'a üfürüldüğünde, işte o gün, çok çetin, çok zorlu bir gündür. Kâfirler için kolay değildir.
Bekir Sadak = (8-10) Sura uflendigi vakit, iste o gun, inkarcilara kolay olmayan zorlu bir gundur.
Celal Yıldırım = O boruya (İsrafil'in Sûr'una) üfürülünce,
Cemal Külünkoğlu = (8-9) (Yeniden diriliş için) o Sur'a üflendiği zaman, işte o kıyamet vakti çok şiddetli bir gün olacak.
Diyanet İşleri (eski) = (8-10) Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür.
Diyanet Vakfi = O Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya,
Edip Yüksel = Duyuru yapıldığı zaman,
Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü o boru öttürüldü mü bir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü o boru (Sur) bir öttürüldü mü,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O sûra üflendiği zaman,
Gültekin Onan = Çünkü o boruya (Sur'a) üfürüldüğü zaman,
Harun Yıldırım = Çünkü Sûr’a üfürüldüğü zaman,
Hasan Basri Çantay = Çünkü o boru üfürülünce,
Hayrat Neşriyat = (8-9) Sonunda Sûr’a üflendiğinde, işte o gün, çok çetin bir gündür!
İbni Kesir = Sur'a üflendiğinde;
Kadri Çelik = Çünkü o boruya (sura) üfürüldüğü zaman.
Muhammed Esed = O Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya,
Mustafa İslamoğlu = O boru öttürüldüğünde (ölüm, bâ's);
Ömer Nasuhi Bilmen = Sûra üfürüldüğü zaman, o gün gelmiştir.
Ömer Öngüt = Sur'a üfürüldüğü vakit.
Şaban Piriş = Sûr’a üflendiği zaman..
Sadık Türkmen = Sur’a üfürüldüğü zaman,
Seyyid Kutub = O Sur'a üflendiği zaman,
Suat Yıldırım = (1-10) Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, pis ve murdar olan her şeyden kaçın! Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!
Süleyman Ateş = Sûr'a üflendiği zaman
Tefhim-ul Kuran = Çünkü o boruya (sur'a) üfürüldüğü zaman,
Ümit Şimşek = Sûra üfürüldüğünde,
Yaşar Nuri Öztürk = O boruya üfürüldüğünde,
İskender Ali Mihr = Artık Nâkûr’a (Sur Borusu’na) üflendiği zaman.
İlyas Yorulmaz = Boruya üfürüldüğü (kıyamet başlasın işareti verildiği) zaman.