فَهَلْ تَرَى لَهُم مِّن بَاقِيَةٍ
Fe hel terâ lehum min bâkıyeh(bâkıyetin).
fe | : o halde, artık |
hel | : mı, var mı |
terâ | : görürsün, görüyor musun |
lehum | : onların, onlara ait |
min bâkiyetin | : bakiye, geride kalan şey |
Diyanet İşleri = Şimdi onlardan geri kalan bir şey görüyor musun?
Abdulbaki Gölpınarlı = Artık görebilir misin, var mı onlardan kalanlar?
Abdullah Parlıyan = Şimdi sen onlardan geriye kalan bir şeyler ve iz görüyor musun?
Adem Uğur = Şimdi onlardan arda kalan bir şey görüyor musun?
Ahmed Hulusi = Onlardan geriye kalan ne görüyorsun?
Ahmet Tekin = Bak, onlardan bir iz, bir eser görebiliyor musun şimdi?
Ahmet Varol = Şimdi onlardan geriye kalan bir şey görüyor musun?
Ali Bulaç = Şimdi onlardan hiç arta kalan (bir şey) görüyor musun?
Ali Fikri Yavuz = Şimdi onlardan, görüyor musun bir geri kalan?
Ali Ünal = Şu anda görebilir misin o (günahkâr kâfirlerden) geriye kalmış tek bir kimse?
Bayraktar Bayraklı = (6-8) ‘Âd toplumuna gelince, onlar soğuk ve şiddetli bir rüzgârla yok edildiler. Allah o rüzgârı yedi gece, sekiz gündüz, aralıksız olarak başlarına sardı. Böylece o halkın, içi boş hurma kütükleri gibi yere serildiklerini görürsün. Onlardan geriye kalan hiçbir kimseyi görüyor musun?
Bekir Sadak = Onlardan arda kalmis bir sey gorur musun?
Celal Yıldırım = (7-8) O kasırgayı onların üzerine aralıksız olarak yedi gece, sekiz gündüz musallat edip estirdi; o kavmi, içleri kof hurma kütükleri gibi yere serilmiş görürsün. Onlardan geriye kalan bir şey görebilir misin ?
Cemal Külünkoğlu = Şimdi onlardan hiç geri kalan (bir şey) görüyor musun?
Diyanet İşleri (eski) = Onlardan arda kalmış bir şey görür müsün?
Diyanet Vakfi = Şimdi onlardan arda kalan bir şey görüyor musun?
Edip Yüksel = Onların hiç bir kalıntısını görüyor musun?
Elmalılı Hamdi Yazır = Bak şimdi görebilir misin onlardan bir bakıyye.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bak şimdi görebilir misin onlardan bir kalıntı?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bak şimdi görebilir misin onlardan bir kalıntı?
Gültekin Onan = Şimdi onlardan hiç arta kalan (bir şey) görüyor musun?
Harun Yıldırım = Şimdi onlardan hiç arta kalan görüyor musun?
Hasan Basri Çantay = Şimdi onlardan bir kalan görüyor musun?
Hayrat Neşriyat = Şimdi onlardan geriye kalmış bir şey görebilir misin?
İbni Kesir = Şimdi onlardan geri kalan bir şey görüyor musun?
Kadri Çelik = Şimdi onlardan hiç arta kalan (bir şey) görüyor musun?
Muhammed Esed = şimdi onlardan geriye kalan bir iz görüyor musun?
Mustafa İslamoğlu = Şimdi onlardan geriye kalan bir (kişi) görebiliyor musun?
Ömer Nasuhi Bilmen = İmdi onlar için geriye kalmış (bir fert) görebilir misin?
Ömer Öngüt = Şimdi onlardan hiç geri kalan görüyor musun?
Şaban Piriş = Onlardan arta kalan bir şey görüyor musun?
Sadık Türkmen = Şimdi onlardan hiç geri kalan bir şey görüyor musunuz?
Seyyid Kutub = Şimdi onlardan hiç arta kalan görüyor musun?
Suat Yıldırım = Şimdi onlardan geri kalan bir şey görebilir misin?
Süleyman Ateş = Onlardan hiç geri kalan görüyor musun?
Tefhim-ul Kuran = Şimdi onlardan hiç arta kalan (bir şey) görüyor musun?
Ümit Şimşek = Şimdi onlardan bir iz görüyor musun?
Yaşar Nuri Öztürk = Onlardan geri kalan birşey görüyor musun?
İskender Ali Mihr = Artık onlara ait bir bakiye (geriye kalan bir şey) var mı, görüyor musun?
İlyas Yorulmaz = Bak bakalım! Onlardan geriye ne kalmış, görebilecek misin?