Önceki Ayet Sonraki Ayet  
35. Sûre Fâtır/8

 أَفَمَن زُيِّنَ لَهُ سُوءُ عَمَلِهِ فَرَآهُ حَسَنًا فَإِنَّ اللَّهَ يُضِلُّ مَن يَشَاء وَيَهْدِي مَن يَشَاء فَلَا تَذْهَبْ نَفْسُكَ عَلَيْهِمْ حَسَرَاتٍ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِمَا يَصْنَعُونَ

  E fe men zuyyine lehu sûu amelihî fe raâhu hasenâ(hasenen), fe innallâhe yudıllu men yeşâu ve yehdî men yeşâu, fe lâ tezheb nefsuke aleyhim haserâtin, innallâhe alîmun bimâ yesneûn(yesneûne).

Kelime Karşılaştırma
e : mı
fe : artık, işte, böylece, fakat
men : kim, kimse, kişi
zuyyine : süslendi, güzel gösterildi
lehu : ona
sûu : kötü
ameli-hi : onun ameli
fe : artık, böylece, fakat
reâ-hu : onu gördü
hasenen : güzel
fe : artık, işte, böylece, fakat
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
yudıllu : dalâlette bırakır
men yeşâu : dilediği kimse, kişi
ve yehdî : ve hidayete erdirir
men yeşâu : dilediği kişi, dilediği kimse
fe : artık, işte, böylece, fakat
lâ tezheb : gitmesin, olmasın
nefsu-ke : senin nefsin
aleyhim : onlara, onlar için
haserâtin : hasretler, hüzünler
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
alîmun : en iyi bilen
bimâ : şeyleri
yesneûne : yapıyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helâk etme! Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = İşlediği kötü iş kendisine bezenen ve onu güzel gören adam, iyiyi, kötüyü bilen gibi midir? Hiç şüphe yok ki Allah, dilediğini saptırır ve dilediğini doğru yola sevk eder; onlar için hasretlere düşüp üzüntüler verme kendine; şüphe yok ki Allah, onların işledikleri şeyleri bilir.

 Abdullah Parlıyan = Kötü ameli kendisine çekici gösterilip de, onu güzel gören kimse, doğru dürüst işler yapan kimse gibi olur mu? Şüphesiz Allah, doğru yoldan sapmak isteyenin, sapmasına dilediği şekilde izin verir, doğru yola ulaşmak isteyeni de, dilediği şekilde doğru yoluna ulaştırır. O halde ey peygamber! Onlara üzülerek, kendini perişan etme. Allah onların ne yapmakta olduklarını çok iyi bilendir.

 Adem Uğur = Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Allah dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini doğru yola iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helak etme. Allah onların ne yaptıklarını biliyor.

 Ahmed Hulusi = Kötü fiilleri kendisine süslü gösterilince, kendini iyi sanan (nasıl iyilerle bir olur)! Muhakkak ki Allâh, dilediğini saptırır ve dilediğine hidâyet verir. . . O hâlde hüsran ehlini düşünüp üzülme! Muhakkak ki Allâh onların ürettiklerini (Yaratan'ı olarak) Aliym'dir.

 Ahmet Tekin = Bilinçli olarak işlediği kötü ameli kendisine, süslenerek güzel gösterilip de, onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç istemeyen mü’min kimse gibi midir? Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkların hak yoldan uzaklaşıp dalâleti tercihlerine özgürlük tanır. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkları doğru yola sevketme lütfunda da bulunur. Onlar adına üzülerek, için yanmasın, canın sıkılmasın. Allah onların yaptıkları düzenbazlıkları iyi biliyor.

 Ahmet Varol = Kötü ameli kendine süslü gösterilen ve böylece onu güzel gören kimse (doğru yolda olanla bir midir)? Şüphesiz Allah dilediğini sapıklığa düşürür dilediğini de doğru yola eriştirir. Öyleyse nefsin onlara karşı hasretlere (üzüntülere) kapılmasın. Şüphesiz Allah onların yaptıklarını bilmektedir.

 Ali Bulaç = Kötü olarak işledikleri kendisine çekici, süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Allah katında kabul görecek)? Artık şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete eriştirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Allah, yaptıklarını bilendir.

 Ali Fikri Yavuz = Hiç kötü ameli kendisine süslenipte onu güzel gören kimse, (hakkı hak ve bâtılı bâtıl gören gibi olur mu?) Doğrusu Allah dilediğini şaşırtır, dilediğine de hidayet verir. O halde (Ey Rasûlüm, insanlar inkârlarından dolayı helâk olacaklar diye) onlara üzülüp kendini mahvetme. Çünkü Allah onların bütün yaptıklarını tamamiyle bilir.

 Ali Ünal = Yaptığı kötü işler kendisine süslenip püslenen ve onları da gerçekten güzel gören bir kişi, hiç (Allah’ın yolunda giden kimse gibi olur mu)? Allah kimi dilerse onu saptırır, kimi dilerse onu da doğru yola iletir. Bu bakımdan, o inkârcılar için inanmıyorlar diye bu kadar kederlenip kendini perişan etme! Onlar ne yapıyorlarsa, Allah hepsini hakkıyla bilmektedir.

 Bayraktar Bayraklı = Kötü işleri kendisine güzel gösterilip, kendisi de onları güzel gören kişi, gerçeği gören gibi midir? Şüphesiz ki Allah dileyeni saptırır, dileyeni de doğru yola iletir. Artık onlara üzülerek kendini mahvetme! Çünkü Allah onların yaptıklarını çok iyi bilmektedir.

 Bekir Sadak = Kotu isi kendisine guzel gosterilip de onu guzel goren kimse, kotulugu hic islemeyene benzer mi? suphesiz Allah diledigini saptirir, diledigini de dogru yola eristirir. Artik onlara uzulerek kendini harabetme; Allah onlarin yaptiklarini suphesiz bilir.

 Celal Yıldırım = Kötü ameli kendisine çekici gösterip de onu güzel gören kimse, (iyi yararlı amellerde bulunan kimse gibi midir?). Allah, elbette dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Artık onlara karşı üzüntülere kapılarak kendini yıpratmaya yönelme. Şüphesiz ki Allah onların neler işlediğini bilendir.

 Cemal Külünkoğlu = Kötü işleri kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse de mi (iman edip faydalı işler yapanlar gibi olacak)? Şüphe yok ki Allah dilediğini (kötü niyetinden dolay) şaşırtır, dilediğini de (iyi niyetinden dolayı) doğru yola iletir. O halde onların yaptıklarından dolayı üzülüp kendini mahvetme! Allah, onların bütün yaptıklarını hakkıyla bilendir.

 Diyanet İşleri (eski) = Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç işlemeyene benzer mi? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Artık onlara üzülerek kendini harabetme; Allah onların yaptıklarını şüphesiz bilir.

 Diyanet Vakfi = Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Allah dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini doğru yola iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helak etme. Allah onların ne yaptıklarını biliyor.

 Edip Yüksel = Kötü ameli kendine süslü gösterilen ve böylece onu güzel gören kimse (doğru yolda olanla bir midir)? Şüphesiz Allah dilediğini sapıklığa düşürür dilediğini de doğru yola eriştirir. Öyleyse nefsin onlara karşı hasretlere (üzüntülere) kapılmasın. Şüphesiz Allah onların yaptıklarını bilmektedir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ya artık o kimse de mi ki? Kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel görmüş, şübhe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola çıkarır, o halde nefsin onlara karşı hasretlerle geçmesin, çünkü Allah onların bütün san'atlerini bilir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ya kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel gören kimse de mi (iman edip yararlı iş yapan gibi olacak)? Şüphe yok ki, Allah, dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola çıkarır. O halde gönlün onlara karşı hasretlerle geçmesin! Allah onların bütün sanatlarını bilir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ya kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel görmüş olan kimse de mi (iman edip salih amel işleyenler gibi olacak)? Şüphe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de doğru yola çıkarır. O halde canın onlara karşı hasretlerle (üzüntülerle) sıkılıp gitmesin. Çünkü Allah, onların bütün yaptıklarını bilir.

 Gültekin Onan = Kötü olarak işledikleri kendisine çekici, süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Tanrı katında kabul görecek)? Artık şüphesiz Tanrı, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete eriştirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Tanrı, yaptıklarını bilendir.

 Harun Yıldırım = Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Allah dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini doğru yola iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helak etme. Allah onların ne yaptıklarını biliyor.

 Hasan Basri Çantay = Ya kötü amel (ve Hareket) i kendisine süslü gösterilib de onu hoş gören adam mı (Allahın hidâyet etdiği kimseler gibi tanılacak)? Şübhe yok ki Allah kimi dilerse şaşırtır, kimi de dilerse doğru yola sevk eder. O halde (habibîm) nefsin onlara karşı hasretlerle (üzüntülerle tükenib) gitmesin. Çünkü Allah onların neler yapmakda olduklarını çok iyi bilendir.

 Hayrat Neşriyat = Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, (kötülüğü hiç istemeyen kimse gibi) midir? Artık şübhe yok ki Allah, dilediğini (küfründeki inadı sebebiyle)dalâlete atar, dilediğini de (hikmetine binâen, kendi lütfundan) hidâyete erdirir. Öyle ise (îmân etmiyorlar diye) nefsin onlara hasretlerle (üzüntüyle tükenip) gitmesin! Muhakkak ki Allah,(onlar) ne yapıyorlarsa hakkıyla bilendir.

 İbni Kesir = Kötü işi kendisine süslendirilip de onu güzel gören bir midir? Muhakkak ki Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete erdirir. Öuleyse onlara yanarak kendini harab etme. Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını bilendir.

 Kadri Çelik = Kötü olarak yapıp ettikleri kendisine süslü kılınıp da onu güzel gören (kimse, böyle olmayan kimse gibi midir)? Artık şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete eriştirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin, hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Allah, yapmakta olduklarını bilendir.

 Muhammed Esed = O halde, işlediği kötü, çirkin fiillerin cazibesine kapılıp (sonunda) onları güzel gören biri (Şeytan'ın adamlarından başkası) olur mu? Kuşkusuz Allah, (doğru yoldan sapmak) isteyenin sapmasına izin verir, (aydınlığa ulaşmak) isteyeni de aydınlığa ulaştırır. O halde (ey müminler,) onlara üzülerek kendinizi perişan etmeyin! Allah, onların yaptıklarını çok iyi bilir.

 Mustafa İslamoğlu = Ne yani, şimdi süslü püslü kötülüklerin albenisine kapılıp bir de onları güzellik gibi gören(in sonu, yukarıdaki) kimsenin sonuyla aynı olur mu? Hiç şüphe yok ki Allah (sapmak isteyenin) sapmasını diler, (hidayet isteyeni) de doğru yola yöneltmeyi diler: Şu halde onların (imana ermesi) için duyduğun özlem seni yıpratmasın; çünkü Allah onların neler yapmakta olduklarını çok iyi biliyor.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ya o kimse ki, ona kötü ameli süslü gösterilmiş de onu güzel görmüştür. (O hiç ehl-i salâh gibi olabilir mi?) Muhakkak ki, Allah dilediğini şaşırtır ve dilediğini doğru yola iletir. Artık nefsin onların üzerine teessüflerle geçip gitmesin. Şüphe yok ki, Allah (onların) neler işlediklerini tamamıyla bilendir.

 Ömer Öngüt = Kötülükleri kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Şüphesiz ki Allah dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete erdirir. O halde nefsin onlar hakkında bir takım üzüntülere dalarak yıpranmasın. Çünkü Allah onların yaptıklarını çok iyi bilendir.

 Şaban Piriş = Kötü işler kendisine süslenip, onu güzel gören kimse böyle midir? Allah, dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini doğru yola çıkarır. Öyleyse onlar için kendini üzüp durma! Allah, onların ne yaptıklarını biliyor.

 Sadık Türkmen = Kötü ameli kendisine süslü görünen ötekiler gibi olur mu? O, yaptığı kötülüğü iyi sanıyor. Muhakkak ki Allah; (sapıklığı) dileyen/tercih eden kimseyi sapıklıkta bırakır ve (hidayeti) tercih eden/dileyen kimseyi de doğruya iletir. Öyleyse, onlar hakkında üzüntüye kapılma! Gerçekten Allah onların yapıyor olduklarını en iyi bilendir.

 Seyyid Kutub = Kötü işi allandırılıp pullandırılarak gözüne güzel gösterilen kimse davranışlarını süzgeçten geçiren, gerçekçi biri gibi olur mu? Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Sakın onlar için hayıflanma. Hiç kuşkusuz onların neler yaptıklarını Allah iyi bilir.

 Suat Yıldırım = Hiç kötü işleri kendisine güzel görünen kimse, iyilik edip dürüst işler işleyen kimse gibi olur mu?Allah dilediğini sapıklığa, dilediğini doğru yola iletir. O halde o insanlardan ötürü üzülüp kendini mahvetme! Çünkü Allah onların bütün yaptıklarını bilir.

 Süleyman Ateş = Kötü işi, kendisine süslendirilip de onu güzel gören kimse (vehmine aldanmayarak kötü amelini güzel görmeyen, aklıyle gerçeği gören kimse gibi olur) mu? Allâh dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini yola iletir. Bundan dolayı canın, onlar için hasretlere (üzüntülere) gitmesin, Allâh onların ne yaptıklarını biliyor.

 Tefhim-ul Kuran = Kötü olarak yapıp ettikleri kendisine çekici, süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Allah katında kabul görecek)? Artık şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete eriştirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Allah, yapmakta olduklarını bilendir.

 Ümit Şimşek = Kötü işi kendisine süslenip de artık onu güzel bir iş olarak görmeye başlayan kimse de o mü'minler gibi olur mu? Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Onlar için kendini yiyip bitirme. Allah onların özene bezene yaptıkları işleri çok iyi biliyor.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini/ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir.

 İskender Ali Mihr = Fakat kötü ameli, kendisine süslenen (güzel gösterilen), böylece onu güzel gören kişi mi? İşte muhakkak ki Allah, dilediği kişiyi dalâlette bırakır ve dilediği kişiyi hidayete erdirir. Artık onlar için nefsin, hasret duymasın (hüzünlenmesin). Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir.

 İlyas Yorulmaz = Yaptığı kötülükleri kendisine süslü gösterilen, sonrada yaptığı çirkinlikleri güzel gören kimse (şeytanın yolunda değil midir)? Elbetteki Allah dileyen kimseyi sapıklıkta bırakır ve dileyen kimseyi de doğru yola iletir. Sen kendi nefsini onlar için üzüntüye sokma. Elbetteki Allah onların yaptıklarını en iyi bilendir.