Önceki Ayet Sonraki Ayet  
35. Sûre Fâtır/7

 الَّذِينَ كَفَرُوا لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ

  Ellezîne keferû lehum azâbun şedîdun, vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum magfiratun ve ecrun kebîr(kebîrun).

Kelime Karşılaştırma
ellezîne : onlar
keferû : inkâr ettiler
lehum : onlara, onlar için vardır
azâbun : azap
şedîdun : şiddetli
ve ellezîne : ve onlar
âmenû : âmenû oldular (hayattayken Allah’a ulaşmayı dilediler)
ve amilû es sâlihâti : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
lehum : onlara, onlar için vardır
magfiretun : mağfiret (günahlarının sevaba çevrilmesi)
ve ecrun : ve ecir, mükâfat
kebîrun : büyük
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = İnkâr edenler için çetin bir azap vardır. İman edip salih ameller işleyenler için ise bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = O kişiler ki kâfir olmuşlardır, onlaradır çetin azap ve o kişiler ki inanmışlardır ve iyi işlerde bulunmuşlardır, onlaradır yarlıganma ve pek büyük bir mükâfat.

 Abdullah Parlıyan = O Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler için, çok şiddetli bir azap vardır. İman edip, doğru dürüst işler yapanlara ise, bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.

 Adem Uğur = İnkâr edenler için şüphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.

 Ahmed Hulusi = Hakikat bilgisini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. İman edip imanının gereğini uygulayanlara gelince, onlar için bir mağfiret ve büyük bir karşılık vardır.

 Ahmet Tekin = Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile küfre saplananlara dehşetli bir azap vardır. İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlara, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlere koruma kalkanı, bağışlanma ve büyük mükâfatlar vardır.

 Ahmet Varol = İnkar edenler için şiddetli bir azap vardır. İman edip salih ameller işleyenler için ise bağışlama ve büyük ecir vardır.

 Ali Bulaç = O inkâr edenler; onlar için şiddetli bir azab vardır. İman edip salih amellerde bulunanlar ise; onlar için de bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.

 Ali Fikri Yavuz = O küfre varanlar (Peygamberi ve Kur’an’ı inkâr edenler)! Onlara şiddetli bir azap var. İman edip salih ameller işliyenler! Onlara bir mağfiret ve büyük bir mükâfat var.

 Ali Ünal = O küfürde saplanıp kalmışlar için çok çetin bir azap vardır. İman edip, imanları istikametinde doğru, sağlam, yerinde ve ıslaha yönelik işler yapanlara gelince, onları bekleyen (sürpriz karşılıklarla dolu) bir bağışlanma ve büyük bir mükâfattır.

 Bayraktar Bayraklı = İnkâr edenler için elbette çetin bir azap vardır. İman edip iyi işler yapanlara da af ve büyük bir ödül vardır.

 Bekir Sadak = Inkar eden kimselere cetin azap vardir. *

 Celal Yıldırım = Küfre saplanıp kalanlar için şiddetli bir azâb vardır. İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlara mağfiret (günahlardan bağışlanıp arınma) ve büyük bir mükâfat vardır.

 Cemal Külünkoğlu = İnkâr edenler için gerçekten çetin bir azap vardır! İnandıktan sonra doğru ve yararlı işler yapanları da bağışlanma ve büyük bir mükâfat beklemektedir.

 Diyanet İşleri (eski) = İnkar eden kimselere çetin azap vardır.

 Diyanet Vakfi = İnkâr edenler için şüphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.

 Edip Yüksel = İnkar edenler çetin bir cezaya mahkum olmuştur. İnanıp erdemli davrananlar ise bir bağışlanma ve büyük bir ödül hakketmişlerdir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Küfredenler, onlar için şiddetli bir azâb var, iyman edib salih ameller işliyenler, onlar için de bir mağrifet ve büyük bir ecir var

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Küfredenler, onlar için şiddetli bir azap vardır; iman edip yararlı işler yapanlar, onlara ise bir bağışlama ve büyük bir mükafat vardır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İnkâr edenler için şiddetli bir azab vardır. İman edip salih amel işleyenler için de bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.

 Gültekin Onan = O küfredenler; onlar için şiddetli bir azab vardır. İnanıp salih amellerde bulunanlar ise, onlar için de bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.

 Harun Yıldırım = İnkâr edenler için şüphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.

 Hasan Basri Çantay = O küfredenler (yok mu?) onlar için çetin bir azâb vardır. îman edenlere, bir de güzel, güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince:) mağfiret ve büyük mükâfat da bunlarındır.

 Hayrat Neşriyat = O kimseler ki inkâr ettiler, onlar için (pek) şiddetli bir azab vardır. Ve o kimseler ki îmân edip sâlih ameller işlediler, onlar için bir mağfiret ve (pek) büyük bir mükâfât vardır.

 İbni Kesir = Küfredenler, işte onlara şiddetli azab vardır. İman etmiş olup da salih ameller işleyenlere de, işte onlara mağfiret ve büyük ecir vardır.

 Kadri Çelik = O küfre sapanlar (var ya), onlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip salih amellerde bulunanlar (var ya), onlar için de bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.

 Muhammed Esed = (Çünkü,) hakikati inkara şartlanmış olanlar için çetin bir azap vardır, iman edip doğru ve yararlı işler yapanları da mağfiret ve büyük bir mükafat bekler.

 Mustafa İslamoğlu = İnkarda direnenleri şiddetli bir ceza beklemektedir. Ama imanda sebat eden ve imanla uyumlu eylem üretenlere gelince: işte böylelerini de sınırsız bir bağış ve muhteşem bir ödül beklemektedir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = O kimseler ki kâfir oldular, onlar için pek şiddetli bir azap vardır. Ve o kimseler ki imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, onlar için de bir yarlığama ve pek büyük bir mükâfaat vardır.

 Ömer Öngüt = O kâfir olanlara, evet onlara çok şiddetli bir azap vardır. İman edip sâlih ameller işleyenlere de mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.

 Şaban Piriş = İnkar edenler için şiddetli bir azap vardır. İman edenler ve doğruları yapanlar için bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.

 Sadık Türkmen = Onlar inkâra saptılar. İşte onlar için çetin bir azap vardır. İman edenler ve iyi işler yapanlara ise, bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.

 Seyyid Kutub = Kâfirler ağır bir azaba çarptırılacaktır. İman edip iyi ameller işleyenleri ise bağışlanma ve büyük ödül beklemektedir.

 Suat Yıldırım = Kâfirlere şiddetli bir ceza vardır. İman edip güzel ve makbul işler yapanlara ise mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.

 Süleyman Ateş = İnkâr edenler için çetin bir azâb var; inanıp iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükâfât vardır.

 Tefhim-ul Kuran = O küfredenler; onlar için şiddetli bir azab vardır. İman edip salih amellerde bulunanlar ise; onlar için de bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.

 Ümit Şimşek = İnkâr edenlerin hakkı şiddetli bir azaptır. İman edip güzel işler yapanlar için ise bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Küfre sapanlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip hayra ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül olacaktır.

 İskender Ali Mihr = Kâfir olanlar; onlar için şiddetli azap vardır. Ve âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar; onlar için mağfiret ve büyük mükâfat vardır.

 İlyas Yorulmaz = Doğruları reddedip inkâr edenler için çok şiddetli bir azap var. Ancak iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar içinde, bağışlanma ve büyük mükafaatlar var.