ادْخُلُوا أَبْوَابَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا فَبِئْسَ مَثْوَى الْمُتَكَبِّرِينَ
Udhulû ebvâbe cehenneme hâlidîne fîhâ, fe bi’se mesvâl mutekebbirîn(mutekebbirîne).
Diyanet İşleri = Onlara, “Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!” (denir).
Abdulbaki Gölpınarlı = Girin kapılarından cehennemin, orada ebedî olarak kalacaksınız; gerçekten de ululananların yeri yurdu, ne de kötüdür.
Abdullah Parlıyan = Şimdi cehennemin kapılarından girin, orada ebedi kalacaksınız. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür.
Adem Uğur = İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!
Ahmed Hulusi = Orada sonsuza dek kalmak üzere cehennem kapılarından girin. . . Benlik - kibir sahiplerinin yaşam ortamı ne kötüdür!
Ahmet Tekin = İçinde ebedî kalmak üzere, Cehennemin kapılarından girin. Kendilerinde bir güç gören zorba, diktatör, güç ve iktidar sahiplerinin devamlı ikametgâhları ne kötüdür!
Ahmet Varol = İçinde sonsuza kadar kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Büyüklenenlerin barınakları ne kadar da kötüdür!
Ali Bulaç = İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Artık mütekebbirlerin konaklama yeri ne kötüdür.
Ali Fikri Yavuz = (Onlara şöyle denir): “Girin cehennem kapılarından, içlerinde ebedî kalmak üzere... Bak, o kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!...
Ali Ünal = Şimdi, orada sonsuzca kalmak üzere girin Cehennem’in kapılarından içeri! Büyüklük taslayıp (gerçeğe karşı koyanların) yeri ne fenadır!
Bayraktar Bayraklı = “Süreli olarak kalacağınız cehennemin kapılarından girin! Büyüklenenlerin konaklama yeri ne kötüdür!”
Bekir Sadak = (75-76) Onlara: «Iste bu, yeryuzunde haksiz yere simarmaniz ve boburlenmenizden oturudur. Temelli kalacaginiz cehenneme kapilarindan girin» denir. Buyuklenenlerin duragi ne kotudur!
Celal Yıldırım = Haydi, içinde devamlı kalıcılar olarak Cehennem'in kapılarından girin. Böbürlenip ululuk taslayanlarır kalacağı yer ne kötüdür!
Cemal Külünkoğlu = Onlara: “Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür” (denir).
Diyanet İşleri (eski) = (75-76) Onlara: 'İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin' denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!
Diyanet Vakfi = İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!
Edip Yüksel = Sürekli kalmak üzere cehennemin kapılarından giriniz. Büyüklük taslayanların yeri ne de kötüdür.
Elmalılı Hamdi Yazır = Girin Cehennemin kapılarına içlerinde muhalled kalmak üzere, bak ne çirkin mevkıi o kibirlenenlerin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Girin cehennemin kapılarından, içlerinde ebedi kalmak üzere. Bak o kibirlenenlerin yeri, ne çirkindir!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İçlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Bak ne kötü o kibirlenenlerin yeri?
Gültekin Onan = İçinde ebedi kalıcılar olarek cehennemin kapılarından girin. Artık mütekebbirlerin konaklama yeri ne kötüdür.
Harun Yıldırım = İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!
Hasan Basri Çantay = Cehennem kapılarından, içinde ebedî kalıcı olarak, girin. (Bak), o kibirlenenlerin dönüb gidecekleri yer, ne çirkindir!
Hayrat Neşriyat = Orada ebediyen kalıcı kimseler olmak üzere girin Cehennemin kapılarından! İşte kibirlenenlerin kalacakları yer ne kötüdür!
İbni Kesir = İçinde ebediyyen kalıcı olarak cehenneme kapılarından girin. Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne kötüdür.
Kadri Çelik = İçlerinde temelli kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. O kibirlenenlerin konaklama yeri pek de kötüdür!
Muhammed Esed = (Şimdi) içinde yaşayıp kalacağınız cehennemin kapılarından girin içeri! Yersiz gurura kapılanlar için orası ne dehşetli bir yerdir!"
Mustafa İslamoğlu = Haydi, içinde yerleşip kalmak üzere cehennemin kapılarından girin; doğrusu, küstahça böbürlenenler için orası dehşet bir mekandır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Cehennemin kapılarından orada ebedî kalıcılar olmak üzere giriniz. Artık mütekebbir olanların ikametgâhı ne fena!
Ömer Öngüt = Ebedî olarak içinde kalmak üzere girin cehennemin kapılarından! O kendini beğenmişlerin yerleşip kalacakları yer ne kötüdür!
Şaban Piriş = Girin cehennemin kapılarından, içinde kalmak üzere... Büyüklük taslayanlara ne kötü bir mesken!
Sadık Türkmen = Cehennemin kapılarından girin, orada sürekli kalıcısınız. Kibirlenenlerin barınağı ne de kötüymüş!
Seyyid Kutub = Cehennemin kapılarından, girin orada ebedi kalacaksınız. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür.
Suat Yıldırım = Haydin, içinde devamlı kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Kibirlilerin yeri, ne kötü bir yerdir!
Süleyman Ateş = "Cehennemin kapılarından girin, orada ebedi kalacaksınız. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!"
Tefhim-ul Kuran = İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Artık mütekebbirlerin konaklama yeri ne kötüdür.
Ümit Şimşek = Ebediyen kalmak üzere girin Cehennemin kapılarından! Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!
Yaşar Nuri Öztürk = Girin cehennemin kapılarından; sürekli kalacaksınız içeride. Kibirlenenlerin barınağı ne de kötüymüş!
İskender Ali Mihr = Ebediyyen orada kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Artık kibirlenenlerin kalacakları yer ne kötü.
İlyas Yorulmaz = Orada sürekli kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Dünyada iken büyüklenenlerin kalacağı yer ne kadar kötü.