Önceki Ayet Sonraki Ayet  
40. Sûre Mü’min/76

 ادْخُلُوا أَبْوَابَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا فَبِئْسَ مَثْوَى الْمُتَكَبِّرِينَ

  Udhulû ebvâbe cehenneme hâlidîne fîhâ, fe bi’se mesvâl mutekebbirîn(mutekebbirîne).

Kelime Karşılaştırma
udhulû : dahil olun, girin
ebvâbe : kapılar
cehenneme : cehennem
hâlidîne : ebediyyen kalacak olanlar
fîhâ : orada
fe : bundan sonra, artık
bi’se : ne kötü
mesvâ : kalınan yer
el mutekebbirîne : mütekebbirler, kibirlenenler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlara, “Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!” (denir).

 Abdulbaki Gölpınarlı = Girin kapılarından cehennemin, orada ebedî olarak kalacaksınız; gerçekten de ululananların yeri yurdu, ne de kötüdür.

 Abdullah Parlıyan = Şimdi cehennemin kapılarından girin, orada ebedi kalacaksınız. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür.

 Adem Uğur = İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!

 Ahmed Hulusi = Orada sonsuza dek kalmak üzere cehennem kapılarından girin. . . Benlik - kibir sahiplerinin yaşam ortamı ne kötüdür!

 Ahmet Tekin = İçinde ebedî kalmak üzere, Cehennemin kapılarından girin. Kendilerinde bir güç gören zorba, diktatör, güç ve iktidar sahiplerinin devamlı ikametgâhları ne kötüdür!

 Ahmet Varol = İçinde sonsuza kadar kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Büyüklenenlerin barınakları ne kadar da kötüdür!

 Ali Bulaç = İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Artık mütekebbirlerin konaklama yeri ne kötüdür.

 Ali Fikri Yavuz = (Onlara şöyle denir): “Girin cehennem kapılarından, içlerinde ebedî kalmak üzere... Bak, o kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!...

 Ali Ünal = Şimdi, orada sonsuzca kalmak üzere girin Cehennem’in kapılarından içeri! Büyüklük taslayıp (gerçeğe karşı koyanların) yeri ne fenadır!

 Bayraktar Bayraklı = “Süreli olarak kalacağınız cehennemin kapılarından girin! Büyüklenenlerin konaklama yeri ne kötüdür!”

 Bekir Sadak = (75-76) Onlara: «Iste bu, yeryuzunde haksiz yere simarmaniz ve boburlenmenizden oturudur. Temelli kalacaginiz cehenneme kapilarindan girin» denir. Buyuklenenlerin duragi ne kotudur!

 Celal Yıldırım = Haydi, içinde devamlı kalıcılar olarak Cehennem'in kapılarından girin. Böbürlenip ululuk taslayanlarır kalacağı yer ne kötüdür!

 Cemal Külünkoğlu = Onlara: “Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür” (denir).

 Diyanet İşleri (eski) = (75-76) Onlara: 'İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin' denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!

 Diyanet Vakfi = İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!

 Edip Yüksel = Sürekli kalmak üzere cehennemin kapılarından giriniz. Büyüklük taslayanların yeri ne de kötüdür.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Girin Cehennemin kapılarına içlerinde muhalled kalmak üzere, bak ne çirkin mevkıi o kibirlenenlerin

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Girin cehennemin kapılarından, içlerinde ebedi kalmak üzere. Bak o kibirlenenlerin yeri, ne çirkindir!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İçlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Bak ne kötü o kibirlenenlerin yeri?

 Gültekin Onan = İçinde ebedi kalıcılar olarek cehennemin kapılarından girin. Artık mütekebbirlerin konaklama yeri ne kötüdür.

 Harun Yıldırım = İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!

 Hasan Basri Çantay = Cehennem kapılarından, içinde ebedî kalıcı olarak, girin. (Bak), o kibirlenenlerin dönüb gidecekleri yer, ne çirkindir!

 Hayrat Neşriyat = Orada ebediyen kalıcı kimseler olmak üzere girin Cehennemin kapılarından! İşte kibirlenenlerin kalacakları yer ne kötüdür!

 İbni Kesir = İçinde ebediyyen kalıcı olarak cehenneme kapılarından girin. Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne kötüdür.

 Kadri Çelik = İçlerinde temelli kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. O kibirlenenlerin konaklama yeri pek de kötüdür!

 Muhammed Esed = (Şimdi) içinde yaşayıp kalacağınız cehennemin kapılarından girin içeri! Yersiz gurura kapılanlar için orası ne dehşetli bir yerdir!"

 Mustafa İslamoğlu = Haydi, içinde yerleşip kalmak üzere cehennemin kapılarından girin; doğrusu, küstahça böbürlenenler için orası dehşet bir mekandır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Cehennemin kapılarından orada ebedî kalıcılar olmak üzere giriniz. Artık mütekebbir olanların ikametgâhı ne fena!

 Ömer Öngüt = Ebedî olarak içinde kalmak üzere girin cehennemin kapılarından! O kendini beğenmişlerin yerleşip kalacakları yer ne kötüdür!

 Şaban Piriş = Girin cehennemin kapılarından, içinde kalmak üzere... Büyüklük taslayanlara ne kötü bir mesken!

 Sadık Türkmen = Cehennemin kapılarından girin, orada sürekli kalıcısınız. Kibirlenenlerin barınağı ne de kötüymüş!

 Seyyid Kutub = Cehennemin kapılarından, girin orada ebedi kalacaksınız. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür.

 Suat Yıldırım = Haydin, içinde devamlı kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Kibirlilerin yeri, ne kötü bir yerdir!

 Süleyman Ateş = "Cehennemin kapılarından girin, orada ebedi kalacaksınız. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!"

 Tefhim-ul Kuran = İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Artık mütekebbirlerin konaklama yeri ne kötüdür.

 Ümit Şimşek = Ebediyen kalmak üzere girin Cehennemin kapılarından! Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!

 Yaşar Nuri Öztürk = Girin cehennemin kapılarından; sürekli kalacaksınız içeride. Kibirlenenlerin barınağı ne de kötüymüş!

 İskender Ali Mihr = Ebediyyen orada kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Artık kibirlenenlerin kalacakları yer ne kötü.

 İlyas Yorulmaz = Orada sürekli kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Dünyada iken büyüklenenlerin kalacağı yer ne kadar kötü.