وَأَنْ أَقِيمُواْ الصَّلاةَ وَاتَّقُوهُ وَهُوَ الَّذِيَ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
Ve en ekîmûs salâte vettekûhu, ve huvellezî ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne).
ve en ekîmû | : ve ikame etmek |
es salâte | : namaz |
ve ittekû-hu | : ona karşı takva sahibi olun |
ve huve ellezî | : ve ... olan o’dur |
ileyhi | : ona |
tuhşerûne | : haşrolunacaksınız |
Diyanet İşleri = Bir de, bize, “Namazı dosdoğru kılın ve Allah’a karşı gelmekten sakının” diye emrolundu. O, huzurunda toplanacağınız Allah’tır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Namaz kılın ve Tanrıdan çekinin dendi ve o, öyle bir Tanrıdır ki varıp toplanacağınız yer, onun tapısıdır.
Abdullah Parlıyan = Namazlarımızda dikkatli ve devamlı olmakla, yolumuzu Allah'ın kitabıyla bulmakla emrolunduk. Çünkü hepimiz, sonunda O'nun huzurunda toplanacağız.”
Adem Uğur = Namazı dosdoğru kılın ve Allah'tan korkun (diye de emredildik). O, huzuruna varıp toplanacağınız Allah'tır.
Ahmed Hulusi = Ve "Salâtı ikame edin ve O'nun azabından korunun; O ki (sizi toplayacak), O'na haşrolunursunuz!
Ahmet Tekin = 'Namazı âdâbına riâyet ederek, aksatmadan kılın. Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun' de. O, toplanıp huzuruna getirilecek, hesap verilecek olan Allah’tır.
Ahmet Varol = Yine namazı kılın, Allah'a karşı gelmekten sakının (diye emredildi). Huzuruna toplanacağınız O'dur.'
Ali Bulaç = Bir de: "Namazı kılın ve O'ndan korkup sakının (diye de emrolunduk.) Huzuruna (götürülüp) toplanacağınız O'dur.
Ali Fikri Yavuz = Yine namaza devamla Allah’dan korkun diye emrolunmuşuz. Huzuruna varıp toplanacağınız O’dur.
Ali Ünal = “Bir de şu buyruldu bize: ‘Bütün şartlarına riayet ederek, vaktinde ve aksatmadan namaz kılın ve Allah’a karşı gelmekten sakınıp takvaya sarılın!’” O Allah ki, (öldükten sonra diriltilip) O’nun huzurunda toplanacaksınız.
Bayraktar Bayraklı = “Namazı kılınız, Allah'a saygı duyunuz” diye de emrolunduk. O, huzuruna varıp toplanacağımız Allah'tır.
Bekir Sadak = (71-72) De ki: «Arkadaslari bize gel diye dogru yola cagirirken, seytanlarin yeryuzunde sasirttiklari bir kimse gibi geriye mi donelim. Allah bizi dogru yola eristirdikten sonra, bize faydasi olmayan, zarar da veremeyen Allah'tan baska seylere mi yalvaralÙm?» De ki, «Doru yol ancak Allah'Ùn yoludur. Alemlerin Rabbine teslim olarak namaz kÙlÙn, Allah'tan sakÙnÙn diye emrolunduk.» Kendisine toplanacaÙnÙz O'dur.
Celal Yıldırım = Ayrıca namazı dosdoğru kılın, Allah'tan korkup kötülüklerden sakının diye emrolunduk. Haşrolunacağımız da ancak O'nadır.
Cemal Külünkoğlu = Bir de (emrolundu ki): “Namazı dosdoğru kılın ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Huzuruna varıp toplanacağınız ancak O'dur.”
Diyanet İşleri (eski) = (71-72) De ki: 'Arkadaşları bize gel diye doğru yola çağırırken, şeytanların yeryüzünde şaşırttıkları bir kimse gibi geriye mi dönelim. Allah bizi doğru yola eriştirdikten sonra, bize faydası olmayan, zarar da veremeyen Allah'tan başka şeylere mi yalvaralım?' De ki, 'Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Alemlerin Rabbine teslim olarak namaz kılın, Allah'tan sakının diye emrolunduk.' Kendisine toplanacağınız O'dur.
Diyanet Vakfi = «Namazı dosdoğru kılın ve Allah'tan korkun» (diye de emredildik). O, huzuruna varıp toplanacağınız Allah'tır.
Edip Yüksel = 'Namazı gözetmeli ve O'nu sayıp dinlemelisiniz. Huzurunda toplanacağınız O'dur.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem namazı kılın ve ondan korkun, haşrolunub varacağınız o.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de: «Namazı kılın ve O'ndan korkun!» Haşrolunup varacağınız O!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bize: «Namazı dosdoğru kılın, Allah'a karşı gelmekten sakının» (diye emredildi), toplanacağınız yer O'nun huzurudur.
Gültekin Onan = Bir de: "Namazı kılın ve O'ndan korkup sakının (diye de emrolunduk.) Huzuruna (götürülüp) toplanacağınız O'dur."
Harun Yıldırım = Ayrıca: “Namazı dosdoğru kılın ve O’ndan sakının!” Yalnız O’nun huzuruna toplanacaksınız.
Hasan Basri Çantay = Bir de «Namaz kılın, Ondan (Allahdan) korkun» (diye emrolunmuşuzdur). Huzuruna varıb toplanacağınız (Zât-i kibriyâ) Odur.
Hayrat Neşriyat = Bir de: 'Namazı hakkıyla edâ edin ve O’ndan (Allah’dan) sakının!' diye(emredildi). Zîrâ (kıyâmet günü) huzûruna toplanacağınız ancak O’dur.
İbni Kesir = Ve bir de namaz kılın ve O'ndan korkun diye. O'dur kendisine varıp toplanacağınız.
Kadri Çelik = (Aynı şekilde) Namazı dosdoğru kılın ve Allah'tan sakının (diye emrolunduk.) Kendisine doğru toplanacağınız O'dur.
Muhammed Esed = namazlarımızda dikkatli ve devamlı olmakla ve kendimizi Ona karşı sorumluluk bilinci içinde tutmakla: Çünkü hepimiz sonunda Onun huzurunda toplanacağız".
Mustafa İslamoğlu = ve namazı hakkını vererek kılmak ve O'na karşı sorumluluk duymakla..." Çünkü sonunda huzurunda toplanacağınız varlık yalnızca O'dur.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve namaz kılın, ve O'ndan korkunuz ve O, o (Hâlik-ı Azîm) dir ki, O'na haşrolunacaksınızdır diye de emrolunduk.»
Ömer Öngüt = Ve bir de: “Namaz kılın ve O'ndan korkun!” diye. Huzuruna varıp toplanacağınız yalnız O'dur.
Şaban Piriş = (71-72). De ki: -Allah, bize hidayet verdikten sonra, şeytanların yeryüzünde ayartıp, şaşkın bir vaziyette bıraktıkları, dostlarının ise “bize gel” diyerek doğru yola davet ettikleri kimse gibi, topuklarımız üzerinde geri dönelim de bize faydası da zararı da dokunmayan Allah’tan başka şeylere mi yalvaralım? Yine de ki: -Allah’ın hidayeti, işte asıl hidayet odur. Biz, alemlerin Rabbine teslim olmakla, namaz kılmak ve Allah’tan korkmakla emrolunduk. Huzurunda toplanacağınız O’dur.
Sadık Türkmen = Ayrıca: “namazı ikame edin ve O’ndan sakının! Huzurunda toplanacağınız O’dur.”
Seyyid Kutub = Ayrıca bize «namazı kılınız ve Allah'dan korkunuz» diye emredildi. Huzurunda toplanacağınız O'dur.
Suat Yıldırım = (71-72) De ki: «Arkadaslari bize gel diye dogru yola cagirirken, seytanlarin yeryuzunde sasirttiklari bir kimse gibi geriye mi donelim. Allah bizi dogru yola eristirdikten sonra, bize faydasi olmayan, zarar da veremeyen Allah'tan baska seylere mi yalvaralÙm?» De ki, «Doru yol ancak Allah'Ùn yoludur. Alemlerin Rabbine teslim olarak namaz kÙlÙn, Allah'tan sakÙnÙn diye emrolunduk.» Kendisine toplanacaÙnÙz O'dur.
Süleyman Ateş = "Namazı kılın ve O'ndan korkun (diye emredilmiştir)!" Varıp huzûruna toplanacağınız O'dur.
Tefhim-ul Kuran = Bir de: «Namazı kılın ve O'ndan korkup sakının (diye de emrolunduk.)» Huzuruna (götürülüp) toplanacağınız O'dur.
Ümit Şimşek = Bir de namazı dosdoğru kılmamız, Allah'a karşı gelmekten sakınmamız emredildi. Çünkü sonunda toplanacağımız yer Onun huzurudur.
Yaşar Nuri Öztürk = Ve "Namazı kılın, O'ndan sakının!" diye emrolunduk. Huzurunda haşrolunacağınız O'dur.
İskender Ali Mihr = Ve namazı ikame etmek (ile de emrolunduk). Ve O’na karşı takva sahibi olun. Ve Zat’ına haşrolunacağınız, O’dur.
İlyas Yorulmaz = “Ve aynı zamanda namazı kılmak ve O ndan korunmakla emrolunduk. Kendisinin huzurunda toplanacağımız kimsede O dur. ”