وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ بِالْحَقِّ وَيَوْمَ يَقُولُ كُن فَيَكُونُ قَوْلُهُ الْحَقُّ وَلَهُ الْمُلْكُ يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّوَرِ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ وَهُوَ الْحَكِيمُ الْخَبِيرُ
Ve huvellezî halakas semâvâti vel arda bil hakk(hakkı), ve yevme yekûlu kun fe yekûn(yekûnu), kavluhul hakk(hakku), ve lehul mulku yevme yunfehu fîs sûr(sûri), âlimul gaybi veş şehâdeh(şehâdeti), ve huvel hakîmul habîr(habîru).
ve huve | : ve o |
ellezî halaka | : ki o yaratandır |
es semâvâti | : semâlar, gökler |
ve el arda | : ve arz, yeryüzü |
bi el hakkı | : ve hak ile |
ve yevme | : ve gün |
yekûlu | : der |
kun | : ol |
fe yekûn | : hemen, derhal olur |
kavlu-hu el hakku | : onun sözü haktır |
ve lehu el mulku | : ve mülk (hükümranlık) onundur |
yevme | : gün |
yunfehu | : üfürülür |
fî es sûri | : sur’a |
âlimu el gaybi | : gaybı bilen |
ve eş şehâdeti | : ve müşahede edilen, görünen |
ve huve | : ve o |
el hakîmu | : hâkim, hüküm ve hikmet sahibi olan |
el habîru | : haberdar olan |
Diyanet İşleri = O, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratandır. Allah’ın “ol” deyip de her şeyin oluvereceği günü hatırla. O’nun sözü gerçektir. Sûr’a üflendiği gün de mülk (hükümranlık) O’nundur. Gaybı da, görülen âlemi de bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Öyle bir Tanrıdır ki gökleri ve yeryüzünü, boş yere değil, hikmetiyle ve gerçek olarak yarattı. Ol dediği gün her şey oluverir. Sözü gerçektir ve sûrun üfürüldüğü gün saltanat ve tasarruf onundur, odur gizliyi de bilen, açıkta olanı da ve odur hüküm ve hikmet sahibi, her şeyden haberdar olan.
Abdullah Parlıyan = O gökleri ve yeri, gerçek bir hesap ve düzende yaratmış olandır. O, ne zaman “ol” dese, emri derhal yerine gelir. En doğru söz, O'nun sözüdür. Mahşer borusu çalındığı günde de, yöneticilik O'nundur. Herşeyi ve akılla bilinemeyen gerçekleri de, bilen sadece O'dur. Herşeyden haberi olan ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapan da O'dur.
Adem Uğur = O, gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratandır. "Ol!" dediği gün herşey oluverir. O'nun sözü gerçektir. Sûr'a üflendiği gün de hükümranlık O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir ve O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.
Ahmed Hulusi = "HÛ" ki, semâlar ve arzı Hak olarak yaratmıştır. . . Ne zaman "Ol" dese hemen oluverir. . . Hak, O'nun sözüdür! Sur'a üflendiği (bedene veya sisteme - olay içten dışadır) süreçte, mülk O'nundur! Gaybı ve şehâdeti bilendir. . . "HÛ"dur; Hakiym, Habiyr.
Ahmet Tekin = O gökleri ve yeri gerekçeli, hikmete dayalı, doğru, hesaplı bir düzen içinde yaratandır.'Ol' diyeceği gün her şey oluverir.O’nun sözü haktır, doğrudur, gerçektir.Sûra üfürüldüğü gün mülk, devlet ve hükümranlık O’nundur.Fizik ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilendir. O hikmet sahibi ve hükümrandır, gizli-açık her şeyden haberdardır.
Ahmet Varol = Gökleri ve yeri hak üzere yaratan O'dur. 'Ol' dediği gün o hemen oluverir. O'nun sözü gerçektir. Sur'a üflendiği gün hakimiyet O'nundur. Gizli olanı da açık olan da bilir. O, hakimdir, her şeyden haberdardır.
Ali Bulaç = O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O'nun "ol" dediği gün (her şey) oluverir, O'nun sözü haktır. Sur'a üfürüldüğü gün, mülk O'nundur. O, gaybı ve müşahede edilebileni bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır.
Ali Fikri Yavuz = O, gökleri ve yeri hak (ve hikmet) le yaratandır. Onun “Ol” diyeceği gün her şey oluverir. Hak, O’nun dediğidir. SÛR, üfürüleceği gün de mülk O’nundur. Görünmiyeni ve görüneni bilen de O’dur. O, yegâne hikmet sahibidir, her şeyden hakkıyla haberdar olandır.”
Ali Ünal = O Allah ki, gökleri ve yeri hak bir gaye için, yerli yerince ve gerçeğe dayalı sabit bir sistem üzerinde yaratmıştır. O “Ol!” dediği zaman her şey oluverir. O’nun (“Ol!” emri gibi) her sözü haktır, hakikattır ve yerine gelir. Sûr’a üfleneceği gün de bütün varlık ve mutlak hakimiyet O’nundur. O, gaybı da şahadeti de (duyu ötesini de, duyuların algı sahasına gireni de) bilendir. O, Hakîm (her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunan)dır, Habîr (her şeyden hakkıyla haberdar olan)dır.
Bayraktar Bayraklı = O, gökleri ve yeri bir amaç uğruna yaratandır. “Ol” dediği gün her şey oluşmaya başlar. O'nun sözü gerçektir. Sûr'a üflendiği gün de hükümrânlık O'nundur. Gizliyi ve âşikâr olanı bilendir. O, tam hikmet sahibidir ve her şeyden haberdardır.
Bekir Sadak = Gokleri ve yeri gercekle yaratan O'dur ki «Ol» dedigi gun hemen olur; sozu gercektir. Sura uflenecegi gun hukumranlik O'nundur. Gorulmeyeni de goruleni de bilir. O Hakim'dir haberdardir.
Celal Yıldırım = O ki, gökleri ve yeri hak ile yarattı. «Ol!» dediği gün oluverir. O'nun sözü haktır. Sûr üfrüleceği gün de mülk (saltanat ve hüküm) O'nundur. Görülmeyeni de, görüleni de (olmuş, olacağı da) O bilir. O, hikmet sahibidir ve (her şeyden) haberlidir.
Cemal Külünkoğlu = O'dur gökleri ve yeri bir hakikate göre yaratan. O ne zaman “Ol” dese emri derhal yerine gelir. O'nun sözü haktır. Sur'a üfürüldüğü gün hükümranlık yine O'nun olacaktır. O, görüleni de görülmeyeni de bilendir. O, mutlak hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.
Diyanet İşleri (eski) = Gökleri ve yeri gerçekle yaratan O'dur ki 'Ol' dediği gün (an) hemen olur; sözü gerçektir. Sura üfleneceği gün hükümranlık O'nundur. Görülmeyeni de görüleni de bilir. O Hakim'dir, haberdardır.
Diyanet Vakfi = O, gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratandır. «Ol!» dediği gün herşey oluverir. O'nun sözü gerçektir. Sûr'a üflendiği gün de hükümranlık O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir ve O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.
Edip Yüksel = O'dur gökleri ve yeri yaratan. 'Ol,' dediği gün hemen oluverir. Sözü mutlak doğrudur. Boruya üfürüldüğü gün egemenlik tümüyle O'nundur. Gizliyi ve açığı Bilendir. Bilgedir, herşeyden Haberdardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve o Gökleri, Yeri yaradan hakkıyle o, hem ol! diyeceği gün o da oluverir. Hak onun dediği, Sur üfürüleceği gün de mülk onun, hem gaybe âlim hem şehadete, hakîm odur, habîr o
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Gökleri ve yeri yerli yerince yaratan O! «Ol!» diyeceği gün, o da oluverir. O'nun sözü haktır. Sura üfleneceği gün de mülk O'nundur. Görülmeyeni de, görüleni de bilen, hikmet sahibi O'dur. Herşeyden haberdar da O'dur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Gökleri ve yeri, yerli yerince yaratan O'dur. Bir şeye «ol» dediği gün hemen oluverir. O'nun sözü haktır. «Sûr»a üfürüldüğü gün de mülk ancak O'nundur. O, gizliyi ve açığı bilendir. O, hikmet sahibi, her şeyden haberdardır.
Gültekin Onan = O gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O'nun "ol" dediği gün (her şey) oluverir. O'nun sözü haktır. Sur'a üfürüldüğü gün, mülk O'nundur. O, gaybı ve müşahade edilebileni bilendir. O hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır.
Harun Yıldırım = O, gökleri ve yeri hak ile yaratandır. O’nun “ol” diyeceği gün o da oluverir. O’nun sözü haktır. Sur’a üfürüleceği günde mülk yalnız O’nundur. Görüneni de görünmeyeni de hakkıyla bilendir. Şüphesiz O Hakîm’dir, Habîr’dir.
Hasan Basri Çantay = O, gökleri ve yeri hak (ve hikmet) le yaratandır. Onun «ol» diyeceği gün (her şey) oluverir. Sözü hakdır. «Suur» üfürüleceği gün de mülk Onun. Görünmeyeni de, görüneni de bilendir. O, yegâne hikmet saahibi, (her şeyden) hakkıyle haberdâr olandır.
Hayrat Neşriyat = Gökleri ve yeri hak ile (hakkıyla, îcâb ettiği şekilde) yaratan da O’dur. 'Ol!' diyeceği gün, (herşey) hemen oluverir. Sözü haktır. Sûr’a üfleneceği gün de mülk O’nundur. Görünmeyeni ve görüneni bilendir. Çünki O, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır, Habîr (her şeyden haberdâr olan)dır.
İbni Kesir = O'dur, gökleri ve yeri hak ile yaratan. O'nun; ol, dediği gün; hemen olur. O'nun sözü haktır. Sur'a üfleneceği gün de mülk O'nundur. Görülmeyeni de, görüleni de bilir. Ve O; Hakim'dir, Habir'dir.
Kadri Çelik = Gökleri ve yeri hak olarak yaratan O'dur. O'nun “ol” deyiverdiği gün (her şey) oluverir. O'nun sözü haktır. Sur'a üfürüldüğü gün hükümranlık O'nundur. Görülmeyeni de görüleni de bilir. O hikmet sahibidir, haberdardır.
Muhammed Esed = Odur gökleri ve yeri (deruni) bir hakikate göre yaratmış olan. O ne zaman "Ol!" dese emri derhal yerine gelir; ve (mahşer) borusu çalındığı Gün hükümranlık yine Onun olacaktır. O, yaratılmışların idraklerini aşan şeyleri de, onların duyuları veya akılları ile kavrayabileceklerini de bilir: yalnızca Odur gerçek hikmet sahibi, her şeyden haberdar olan.
Mustafa İslamoğlu = Zira gökleri ve yeri gerçek bir amaca mebni olarak yaratan O'dur. O ne vakit "Var ol!" derse, (varlık) hemen varoluş sürecine girer: O'nun sözü (sanal değil) tahakkuk eden bir gerçekliktir. Ve Sur çalındığında, otorite yalnızca O'na ait olacaktır. O gerçekliğin algılanamayan kısmını da, algı kapsamana giren kısmını da bilendir: O her hükmünde tam isabet edendir, her şeyden haberdar olandır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve O, o Zât-ı Kibriyâ'dır ki, gökleri ve yeri hakkıyla yaratmıştır. Ve O'nun «Ol!» diyeceği gün (herşey) hemen oluverir, kelâmı haktır ve sûra üfürüleceği gün mülk O'nundur. Gaip olanı da müşahede olanı da bilendir. O hakîmdir, habîrdir.
Ömer Öngüt = Gökleri ve yeri hak ile yaratan O'dur. “Ol!” dediği gün her şey oluverir. O'nun sözü haktır. Sûr'a üflendiği gün de hükümranlık O'nundur. Gizliyi de açığı da bilendir ve O hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.
Şaban Piriş = Gökleri ve yeri hak ile yaratan O’dur. “Ol!” dediği gün oluverir; sözü haktır; sûra üflendiği gün de hakimiyet O’nundur. Gizliyi de görüneni de bilendir. Hâkim olan haberdar olan O’dur.
Sadık Türkmen = “gökleri ve yeryüzünü bir hesap ile yaratan O’dur. “Ol” dediği gün hemen oluşmaya başlar. Sözü gerçektir! Sûr’a üfürüleceği gün de hükümranlık O’nundur. Gizliyi ve görüneni bilir. O, doğru hüküm/karar verendir, herşeyin haberini alandır.”
Seyyid Kutub = Gökleri ve yeri gerçeğe dayalı olarak yaratan O'dur. Her şey «Ol» dediği gün oluverir. Sözü gerçektir. Sur'a üflendiği gün, egemenlik O'nun tekelindedir. O gizli- açık her şeyi bilir, O hikmet sahibidir ve her şeyden haberdardır.
Suat Yıldırım = Gökleri ve yeri hak ve hikmet’le yaratan O’dur. O "ol" dediği zaman her şey oluverir. Sözü haktır. Sûra üfleneceği gün de hakimiyet O’nundur. Görünmeyeni de, görüneni de, olmuşu da, olacağı da O bilir. O, hakîm ve habîrdir (tam hüküm ve hikmet sahibi ve her şeyden hakkıyla haberdardır).
Süleyman Ateş = Gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratan O'dur. "Ol!" dediği gün, oluverir. Sözü haktır. Sûr'a üfleneceği gün de, mülk O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir. O, hükümdardır, herşeyi haber alandır.
Tefhim-ul Kuran = O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O'nun «ol» deyiverdiği gün (her şey) oluverir, O'nun sözü haktır. Sur'a üfürüldüğü gün, mülk O'nundur. O, gaybı da müşahede edebileni de bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır.
Ümit Şimşek = Gökleri ve yeri hak ile yaratan Odur. O 'Ol' dediği gün herşey olur. Onun sözü haktır. Sûrun üflendiği gün de egemenlik Onundur. O görüneni de, görünmeyeni de bilendir. O her işi hikmetle yapar, herşeyden haberdardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. "Ol!" dediği gün, hemen oluverir. Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim O'nundur. Âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur Hakîm, O'dur Habîr.
İskender Ali Mihr = Ve semaları ve arzı (yeryüzünü) hak ile yaratan O’dur. Ve “Ol!” dediği gün (herşey) olur. O’nun sözü haktır, mülk O’nundur. O gün sur’a üfürülür (sur’a üfürüldüğü gün hükümranlık O’nundur). Bilineni (görüneni) ve bilinmeyeni (gaybı) bilen O’dur. Ve O, hüküm sahibidir, haberdar olandır.
İlyas Yorulmaz = “Gökleri ve yeri hak ile (İnsan yaşamına en uygun biçimde) yaratan O dur. O bir şeyin olması için “ol” der o da oluverir. O nun sözü gerçektir. Kıyamet günü sura üfürüldüğünde (işaret verildiğinde) bütün mülk onundur. O bilinmeyenleri de, açıkta olanları da bilir. Her şeyin hükmünü veren de, her şeyden haberdar olan da O dur. ”