قَالَ هَلْ يَسْمَعُونَكُمْ إِذْ تَدْعُونَ
Kâle hel yesmeûnekum iz ted’ûn(ted’ûne).
kâle | : dedi |
hel | : mı |
yesmeûne-kum | : sizi işitiyorlar |
iz ted’ûne | : dua ettiğiniz zaman |
Diyanet İşleri = İbrahim, dedi ki: “Onlara yalvardığınızda sizi işitiyorlar mı?”
Abdulbaki Gölpınarlı = Çağırdığınız vakit dedi, duyuyorlar mı?
Abdullah Parlıyan = İbrahim: “Peki yalvarıp, yakardığınız zaman, sizi işittiklerine,
Adem Uğur = İbrahim: Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?
Ahmed Hulusi = (İbrahim) dedi ki: "Dua ettiğinizde sizi işitirler mi?"
Ahmet Tekin = İbrâhim: 'Peki, ibadet ettiğinizde, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar, icabet ediyorlar mı?' demişti.
Ahmet Varol = Dedi ki: 'Dua ettiğiniz zaman duyuyorlar mı?
Ali Bulaç = Dedi ki: "Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?"
Ali Fikri Yavuz = (İbrahîm, onlara) dedi ki: “-Dua ettiğiniz zaman, o putlar sizi işitiyorlar mı?”
Ali Ünal = İbrahim sordu: “Onlara dua ettiğinizde, onlar sizi duyuyor mu?
Bayraktar Bayraklı = (69-74) Onlara İbrâhim'in kıssasını anlat! İbrâhim, babasına ve ulusuna “nelere tapıyorsunuz?” demişti. Onlar: “Putlara tapıyoruz; onlarla ilgilenip duruyoruz” demişlerdi. İbrâhim: “Çağırdığınız zaman sizi duyarlar mı ve size bir fayda ve zarar verirler mi?” demişti. Onlar: “Ancak, babalarımızı da böyle yaparken bulduk” demişlerdi.[378]
Bekir Sadak = (72-73) Ibrahim: «Cagirdiginiz zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?» demisti.
Celal Yıldırım = (72-73) İbrâhim onlara: «Duâ ettiğinizde sizi duyuyorlar mı veya size yarar ya da zarar verebiliyorlar mı ?» dedi.
Cemal Külünkoğlu = (72-73) İbrahim: “O putlar, kendilerini imdada çağırdığınızda sesinizi işitirler mi? Yahut size fayda veya zararları dokunur mu?” diye sordu.
Diyanet İşleri (eski) = (72-73) İbrahim: 'Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?' demişti.
Diyanet Vakfi = İbrahim: Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?
Edip Yüksel = 'Kendilerini çağırdığınızda sizi işitiyorlar mı?' dedi,
Elmalılı Hamdi Yazır = Onlar, dedi: dua ettiğiniz vakıt işidirler mi?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (İbrahim) dedi. Dua ettiğiniz vakit onlar işitirler mi;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İbrahim «Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?»
Gültekin Onan = Dedi ki: "Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?"
Harun Yıldırım = Dedi ki: “Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?”
Hasan Basri Çantay = (İbrâhîm): «Siz, dedi, çağırdığınız vakit onlar sizi duyuyorlar mı»?
Hayrat Neşriyat = (İbrâhîm:) 'Peki duâ ettiğiniz zaman (onlar) sizi işitiyorlar mı?' dedi.
İbni Kesir = O da demişti ki: Çağırdığınızda sizi duyuyorlar mı?
Kadri Çelik = Dedi ki: “Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?”
Muhammed Esed = (İbrahim:) "Peki, yalvarıp yakardığınız zaman sizi işittiklerine,
Mustafa İslamoğlu = (İbrahim) "Yalvarıp yakardığınızda sizi duyuyorlar mı bari?" dedi;
Ömer Nasuhi Bilmen = Dedi ki: «Onlara dua ettiğiniz zaman sizi işitiyorlar mı?»
Ömer Öngüt = Dedi ki: “Duâ ettiğiniz zaman sizi işitiyorlar mı?”
Şaban Piriş = -Onlara dua ettiğiniz de sizi işitiyorlar mı? dedi.
Sadık Türkmen = (İbrahim) dedi ki: “Çağırdığınız zaman sizi işitiyorlar mı?
Seyyid Kutub = İbrahim dedi ki, «O putlar, kendilerini imdada çağırdığınızda sesinizi işitirler mi?
Suat Yıldırım = (72-73) "Peki" dedi, "Siz kendilerine dua ettiğinizde onlar sizi işitiyorlar mı? Yahut taptığınızda size fayda veya tapmadığınızda size zarar verebiliyorlar mı?
Süleyman Ateş = "Peki, dedi, siz du'â ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?"
Tefhim-ul Kuran = Dedi ki: «Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?»
Ümit Şimşek = İbrahim sordu: 'Dua ettiğinizde sizi işitirler mi?
Yaşar Nuri Öztürk = Dedi: "Yalvarıp yakardığınızda sizi duyuyorlar mı?"
İskender Ali Mihr = (İbrâhîm A.S): “Dua ettiğiniz zaman sizi işitiyorlar mı?” dedi.
İlyas Yorulmaz = İbrahim ”Peki, siz çağırdığınızda sizi işitiyorlar mı?”