يُطَافُ عَلَيْهِم بِصِحَافٍ مِّن ذَهَبٍ وَأَكْوَابٍ وَفِيهَا مَا تَشْتَهِيهِ الْأَنفُسُ وَتَلَذُّ الْأَعْيُنُ وَأَنتُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Yutâfu aleyhim bi sıhâfin min zehebin ve ekvâb(ekvâbin), ve fîhâ mâ teştehîhil enfusu ve telezzul a’yun(a’yunu), ve entum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
yutâfu(yutâfu ... bi ) | : tavaf edilir, dolaştırılır |
aleyhim | : onların |
bi sihâfin | : tepsiler ile |
min zehebin | : altından |
ve ekvâbin | : ve kulpsuz kadehler, bardaklar |
ve fîhâ | : ve orada |
mâ teştehî-hi | : iştahlandığı (canının çektiği) şeyler |
el enfusu | : nefs |
ve telezzu | : ve lezzet alır |
el a’yunu | : göz |
ve entum | : ve siz |
fîhâ | : orada |
hâlidûne | : halid olanlar, ebedî olanlar |
Diyanet İşleri = Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedî olarak kalacaksınız.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlara altından yapılmış tabaklar ve testiler sunulacak ve orada nefsin istediği ve gözün hoşlandığı her şey var ve siz, orada ebedî olarak kalırsınız.
Abdullah Parlıyan = Orada altın tepsiler ve kadehlerle onların etrafında dolaşılır. Orada canlarının çektiği, gözlerinin hoşlandığı herşey var. Ve sizler orada ebedi kalacaksınız.
Adem Uğur = Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve siz, orada ebedî kalacaksınız.
Ahmed Hulusi = Altından tabaklar ve testiler döndürülür üstlerinde. . . Onda nefslerin (bilinç boyutunun yaşamayı arzuladığı) iştah duyduğu ve gözlerin (basîretin zevkle seyretmek istediği kuvveler) keyif aldığı şeyler vardır! Sizler onda ebedî yaşarsınız!
Ahmet Tekin = Onların etrafında altın tepsiler ve altın kadehler dolaştırılır. Orada, canlarının çektiği ve gözlerin hoşlandığı her şey vardır.'Siz orada ebedî yaşayacaksınız.'
Ahmet Varol = Onların önlerinde altın tepsiler ve testilerle dolaşılır. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı her şey var. Ve siz orada sonsuza kadar kalacaksınız.
Ali Bulaç = "Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı her şey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız."
Ali Fikri Yavuz = Onların etrafında, altından tabaklar ve bardaklarla (kendilerine cennette hizmet için) dolaşılır. Canların istiyeceği ve gözlerin hoşlanacağı ne varsa, hepsi oradadır. Siz de orada devamlı olarak kalacaksınız.
Ali Ünal = Altın tepsiler ve (içleri dolu dolu) kâseler etraflarında fır döndürülür. Orada canların çektiği ve gözlere zevk veren her şey vardır. Ve siz, orada sonsuzca kalacaksınız.
Bayraktar Bayraklı = Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Siz orada süreli olarak kalacaksınız.
Bekir Sadak = Onlar icin altin kadeh ve tepsiler dolastirilir, canlarinin istedigi ve gozlerinin hoslandigi her sey oradadir. Siz orada temellisiniz.
Celal Yıldırım = Çevrelerinde tavaf edercesine altın tepsiler ve bardaklar dolaştırırlar ve orada canlarının çektiği, gözlerin lezzet duyduğu şeyler vardır ve sizler orada devamlı kalıcılarsınız.
Cemal Külünkoğlu = Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedî olarak kalacaksınız.
Diyanet İşleri (eski) = Onlar için altın kadeh ve tepsiler dolaştırılır, canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedi kalacaksınız.
Diyanet Vakfi = (71-73) Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir.
Edip Yüksel = Onlara altın tepsiler ve kadehlerle sunulur. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebedi kalacaksınız.
Elmalılı Hamdi Yazır = Altından tepsiler ve küplerle üzerlerine dönülür dolaşır, nefislerin hoşlanacağı, gözlerin lezzet alacağı şeyler hep orada ve siz orada muhalledsiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Altından tepsiler ve sürahiler ile üzerlerine dönülür dolaşılır. Nefislerin hoşlanacağı, gözlerin lezzet alacağı şeyler hep oradadır. Ve siz orada ebedi kalacaksınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle dolaştırılır. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebedi olarak kalacaksınız.
Gültekin Onan = Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı her şey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız.
Harun Yıldırım = “Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği gözlerin lezzet aldığı şeyler de vardır. Ve sizler orada daimi kalıcılarsınız.”
Hasan Basri Çantay = Onlar altın tepsiler ve destilerle tavaaf (ve ziyaret) edilecekdir. Canlarının isteyeceği, gözler (in) in hoşlanacağı ne varsa oradadır ve siz içinde ebedî kalıcılarsınız.
Hayrat Neşriyat = Etraflarında altın tepsiler ve bardaklarla dolaşılır. Ve orada canların kendisini çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. (Ve yine denir ki:) 'Artık siz orada, ebedî olarak kalıcılarsınız.'
İbni Kesir = Onlara altın kadehler ve tepsiler dolaştırılır. Canların istediği ve gözlerin hoşlandığı her şey oradadır. Ve siz, orada ebediyyen kalacaksınız.
Kadri Çelik = Onların üzerinde altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet aldığı her şey var ve siz orda temelli kalacak olanlarsınız.
Muhammed Esed = (Orada) altın tepsiler ve kadehler ile karşılanacaklar ve canlarının istediği ve hoşlanacağı her şeyi orada bulacaklar. Ve siz orada oturup kalacaksınız (ey inananlar!)
Mustafa İslamoğlu = Orada, huzurlarınızda, altın tepsilerle kupalar dolaştırılacak; orada canlarının çektiği her şeyi ve gözleri kamaştıran (tanımsız) hazzı bulacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onların üzerine altundan tepsiler ile ve destiler ile dolaşır ve orada canların hoşlanacağı ve gözlerin lezzet alacağı şeyler vardır ve siz orada ebedîyyen kalıcılarsınız.
Ömer Öngüt = Onların etrafında altın tepsiler ve kadehlerle dolaşılır. Canlarının çektiği ve gözlerin hoşlandığı her şey orada vardır ve siz orada ebedî kalacaksınız.
Şaban Piriş = Etraflarında altın tepsiler ve testiler dolaştırılır. Orada canların çektiği ve gözlerin zevk aldığı her şey vardır. Siz, orada ebedi kalacak olanlarsınız!
Sadık Türkmen = Onların etrafında altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır; orada nefislerin çektiği ve gözlerinin hoşlandığı şeyler vardır. “Siz orada (ölümsüz) sürekli kalıcılarsınız.
Seyyid Kutub = Onların önünde altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı herşey var. Ve siz, orada ebedi kalacaksınız.
Suat Yıldırım = Altın tepsi ve kâselerle kendilerine ikram eden hizmetçiler, etraflarında fır döner. Hülasa; orada canınız ne isterse, gözleriniz hangi manzaralardan hoşlanırsa hepsi var! Hem siz burada devamlı kalacaksınız.
Süleyman Ateş = Onların önünde altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı her şey var! Ve siz orada ebedi kalacaksınız.
Tefhim-ul Kuran = Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı her şey var. Ve siz orda ebedi kalacak olanlarsınız.
Ümit Şimşek = Etraflarında altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebediyen kalacaksınız.
Yaşar Nuri Öztürk = Çevrelerinde altın tepsiler, kadehler dolaştırılır. Orada, nefislerin arzu duyacağı, gözlerin zevkleneceği her şey vardır. Ve siz orada sürekli kalacaksınız.
İskender Ali Mihr = Onların etrafında altından tepsiler ve kadehlerle (bardaklarla) dolaşılır. Ve orada nefslerin iştahlandığı ve gözlerin lezzet aldığı şeyler vardır. Ve siz orada ebediyyen kalacak olanlarsınız.
İlyas Yorulmaz = Altın dan tepsiler ve bardaklarla onların etrafında dolaşılır ve orada canlarının çektiği her şey var. Cennette gözler çok büyük keyifler alacak ve orada sürekli kalacaksınız.