ادْخُلُوا الْجَنَّةَ أَنتُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ تُحْبَرُونَ
Udhulûl cennete entum ve ezvâcukum tuhberûn (tuhberûne).
udhulû | : dahil olun, girin |
el cennete | : cennet |
entum | : siz |
ve ezvâcu-kum | : ve sizin eşleriniz |
tuhberûne | : siz sevindirileceksiniz, ferahlatılacaksınız |
Diyanet İşleri = “Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Girin cennete siz ve eşleriniz kutlulukla, sevinerek.
Abdullah Parlıyan = Ey kullarım! Siz ve mü'min eşleriniz girin cennete, orada ağırlanıp sevindirileceksiniz.
Adem Uğur = Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz!
Ahmed Hulusi = Siz ve eşleriniz (bilinç ve ruhanî bedenleriniz) neşe ve keyifle cennete dâhil olun!
Ahmet Tekin = Siz ve eşleriniz, birlikte Cennet’e girin. Pür neşe içinde, süsler, zînetler takınarak ağırlanacaksınız.
Ahmet Varol = Siz ve eşleriniz cennete girin, sevinç içinde ağırlanacaksınız.
Ali Bulaç = "Siz ve eşleriniz cennete girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız."
Ali Fikri Yavuz = (Onlara şöyle denir): Sevinç ve neşeler içinde olduğunuz halde, siz ve zevceleriniz girin cennete...
Ali Ünal = “Haydi, siz de, (sizinle beraber iman etmiş ve teslim olmuş) eşleriniz de sevinç ve saadet içinde girin Cennet’e!”
Bayraktar Bayraklı = “Siz ve eşleriniz, büyük mutluluk içinde cennete giriniz.”
Bekir Sadak = soyle denir: «Siz ve esleriniz, agirlanmis olarak cennete giriniz.»
Celal Yıldırım = Sizler ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde girin Cennet'e!
Cemal Külünkoğlu = Onlara: “Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz” denir.
Diyanet İşleri (eski) = Şöyle denir: 'Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz.'
Diyanet Vakfi = Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz!
Edip Yüksel = Siz ve eşleriniz cennete girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız.
Elmalılı Hamdi Yazır = Girin Cennete: siz ve zevceleriniz, sürurlar, neş'eler içinde
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Girin cennete siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluklar içinde!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Siz ve eşleriniz cennete girin. Orada ağırlanıp sevindirileceksiniz.»
Gültekin Onan = Siz ve eşleriniz cennete girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız."
Harun Yıldırım = “Siz ve eşleriniz sevinç ve neşe içerisinde cennete girin.”
Hasan Basri Çantay = Sürûr ve ikram a müstağrak olduğunuz halde siz de, (mü'min) zevceleriniz de girin cennete.
Hayrat Neşriyat = 'Girin Cennete! Siz ve zevceleriniz (orada) sevindirileceksiniz!'
İbni Kesir = Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete girin.
Kadri Çelik = Siz ve eşleriniz cennete girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız.
Muhammed Esed = Siz ve eşleriniz, sevinç ve mutlulukla cennete girin!"
Mustafa İslamoğlu = Siz ve eşleriniz, ruha safa veren bir musiki eşliğinde girin cennete!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Siz de zevceleriniz de meserretler içinde olduğunuz halde cennete giriniz.»
Ömer Öngüt = Girin cennete! Siz ve eşleriniz ağırlanıp sevindirileceksiniz!
Şaban Piriş = Siz ve eşleriniz sevinç içinde, girin cennete!
Sadık Türkmen = “siz ve eşleriniz cennete girin! Ağırlanarak neşelendirileceksiniz.”
Seyyid Kutub = Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz.
Suat Yıldırım = Haydi siz de, eşleriniz de neş’e dolu olarak buyurun cennete!
Süleyman Ateş = "Haydi, siz cennete girin. Siz ve eşleriniz ağırlanıp sevindirileceksiniz!"
Tefhim-ul Kuran = «Siz ve eşleriniz cennete girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız.»
Ümit Şimşek = Siz de, eşleriniz de, sevinç içinde girin Cennete.
Yaşar Nuri Öztürk = Cennete girin! Siz ve eşleriniz ikramlarla ağırlanacaksınız."
İskender Ali Mihr = Siz ve zevceleriniz (eşleriniz) cennete girin! (Orada) ferahlatılacaksınız.
İlyas Yorulmaz = Siz ve eşlerinize ikram olunmuş cennete girin.