لَوْ نَشَاء جَعَلْنَاهُ أُجَاجًا فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ
Lev neşâu cealnâhu ucâcen fe levlâ teşkurûn(teşkurûne).
Diyanet İşleri = Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya!.
Abdulbaki Gölpınarlı = Dileseydik onu tuzlu, acı bir su hâline getirirdik, hâlâ mı şükretmezsiniz?
Abdullah Parlıyan = Dileseydik o gökten inen tatlı suyu, tuzlu ve acı su haline getirirdik. Öyleyse neden şükretmiyorsunuz?
Adem Uğur = Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Ahmed Hulusi = Eğer dileseydik onu acı (bir su) kılardık. . . Şükretmeniz gerekmez mi?
Ahmet Tekin = Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı, onu tuzlu ve acı yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Ahmet Varol = Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretmeli değil misiniz?
Ali Bulaç = Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?
Ali Fikri Yavuz = Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde (bu türlü nimetlere karşı Allah’a) şükretseniz ya...
Ali Ünal = Eğer dilemiş olsaydık, o suyu tuzlu ve acı yapardık; yapmadığımıza göre, şükretmeli değil misiniz?
Bayraktar Bayraklı = (68-70) İçtiğiniz suyu hiç düşündünüz mü? Siz mi onu buluttan indiriyorsunuz yoksa biz mi? Dileseydik onu acı yapardık. Hiç şükretmez misiniz?
Bekir Sadak = N/A
Celal Yıldırım = Dileseydik onu acı yapardık. Artık şükretmez misiniz ?
Cemal Külünkoğlu = Dileseydik onu acı ve tuzlu bir su yapardık. O hâlde niçin hâlâ şükretmezsiniz?
Diyanet İşleri (eski) = Dileseydik onu acılaştırırdık; hala şükretmez misiniz?
Diyanet Vakfi = Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Edip Yüksel = Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmez misiniz?
Elmalılı Hamdi Yazır = Dilesek onu acı bir çorak ediverirdik o halde şükretseniz a
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Dileseydik onu acı bir çorak yapardık. O halde şükretseniz ya!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretseniz ya!
Gültekin Onan = Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?
Harun Yıldırım = Dileseydik onu acı kılardık. Peki şükretmeniz gerekmez mi?
Hasan Basri Çantay = Eğer dileseydik onu (içilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. O halde şükretmeli değil misiniz?
Hayrat Neşriyat = Dileseydik onu tuzlu (acı bir su) yapardık; o hâlde şükretmeniz gerekmez mi?
İbni Kesir = İsteseydik onu tuzlu bir su kılardık. Öyleyse şükretmeli değil misiniz?
Kadri Çelik = Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; o halde neden şükretmiyorsunuz?
Muhammed Esed = (O tatlı bir su şeklinde iner, ama) dileseydik yakacak kadar tuzlu ve acı yapabilirdik. Öyleyse neden (Bize) şükretmiyorsunuz?
Mustafa İslamoğlu = Eğer dileseydik onu tuzlu ve acı bir su yapardık: şu halde neden hala şükretmiyorsunuz?
Ömer Nasuhi Bilmen = (69-71) Onu buluttan siz mi indirdiniz, yoksa indiriciler Bizler miyiz? Eğer dilese idik onu acı bir su yapardık. Artık şükretmeli değil misiniz? Sonra gördünüz mü o ateşi ki, çakıverirsiniz?
Ömer Öngüt = Eğer dileseydik, onu (içilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. Hâlâ şükretmez misiniz?
Şaban Piriş = İsteseydik onu tuzlu bir su yapardık; şükretmeniz gerekmez mi?
Sadık Türkmen = Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı, onu tuzlu ve acı yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Seyyid Kutub = Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretmeli değil misiniz?
Suat Yıldırım = Dileseydik onu tuzlu da yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Süleyman Ateş = Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde (bu türlü nimetlere karşı Allah’a) şükretseniz ya...
Tefhim-ul Kuran = Eğer dilemiş olsaydık, o suyu tuzlu ve acı yapardık; yapmadığımıza göre, şükretmeli değil misiniz?
Ümit Şimşek = (68-70) İçtiğiniz suyu hiç düşündünüz mü? Siz mi onu buluttan indiriyorsunuz yoksa biz mi? Dileseydik onu acı yapardık. Hiç şükretmez misiniz?
Yaşar Nuri Öztürk = N/A
İskender Ali Mihr = Eğer dileseydik, onu acı kılardık (yapardık), öyle ise (niçin) hâlâ şükretmiyorsunuz?
İlyas Yorulmaz = Biz isteseydik o suyu içilemez hale (acı, tuzlu) getirirdik. Şükretmeniz gerekmiyor mu?