فَهُمْ عَلَى آثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ
Fe hum alâ âsârihim yuhraûn(yuhraûne).
Diyanet İşleri = Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar da, koşa koşa onların izlerini izlemişlerdi.
Abdullah Parlıyan = babalarının izinde koşup gitmişlerdi.
Adem Uğur = Şimdi de kendileri onların peşlerinden koşturuyorlar.
Ahmed Hulusi = Böylece onların izleri üzerinde ısrarla koşarlar.
Ahmet Tekin = Hâlâ baskıyla, korkutularak izdiham halinde onların izinde koşturuluyorlar.
Ahmet Varol = Kendileri de, onların izlerinden koşturuluyorlardı.
Ali Bulaç = Kendileri de onları izleri üzerinde koşturup duruyorlardı.
Ali Fikri Yavuz = Kendileri de onların (sapık) izleri üzerinde koşturuluyorlardı.
Ali Ünal = Ne var ki, onların izinde gitmeye can atmaktadırlar.
Bayraktar Bayraklı = (69-70) Şüphesiz onlar atalarını sapıklıkta buldular ve peşlerinden koşup gittiler.
Bekir Sadak = Oyleyken yine de onlarin izlerinden kovalanircasina kosturuyorlardi.
Celal Yıldırım = Onların izleri üzerinde koşturup durdular.
Cemal Külünkoğlu = (69-70) Çünkü onlar, atalarını sapıtmış kişiler halinde bulmalarına rağmen kendileri de onların izinden gitmişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) = Öyleyken yine de onların izlerinden kovalanırcasına koşturuyorlardı.
Diyanet Vakfi = (69-70) Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular da peşlerinden koşup gittiler.
Edip Yüksel = Ve onların izlerini körükörüne izliyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır = Şimdi de onların izlerince koşturuyorlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şimdi de onların izlerince koşturuyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şimdi de kendileri onların izlerinde koşturuyorlar.
Gültekin Onan = Kendileri de onların izleri üzerinde koşturup duruyorlardı.
Harun Yıldırım = Şimdi de kendileri onların peşlerinden koşturuyorlar.
Hasan Basri Çantay = Kendileri de onların izleri üzerinde (birbirini itib) koşduruluyorlardı.
Hayrat Neşriyat = Fakat kendileri (de) onların izleri üzerinde koşturuyorlar.
İbni Kesir = Yine de onların izlerinde koşturuluyorlardı.
Kadri Çelik = Kendileri de onların izleri üzerinde koşturup duruyorlardı.
Muhammed Esed = ve (şimdi) atalarının izinden gitmeye can atıyorlar!
Mustafa İslamoğlu = fakat kendileri atalarının izinden akılsızca seğirtiyorlar!
Ömer Nasuhi Bilmen = (69-71) Muhakkak ki, onlar atalarını sapık kimseler buldular. İmdi onlar, atalarının izleri üzerine koşturuluyorlar. Andolsun ki, onlardan evvelkilerin ekserisi de sapıtmış idi.
Ömer Öngüt = Kendileri de onların izlerinde koşturup gidiyorlar.
Şaban Piriş = Onların izinde koşturmuşlardı.
Sadık Türkmen = Kendileri de onların izlerinde koşuyorlar!
Seyyid Kutub = Öyle iken yine de düşünmeden atalarının peşinden koşuyorlardı.
Suat Yıldırım = Bunlar da onların izlerinde koşmaya can atıyorlar.
Süleyman Ateş = Kendileri de onların izlerinde koşturuyorlar.
Tefhim-ul Kuran = Kendileri de onların izleri üzerinde koşturup duruyorlardı.
Ümit Şimşek = Yine de izlerinde koşup duruyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Kendileri de hâlâ onların eserleri ardınca koşturuyorlar.
İskender Ali Mihr = Onlar, onların (babalarının) izleri üzerinde koşuyorlar(dı).
İlyas Yorulmaz = Sonra atalarının izinden koşmuşlardı.