Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/69

 إِنَّهُمْ أَلْفَوْا آبَاءهُمْ ضَالِّينَ

  İnnehum elfev âbâehum dâllîne.

Kelime Karşılaştırma
inne-hum : muhakkak onlar
elfev : buldular
âbâe-hum : onların ataları, babaları
dâllîne : dalâlette olanlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki onlar, atalarını, sapıtmış bir halde bulmuşlardı da.

 Abdullah Parlıyan = Şüphe yok ki, onlar atalarını sapıtmış bir halde bulmuşlardı da,

 Adem Uğur = Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular.

 Ahmed Hulusi = Çünkü onlar atalarını (hakikatten) sapmışlar olarak buldular.

 Ahmet Tekin = Onlar, atalarının, hak yoldan uzaklaşarak dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edip, başlarına buyruk yaşadıklarını bile bile atalarına uydular.

 Ahmet Varol = Çünkü onlar atalarını sapıtmış buldular.

 Ali Bulaç = Çünkü onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.

 Ali Fikri Yavuz = Çünkü onlar, babalarını (dünyada) sapıklıkta buldular.

 Ali Ünal = Onlar, atalarını yanlış yol üzerinde buldular;

 Bayraktar Bayraklı = (69-70) Şüphesiz onlar atalarını sapıklıkta buldular ve peşlerinden koşup gittiler.

 Bekir Sadak = Onlar babalarini suphesiz sapik kimseler olarak bulmuslardi.

 Celal Yıldırım = Çünkü onlar babalarını sapıklık içinde buldular.

 Cemal Külünkoğlu = (69-70) Çünkü onlar, atalarını sapıtmış kişiler halinde bulmalarına rağmen kendileri de onların izinden gitmişlerdi.

 Diyanet İşleri (eski) = Onlar babalarını şüphesiz sapık kimseler olarak bulmuşlardı.

 Diyanet Vakfi = (69-70) Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular da peşlerinden koşup gittiler.

 Edip Yüksel = Onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü onlar babalarını dalâlette buldular

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü onlar babalarını sapıklık içinde buldular.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Çünkü onlar, atalarını sapıklıkta buldular.

 Gültekin Onan = Çünkü onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.

 Harun Yıldırım = Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular .

 Hasan Basri Çantay = Çünkü onlar atalarını sapkın kimseler bulmuşlardı da,

 Hayrat Neşriyat = Doğrusu onlar, atalarını sapık kimseler buldular.

 İbni Kesir = Doğrusu onlar, babalarını sapıklar olarak bulmuşlardı.

 Kadri Çelik = Çünkü onlar, babalarını da sapık kimseler olarak bulmuşlardı.

 Muhammed Esed = çünkü onlar atalarını eğri bir yol üzerinde buldular,

 Mustafa İslamoğlu = Çünkü onlar sapık atalarının başlarına sardığı geleneği izlediler;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (69-71) Muhakkak ki, onlar atalarını sapık kimseler buldular. İmdi onlar, atalarının izleri üzerine koşturuluyorlar. Andolsun ki, onlardan evvelkilerin ekserisi de sapıtmış idi.

 Ömer Öngüt = Doğrusu onlar atalarını sapıklıkta buldular.

 Şaban Piriş = Onlar, babalarını, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.

 Sadık Türkmen = Onlar atalarını sapıtmış kimseler olarak buldular.

 Seyyid Kutub = Çünkü onlar atalarını sapık yolda buldular.

 Suat Yıldırım = Onlar atalarını haktan sapmış durumda buldular.

 Süleyman Ateş = Çünkü onlar babalarını sapık kimseler buldular.

 Tefhim-ul Kuran = Çünkü onlar, atalarını da sapık kimseler olarak bulmuşlardı.

 Ümit Şimşek = Onlar atalarını sapıklıkta buldular.

 Yaşar Nuri Öztürk = Çünkü onlar, babalarını sapıtmış kişiler halinde bulmalarına rağmen,

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki onlar, babalarını (atalarını) dalâlette buldular.

 İlyas Yorulmaz = Onlar, atalarını sapıklık içinde bulmuşlar.