وَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَخْسَرِينَ
Ve erâdû bihî keyden fe cealnâ humul ahserîn(ahserîne).
ve erâdû | : ve istediler |
bi-hi | : ona |
keyden | : tuzak, hile |
fe ceal-nâ | : böylece yaptık, fakat kıldık |
hum | : onlar |
el ahserîne | : daha çok hüsranda olanlar |
Diyanet İşleri = Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz onları en çok zarar edenler durumuna düşürdük.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar, İbrâhim'e bir düzen kurmak istedilerse de biz, onları en büyük bir ziyâna uğrattık.
Abdullah Parlıyan = Bu arada onlar, İbrahim'e tuzak kurmaya çalıştılar, ama biz onların bütün yapıp ettiklerini boşa çıkardık.
Adem Uğur = Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Ahmed Hulusi = Ona bir tuzak kurmak istediler; onların yaptığını geçersiz kıldık!
Ahmet Tekin = Ona bir kötülük planı hazırlamak istediler. Fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Ahmet Varol = Ona bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz asıl kendilerini hüsrana uğrattık.
Ali Bulaç = Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Ali Fikri Yavuz = İbrâhîm’e bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz, kendilerini daha ziyade hüsrana düşürdük. (üzerlerine sinek musallat ederek onları helâk ettik).
Ali Ünal = İbrahim’i tuzağa düşürmek istediler, fakat Biz onları öyle bir hüsrana uğrattık ki, (asıl tuzağa düşenler kendileri oldular).
Bayraktar Bayraklı = Ona tuzak kurmak istediler. Biz de onları daha çok kayba uğrattık.
Bekir Sadak = Ona duzen kurmak istediler, fakat Biz onlari husrana ugrattik.
Celal Yıldırım = İbrahim'e tuzak kurmak istediler. Biz de onları hüsrana uğrattık.
Cemal Külünkoğlu = Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz tuttuk onları en rezil duruma düşürdük.
Diyanet İşleri (eski) = Ona bir kötülük planı hazırlamak istediler. Fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Diyanet Vakfi = Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Edip Yüksel = Böylece onun için bir plan uygulamak istediler de biz onları başarısızlığa mahkum ettik.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İbrâhîm’e bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz, kendilerini daha ziyade hüsrana düşürdük. (üzerlerine sinek musallat ederek onları helâk ettik).
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ona düzen kurmak istediler, fakat biz kendilerini daha fazla hüsrana uğrattık.
Gültekin Onan = Ona tuzak kurmak istediler. Biz de onları daha çok kayba uğrattık.
Harun Yıldırım = Ona bir tuzak kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Hasan Basri Çantay = Ona (böyle) bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz kendilerini daha ziyâde hüsrana düşenler (den) kıldık.
Hayrat Neşriyat = Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat kendilerini daha çok hüsrâna uğrayanlar kıldık.
İbni Kesir = Ona düzen kurmak istediler. Ama Biz, onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Kadri Çelik = Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Muhammed Esed = Bu arada onlar İbrahim'e tuzak kurmaya çalıştılar; ama Biz onların bütün yapıp ettiklerini boşa çıkardık:
Mustafa İslamoğlu = İşte onlar (İbrahim'e) karşı bir düzen kurmak istediler; fakat Biz onların (düzenini) boşa çıkardık.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve O'na bir hud'ada bulunmak istediler. Biz de onları ziyâde hüsrâna uğramış kimseler kıldık.
Ömer Öngüt = Böylece ona bir tuzak kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrattık.
Şaban Piriş = -Ona bir tuzak kurmak istediler. Ama onları hüsrana uğrattık.
Sadık Türkmen = Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini, hüsrana uğrayanlardan kıldık.
Seyyid Kutub = Onlar O'nu tuzağa düşürmek istediler. Biz ise onları en ağır hüsrana uğrattık.
Suat Yıldırım = Hülasa onu tuzağa düşürmek istediler ama, Biz asıl onları hüsrana uğrattık. Asıl tuzağa düşenler kendileri oldular.
Süleyman Ateş = Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de, asıl kendilerini hüsrâna uğrattık.
Tefhim-ul Kuran = Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Ümit Şimşek = Onlar İbrahim'i tuzağa düşürmek istediler; Biz ise onları hüsranın en büyüğüne attık.
Yaşar Nuri Öztürk = Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en beterine uğrayanlar yaptık.
İskender Ali Mihr = Ve ona tuzak kurmak istediler. Fakat Biz, onları daha çok hüsrana düşürdük.
İlyas Yorulmaz = Kavmi İbrahim’e tuzak kurmak istedi, bizde onları engelleyerek hayal kırıklığına uğrattık.