وَجَاء أَهْلُ الْمَدِينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ
Ve câe ehlul medîneti yestebşirûn(yestebşirûne).
ve câe | : ve geldi |
ehlu el medîneti | : şehir halkı |
yestebşirûne | : birbirini müjdeliyorlar |
Diyanet İşleri = Şehir halkı sevinerek geldiler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şehir halkı, birbirlerini müjdeleyerek misâfirlerin yanına geldi.
Abdullah Parlıyan = Bu arada şehir halkı, birbirlerini müjdeleyerek Lût'un yanındaki misafirlere geldiler.
Adem Uğur = Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanına) geldiIer.
Ahmed Hulusi = Şehir halkı sevinerek geldi.
Ahmet Tekin = Şehir halkı, güzel yüzlü melekleri görünce, akıllarındakini yapabileceklerini düşünüp sevinerek geldiler.
Ahmet Varol = Şehir halkı sevinç içinde geldiler.
Ali Bulaç = Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi.
Ali Fikri Yavuz = (Sedum) şehri halkı, (güzelliklerini haber aldıkları elçilerin ırzına tecavüz hırsı ile) sevinerek yanlarına geldi.
Ali Ünal = (Birer delikanlı şeklinde gelen elçilerden haberdar olan) şehir halkı, birbirlerine müjde vererek (Lût’un evine) dayandılar.
Bayraktar Bayraklı = Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak geldiler.
Bekir Sadak = sehir halki, sevinerek geldiler.
Celal Yıldırım = Şehir halkı birbirine müjde vererek keyif içinde geldiler.
Cemal Külünkoğlu = Bu arada, (Sodom) şehrinin (sapık) halkı (misafirlere zarar vermek için) sevinerek (Lut'un evine) geldiler.
Diyanet İşleri (eski) = Şehir halkı, sevinerek geldiler.
Diyanet Vakfi = Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanına) geldiler.
Edip Yüksel = Kent halkı neşe içinde geldiler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Şehir ahalisi de haber alıb keyf içinde gelmişlerdi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şehir halkı da haber alıp keyifle gelmişlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şehir halkı, insan şeklindeki güzel yüzlü melekleri görünce, onlara iğrenç işlerini yapabileceklerini düşünüp sevinerek geldiler.
Gültekin Onan = Şehir ehli birbirlerine müjdeler vererek geldi.
Harun Yıldırım = Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, geldiIer.
Hasan Basri Çantay = Şehir halkı sevine sevine (müsâfirlerin yanına) geldi.
Hayrat Neşriyat = Şehir halkı ise (misâfirlerin yanına çirkin bir niyetle) sevinerek geldi.
İbni Kesir = Şehir halkı sevinerek geldiler.
Kadri Çelik = Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi.
Muhammed Esed = Bu arada, şehir halkı sevinerek (Lut'a) geldiler.
Mustafa İslamoğlu = Derken, şehir halkı sevinç çığlıkları atarak gelip (kapıya dayandı).
Ömer Nasuhi Bilmen = (67-69) Ve şehir ahalisi birbirini müjdeliyerek geldiler. (Hazret-i Lût) Dedi ki: «Şüphe yok, onlar benim misafirlerimdir. Artık beni rüsvay etmeyin. Ve Allah'tan korkun ve beni utandırmayın.»
Ömer Öngüt = Şehir halkı birbirine müjde vererek keyif içinde geldiler.
Şaban Piriş = (67-69) Ve şehir ahalisi birbirini müjdeliyerek geldiler. (Hazret-i Lût) Dedi ki: «Şüphe yok, onlar benim misafirlerimdir. Artık beni rüsvay etmeyin. Ve Allah'tan korkun ve beni utandırmayın.»
Sadık Türkmen = Şehir halki sevinerek geldiler.
Seyyid Kutub = Şehir halkı sevinç içinde Lût'un evine geldi.
Suat Yıldırım = Şehir halki sevinerek geldiler.
Süleyman Ateş = Şehir halkı sevinç içinde Lût'un evine geldi.
Tefhim-ul Kuran = Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi.
Ümit Şimşek = (Lût kavminin oturduğu Sodom) Kent(inin) halkı, (Lût'un genç konuklarını duyup) sevinerek geldiler.
Yaşar Nuri Öztürk = Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi.
İskender Ali Mihr = Ve şehir halkı, birbirini müjdeleyerek geldi.
İlyas Yorulmaz = Şehir halkı sevinç içinde (Lut’a) geldiler.