وَلَوْ نَشَاء لَطَمَسْنَا عَلَى أَعْيُنِهِمْ فَاسْتَبَقُوا الصِّرَاطَ فَأَنَّى يُبْصِرُونَ
Ve lev neşâu le tamesnâ alâ a’yunihim festebekûs sırâta fe ennâ yubsırûn(yubsırûne).
ve lev | : ve şâyet, eğer |
neşâu | : dileriz |
le | : elbette |
tamesnâ | : sildik, mahvettik |
alâ a’yuni-him | : onların gözlerine |
festebekû (fe istebekû) | : böylece, o zaman koştular, koşuştular |
es sırâta | : yol |
fe | : o zaman, o taktirde, bundan sonra |
ennâ | : nasıl |
yubsırûne | : görürler |
Diyanet İşleri = Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu hâlde) yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?!
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve dileseydik onları kör ederdik de doğru yolu ararlar, bulamazlardı, nasıl görebilirlerdi ki?
Abdullah Parlıyan = Eğer insanların, doğru ile yanlışı ayırt edememelerini dilemiş olsaydık, onların gözlerini kör ederdik. Bu sefer doğruyu bulmak için, hepsi yollara dökülürlerdi, ama bu durumda doğruyu nereden ve nasıl görebilirlerdi?
Adem Uğur = Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi?
Ahmed Hulusi = Dileseydik gözlerini silme kör ederdik de yolda (öylece) koşuşurlardı. . . Fakat nasıl görebilecekler (bu gerçeği)?
Ahmet Tekin = Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı, elbette gözlerini silme kör ederdik. Bu durumda doğru yola gelmeye yarış ederlerdi. Ama kâinattaki ve peygamberlerin getirdiği sayısız delilleri göremeyen basiret yoksunları bunun nasıl farkına varacaklardı?
Ahmet Varol = Dileseydik gözlerini silme kör ederdik de yolda koşuşup dururlardı. Ama nasıl göreceklerdi?
Ali Bulaç = Eğer dilemiş olsaydık, gözlerinin üstüne bastırır kör ederdik, böylece yola dökülüp koşuşurlardı. Fakat nasıl göreceklerdi ki?
Ali Fikri Yavuz = Eğer dileseydik, o kâfirlerin (hakkı görmiyen dalâlet) gözlerini silme kör ederdik de (onlar akıllarını başlarına alarak) hak yola (imana) koşar, yarış ederlerdi. Fakat şimdi onlar nasıl görecekler (hakkı anlayacaklar)?...
Ali Ünal = Eğer dileseydik, gözlerini dümdüz silme kör ederdik de, yollarını bulabilmek için yalpalayıp dururlardı. O takdirde nasıl görebilirlerdi ki?
Bayraktar Bayraklı = Dileseydik, onların gözlerini tamamen kör ederdik. O zaman yola koyulmak isterler, ama nasıl görecekler!
Bekir Sadak = Dilesek, gozlerini kor ederdik de yol bulmaga calisirlardi. Nasil gorebilirlerdi?
Celal Yıldırım = Dilemiş olsak, gözlerini silme kör ederdik de yolu bulabilmek için koşuşup dururlardı; ama nerede görebilirlerdi ?
Cemal Külünkoğlu = Eğer dileseydik, o inkârcıların (hakkı görmeyen) gözlerini büsbütün kör ederdik de (akıllarını başlarına alarak) hak yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat o zaman nasıl göreceklerdi?
Diyanet İşleri (eski) = Dilesek, gözlerini kör ederdik de yol bulmağa çalışırlardı. Nasıl görebilirlerdi?
Diyanet Vakfi = Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi?
Edip Yüksel = Dilesek gözlerini büsbütün silerdik. Yolu bulmaya çalıştıklarında göremezlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem dilersek gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi, fakat nereden görecekler?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler?
Gültekin Onan = Eğer dilemiş olsaydık, gözlerinin üstüne bastırır kör ederdik, böylece yola dökülüp koşuşurlardı. Fakat nasıl göreceklerdi ki?
Harun Yıldırım = Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi?
Hasan Basri Çantay = Eğer dileseydik onları gözlerinin üzerinden silme kör yapardık da yolda koşuşub (didişib) kalırlardı. Artık nasıl göreceklerdi?
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de yolda koşuşup kalırlardı; o hâlde nasıl görecekler(di)?
İbni Kesir = Biz isteseydik; onların gözlerini kör ederdik de yolda koşuşup kalırlardı. Ama nasıl göreceklerdi ki.
Kadri Çelik = Eğer dilemiş olsaydık onların gözlerini büsbütün kör ederdik de o zaman doğru yolda öne geçmeye çalışırlardı; ama (kör olduklarından) nasıl görebilirlerdi ki?
Muhammed Esed = Eğer (insanların doğru ile yanlışı ayırd edememelerini) dilemiş olsaydık, onları görüp anlama melekesinden yoksun bırakırdık da (doğru) yoldan hep şaşarlardı, ama (öyle olsaydı) onlar (doğruyu) nasıl görebilirlerdi?
Mustafa İslamoğlu = Eğer (Ademoğlu'nu iradesiz yaratmak) isteseydik, onların görüp kavrama yeteneklerini iyice köreltirdik de (hayvanlar gibi) yoldan (çıkmak için) yarışırlardı. O takdirde (doğruyu) nereden, nasıl görebileceklerdi?
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve eğer dilese idik gözlerini büsbütün mahvederdik de yola koşar dururlardı. Artık nereden görebilecekler?
Ömer Öngüt = Dileseydik gözlerini silme kör ederdik de yol bulmaya çalışırlardı. Fakat nasıl görebilirlerdi ki?
Şaban Piriş = Dileseydik, gözlerini tamamen kör ederdik de yol bulmak için didinirlerdi, oysa nasıl görebilirler?
Sadık Türkmen = Dilesek, gözlerini silip kör ederdik de sonra, doğru yolu bulmaya koşuşurlardı. Ama artık nasıl göreceklerdi?
Seyyid Kutub = Dilersek, gözlerini kör ederdik de, yol bulmaya çalışırlardı. Nasıl görebilirlerdi?
Suat Yıldırım = Eğer dileseydik gözlerini dümdüz, silme kör ederdik, o zaman yola dökülür, hidayete ulaşmak için yarışırlardı. Fakat o takdirde nasıl görebilirlerdi?
Süleyman Ateş = Dilesek gözlerini silerdik de yola dökülürlerdi, ama nasıl görecekler?
Tefhim-ul Kuran = Eğer dilemiş olsaydık, gözlerinin üstüne bastırır kör ederdik, böylece yola dökülüp koşuşurlardı. Fakat nasıl göreceklerdi ki?
Ümit Şimşek = Dileseydik, gözlerini tümüyle silip kör ederdik de öylece yollarda koşuşurlardı. O zaman nasıl göreceklerdi?
Yaşar Nuri Öztürk = Dilesek, gözlerini siler, onları elbette kör ederiz. O zaman yola koyulmak isterler ama nasıl görecekler?
İskender Ali Mihr = Ve eğer dileseydik, elbette gözlerini mahvederdik (kör ederdik). O zaman yolda (sağa sola) koşuştururlardı. Bundan sonra nasıl görürler?
İlyas Yorulmaz = Biz istesek gözlerinin görmemelerini sağlardık ve sonra onlar doğru yolu bulmak için koşuşturup dururlardı. Ancak onlar (bu halleriyle gerçek doğruları) nasıl görecekler.