إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمْ عَدُوٌّ فَاتَّخِذُوهُ عَدُوًّا إِنَّمَا يَدْعُو حِزْبَهُ لِيَكُونُوا مِنْ أَصْحَابِ السَّعِيرِ
İnneş şeytâne lekum aduvvun fettehızûhu aduvvâ(aduvven), innemâ yed’û hızbehu li yekûnû min ashâbis saîr(saîri).
inne | : muhakkak |
eş şeytâne | : şeytan |
lekum | : sizin için |
aduvvun | : düşman |
fe | : artık, öyleyse |
ittehızû-hu | : onu edinin |
aduvven | : düşman |
innemâ | : ancak, sadece |
yed’û | : davet eder, çağırır |
hızbehu | : hizib, grup, taraftar |
li | : için |
yekûnû | : olur |
min ashâbi | : ehlinden, halkından |
es seîri | : alevli ateş, cehennem |
Diyanet İşleri = Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın. O, kendi taraftarlarını ancak alevli ateşe girecek kimselerden olmaya çağırır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki Şeytan, size düşmandır, siz de ona düşman olun. Onun tâifesi, sizi yakıp kavuran ateş ehli olmaya dâvet eder ancak.
Abdullah Parlıyan = Şeytan sizin apaçık düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman tanıyın. O kendi taraftarlarını, ancak cehennemliklerden olmaya çağırır.
Adem Uğur = Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.
Ahmed Hulusi = Muhakkak ki şeytan (bedenin organlarının yolladığı impulslarla beyinde oluşmuş olup, bilinçte açığa çıkan kendini bedenden ibaret sanma kabulü) sizin için bir düşmandır (Allâh'tan, hakikatinizden uzaklaştırıcı bir faktör)! Siz de onu düşman edinin! (Kendini yalnızca beden kabulü,) kendine inananları, alevli ateşin ehli olmaları için çağırır!
Ahmet Tekin = Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler sizin düşmanınızdır. Siz de, Allah’a itaatte musır olarak ona düşmanlığa devam edin. O, kendi taraftarlarını, kesinlikle, körüklenen, alev püsküren Cehennem ehlinden olmaya çağırır.
Ahmet Varol = Şüphesiz şeytan sizin düşmanınızdır; siz de onu düşman tanıyın. O kendi grubunu alevli ateşin halkından olmaya çağırır.
Ali Bulaç = Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmağa çağırır.
Ali Fikri Yavuz = Hakikaten şeytan (öteden beri) size düşmandır, siz de onu düşman edinin; çünkü o, etrafına toplanan avanesini ancak cehennemlik olsunlar diye çağırır.
Ali Ünal = Şüphe yok ki şeytan, sizin için (sinsi ve hileleri çok) bir düşmandır, öyleyse siz de onu düşman edinin. Onun taraftarlarına olan daveti, neticede Alevli Ateş’in yoldaşları olsunlar diyedir.
Bayraktar Bayraklı = Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır; siz de onu düşman edininiz. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.
Bekir Sadak = seytan suphesiz sizin dusmaninizdir; siz de onu dusman tutun; o, kendi taraftarlarini, cilgin alevli cehennem yarani olmaya cagirir.
Celal Yıldırım = Muhakkak ki şeytan sizin düşmanınızdır. Artık siz de onu düşman edinin. Çünkü o kendi yandaşlarını alev alev köpüren bir ateşin yakın dostları olsunlar diye çağırır.
Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki şeytan, sizin apaçık düşmanınızdır. Öyleyse siz de onu düşman olarak görün. Çünkü o kendi yandaşlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.
Diyanet İşleri (eski) = Şeytan şüphesiz sizin düşmanınızdır; siz de onu düşman tutun; o, kendi taraftarlarını, çılgın alevli cehennem yaranı olmaya çağırır.
Diyanet Vakfi = Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.
Edip Yüksel = Şeytan sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman edinin. O partisini sadece cehennem halkı olmaya çağırır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Haberiniz olsun ki Şeytan size düşmandır, siz de onu düşman tutun, çünkü o etrafına toplanan hizbini ancak eshabı Saîrden olsunlar diye da'vet eder
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Haberiniz olsun ki, şeytan size düşmandır, siz de onu düşman tutun; çünkü O, etrafına toplanan yandaşlarını ancak alevli cehennemlik dostlarından olsunlar diye davet eder.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Çünkü şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman tutun. O etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemliklerden olsunlar diye davet eder.
Gültekin Onan = Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmağa çağırır.
Harun Yıldırım = Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.
Hasan Basri Çantay = Çünkü şeytan sizin bir düşmanınızdır. Onun için siz de onu bir düşman tutun O, (kendisine tâbi' olan) güruhunu ancak alevli cehennemin yaranından olmaları için da'veteder.
Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki şeytan size düşmandır; öyle ise (siz de) onu (kendinize) düşman edinin!(O,) kendi tarafdarlarını ancak alevli ateş ehlinden olsunlar diye çağırır.
İbni Kesir = Muhakkak ki şeytan, sizin düşmanınızdır. Öyleyse siz de onu düşman edinin. O, taraftarlarını ancak çılgın alevli ateşin yaranı olmaya çağırır.
Kadri Çelik = Şüphesiz şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi taraftarlarını ancak çılgınca yanan ateşin yarenlerinden olmaya çağırır.
Muhammed Esed = Şeytan, sizin apaçık düşmanınızdır; öyleyse siz de ona düşman olarak muamele edin. O, kendisine tabi olanları, ancak, yakıcı ateşe mahkum olanlar arasında yer alacakları bir akibete çağırır.
Mustafa İslamoğlu = Şeytanın sizin düşmanınız olduğu kesin; o halde siz de onu düşman olarak bilin! O kendi yoldaşlarını, çılgın ateşin sakinleri olacakları bir akıbete çağırır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Şüphe yok ki, şeytan sizin için bir düşmandır. Artık siz de onu bir düşman tutun. O muhakkak ki, kendi etrafında toplananları davet eder ki, alevli cehennemin yârânından oluversinler.
Ömer Öngüt = Şeytan şüphesiz ki sizin amansız bir düşmanınızdır, siz de onu düşman tutun. O kendi taraftarlarını çılgın alevli cehennem halkından olmaya çağırır.
Şaban Piriş = Şeytan size düşmandır. Siz de ona düşman olun. O, ancak kendi taraftarlarını çılgın ateşin halkı olmaya çağırır.
Sadık Türkmen = Şüphesiz ki şeytan, size düşmanlıkta çok saldırgandır; öyleyse siz de onun düşmanlığına karşı dikkatli olun! O (şeytan) kendi partisini/taraftarını, ancak alevli ateşin halkından olmaları için çağırır.
Seyyid Kutub = Şeytan kesinlikle size düşmandır. Onu siz de düşman tutunuz. O taraftarlarını cehennemliklerden olmaya sürükler.
Suat Yıldırım = Şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman kabul edin. O kendi taraftarlarını, cehennemlik olmaya dâvet eder.
Süleyman Ateş = Şeytân, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman tutun. O, partisini alevli ateşin halkından olmağa çağırır.
Tefhim-ul Kuran = Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmağa çağırır.
Ümit Şimşek = Şeytan size düşmandır; siz de onu düşman belleyin. O, kendi taraftarlarını alevli ateşte barınmaya çağırır.
Yaşar Nuri Öztürk = Şu bir gerçek ki, şeytan sizin için bir düşmandır. O halde siz de onu düşman tutun. Hiç kuşkusuz, o kendi hizbini cehennem yâranından olmaları için çağırır durur.
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki şeytan, sizin düşmanınızdır. Öyleyse onu düşman edinin. O, kendi hizbini (taraftarlarını) sadece alevli ateş (cehennem) ehlinden olmaları için çağırır.
İlyas Yorulmaz = Aldatıcı güç şeytan sizin düşmanınızdır. Şeytanı düşmanınız ilan edin. Şeytan kendi taraftarlarını, ateşli azaba girmeleri için çağırır.