وَإِنَّكَ لَتُلَقَّى الْقُرْآنَ مِن لَّدُنْ حَكِيمٍ عَلِيمٍ
Ve inneke le tulekkal kur’âne min ledun hakîmin alîm(alîmin).
ve inne-ke | : ve muhakkak ki sen, ve muhakkak ki sana |
le | : mutlaka |
tulekka | : ilka ediliyor, ulaştırılıyor |
el kur’âne | : Kur’ân |
min ledun | : katından, gizli ilminden |
hakîmin | : hakîm olan, hüküm ve hikmet sahibi olan |
alîmin | : alîm olan, en iyi bilen |
Diyanet İşleri = Şüphesiz bu Kur’an sana, hüküm ve hikmet sahibi, hakkıyla bilen Allah tarafından verilmektedir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şüphe yok ki sen, Kur'ân'ı, hüküm ve hikmet sâhibinin, her şeyi bilenin katından almadasın.
Abdullah Parlıyan = Ey Muhammed! Şüphesiz ki sen, bu Kur'ân'ı herşeyin aslını bilen, yaptığı herşeyi yerli yerince yapan, Allah katından almaktasın.
Adem Uğur = (Resûlüm!) Şüphesiz ki bu Kur'an, hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından sana verilmektedir.
Ahmed Hulusi = Sen (şuurunla) kesinlikle Kurân'a, Hakiym ve Aliym'in ledünnünden (hakikatindeki Esmâ mertebesinden) nail olunuyorsun.
Ahmet Tekin = Rasulüm, sen, kesinkes, hikmet ve hükümranlık sahibi, her şeyi bilen Allah nezdinden gelen Kur’ân’a kavuşturuluyorsun.
Ahmet Varol = Şüphesiz Kur'an sana hakim ve alim olanın katından iletilmektedir.
Ali Bulaç = Hiç şüphesiz, bu Kur'an, sana, hüküm ve hikmet sahibi olan, (ve her şeyi gerçeğiyle) bilen (Allah'ın) katından ilka edilmektedir.
Ali Fikri Yavuz = Muhakkak ki bu Kur’an, sana, hükmünde hikmet sahibi olup her şeyi bilen Allah katından veriliyor.
Ali Ünal = (Ey Rasûlüm,) hiç şüphesiz ki Kur’ân, sana her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunan ve her şeyi hakkıyla bilen Zât’ın katından ulaştırılmaktadır.
Bayraktar Bayraklı = “Ey Muhammed! Bu Kur'ân sana, bilge ve bilgin olan Allah tarafından verilmektedir.”
Bekir Sadak = suphesiz, Kuran'i, Hakim ve Alim olan Allah katindan almaktasin.
Celal Yıldırım = Şüphesiz ki sen (Ey Muhammed !) Kur'ân'ı O yegâne hikmet sahibi (her şeyi) bilenden alıyorsun.
Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz bu Kur'an sana, hüküm ve hikmet sahibi, (her şeyi) hakkıyla bilen Allah tarafından verilmektedir.
Diyanet İşleri (eski) = Şüphesiz, Kuran'ı, Hakim ve Alim olan Allah katından almaktasın.
Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) Şüphesiz ki bu Kur'an, hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından sana verilmektedir.
Edip Yüksel = Kuşkusuz sen bu Kuran'ı, Bilge ve Bilen birisinden almaktasın.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve emin ol ki sen bu Kur'ana ılmine nihayet olmıyan bir hakîmin ledünnünden irdiriliyorsun
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve gerçekten sen bu Kur'an'a bilgisinin nihayeti olmayan bir hikmet sahibi tarafından erdiriliyorsun.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Resulüm!) Şüphesiz ki bu Kur'ân, sana hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından indirilmektedir.
Gültekin Onan = Hiç şüphesiz, bu Kuran, sana, hüküm ve hikmet sahibi olan, (ve her şeyi gerçeğiyle) bilen (Tanrı'nın) katından ilka edilmektedir."
Harun Yıldırım = (Resûlüm!) Şüphesiz ki bu Kur'an, hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından sana verilmektedir.
Hasan Basri Çantay = Şübhesiz ki (bu) Kur'an sana (her şey'i) hakkıyle bilen, yegâne hüküm ve hikmet saahibi (Allah) tarafından veriliyor.
Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) Hem hiç şübhesiz ki bu Kur’ân, Hakîm (her işi hikmetli olan), Alîm(herşeyi bilen Allah) tarafından sana ulaştırılıyor.
İbni Kesir = Muhakkak ki sen; Kur'an'ı Alim ve Hakim katından almaktasın.
Kadri Çelik = Hiç şüphesiz bu Kur'an sana, hikmet sahibi ve bilen (Allah'ın) katından verilmektedir.
Muhammed Esed = Fakat (sana gelince, ey inanan kişi,) sen bu Kuran'ı her şeyin aslını bilen (ve dolayısıyla) her konuda doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen (Allah) katından almaktasın.
Mustafa İslamoğlu = Ve elbet sen de bu Kur'an'a, her şeyi bilen, her hükmünde tam isabet edenin katından nail kılınmaktasın.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve muhakkak ki Kur'an, bir hakîm, alîm (olan Allah Teâlâ) tarafından sana ulaştırılmaktadır.
Ömer Öngüt = Resulüm! Sana bu Kur'an hikmet sahibi, her şeyi bilen Allah katından verilmektedir.
Şaban Piriş = Şüphesiz sen, Hakim ve Alim olanın katından Kur’an’ı almaktasın!
Sadık Türkmen = Şüphesiz ki bu Kur’an sana; doğruyu bildiren, herşeyi bilen katından verilmektedir.
Seyyid Kutub = Bu Kur'an sana, her işi yerinde olan ve her şeyi bilen Allah katından indirilmektedir.
Suat Yıldırım = Fakat sana gelince, ey Resulüm! Hiç şüphe yok ki Kur’ân sana; her işi hikmet dolu olan, her şeyi mükemmel olarak bilen Allah tarafından verilmektedir.
Süleyman Ateş = (Ey Muhammed) Sana bu Kur'ân, hüküm ve hikmet sâhibi, (herşeyi) bilen (Allâh) katından verilmektedir.
Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphesiz, bu Kur'an, sana, hüküm ve hikmet sahibi olan, (ve her şeyi gerçeğiyle) bilen (Allah'ın) katından ilka edilmektedir.
Ümit Şimşek = Hiç kuşku yok ki, Kur'ân, herşeyi sonsuz hikmetiyle yapan ve herşeyi hakkıyla bilen Allah tarafından sana ulaştırılmaktadır.
Yaşar Nuri Öztürk = Emin ol ki, sen bu Kur'an'a Hakîm ve Alîm bir kudret tarafından muhatap kılınıyorsun.
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki, (Bu) Kur’ân, sana mutlaka Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi) ve Alîm Olan’ın katından (gizli ilminden) ilka ediliyor (ulaştırılıyor).
İlyas Yorulmaz = Her şeyin hükmünü veren ve her şeyi bilen Allah’ın katından bu Kur’an’ı sana aktarılacak.