إِذْ قَالَ مُوسَى لِأَهْلِهِ إِنِّي آنَسْتُ نَارًا سَآتِيكُم مِّنْهَا بِخَبَرٍ أَوْ آتِيكُم بِشِهَابٍ قَبَسٍ لَّعَلَّكُمْ تَصْطَلُونَ
İz kâle mûsâ li ehlihî innî ânestu nârâ(nâren), se âtîkum minhâ bi haberin ev âtîkum bi şihâbin kabesin leallekum tastalûn(tastalûne).
iz | : olduğu zaman |
kâle | : dedi |
mûsâ | : Musa |
li ehlihî | : ehline, ailesine |
innî | : muhakkak ben, gerçekten ben |
ânestu | : farkettim (gördüm) |
nâren | : bir ateş |
se âtî-kum | : size getireceğim |
min-hâ | : ondan |
bi haberin | : bir haberi |
ev | : veya |
âtî-kum | : size getireceğim |
bi şihâbin | : kor halinde |
kabesin | : ateş |
lealle-kum | : böylece siz |
tastalûne | : ısınırsınız |
Diyanet İşleri = Hani Mûsâ, ailesine, “Ben bir ateş gördüm, ondan size bir haber, yahut ısınasınız diye bir kor ateş getireceğim” demişti.
Abdulbaki Gölpınarlı = An o zamanı, hani Mûsâ, eşine demişti: Gerçekten de ben bir ateş görüyorum, ya gider, size bir haber getiririm oradan, yahut bir kor getiririm de ısınırsınız.
Abdullah Parlıyan = Hani bir vakit çölde, Musa, ailesine demişti ki: “Gerçekten de ben uzakta bir ateş görüyorum. Ya gider size oradan bir haber getiririm, yahut bir kor getiririm ki böylece ısınırsınız.”
Adem Uğur = Hani Musa, ailesine şöyle demişti: Gerçekten ben bir ateş gördüm. (Gidip) size oradan bir haber getireceğim, yahut bir ateş parçası getireceğim, umarım ki ısınırsınız!
Ahmed Hulusi = Hani Musa kendi ehline: "Ben bir ateş algıladım. . . Ya ateşle ilgili bir haber getiririm yahut bir kor ateş getiririm belki ısınırsınız" dedi.
Ahmet Tekin = Hani Mûsâ ailesine:'Gözüme, dostluk parıltısı saçan, yüreğimi ısıtan bir ateş ilişti. Gidip size ordan bir haber, yahut alevli bir eğsi-köz getireyim. Ocak tüttürmenize vesile olur, ısınırsınız.' demişti.
Ahmet Varol = Hani Musa ailesine: 'Ben bir ateş gördüm. Oradan size bir haber veya bir ateş koru getireceğim. Olur ki ısınırsınız' demişti.
Ali Bulaç = Hani Musa ailesine: "Şüphesiz ben bir ateş gördüm" demişti. "Size ondan ya bir haber veya ısınmanız için bir kor ateş getireceğim."
Ali Fikri Yavuz = Bir vakit Mûsa, (sefere çıkıp yolunu şaşırdığı zaman beraberinde bulunan) ehline şöyle demişti: “- Ben cidden bir ateş gördüm; size ondan (ateşin yanında bulunanlardan yol hakkında) ya bir haber getireceğim yahut parlak bir ateş koru getireceğim. Olur ki, ateş yakar ısınırsınız.”
Ali Ünal = Hani bir vakit Musa, (ailesiyle çölde yol alırken bir ateş görmüş ve) ailesine “(Durun,)” demişti, “bir ateş gördüm. (Gidip bir bakayım,) oradan ya size (yerimiz ve takip etmemiz gereken yol hakkında) bir haberle dönerim veya bir kor getiririm de, ateş yakar ısınırsınız.”
Bayraktar Bayraklı = Hani Mûsâ, ailesine şöyle demişti: “Gerçekten ben, bir ateş gördüm. Gidip size ondan bir haber getireceğim, yahut bir ateş parçası getireceğim, umarım ki ısınırsınız.”[388]
Bekir Sadak = Musa, ailesine: «Ben bir ates gordum; size oradan ya bir haber getirecegim, yahut isinasiniz diye tutusmus bir odun getirecegim» demisti.
Celal Yıldırım = Hani bir vakit Musâ kendi ailesine, «doğrusu benim bir ateşe gözüm ilişti; size ondan ya bir haber getireceğim, ya da ısınasınız diye bir kor getireceğim» demişti.
Cemal Külünkoğlu = Hani Musa, ailesine: “Ben bir ateş gördüm, ondan size bir haber yahut ısınasınız diye bir kor (ateş) getireceğim” demişti.
Diyanet İşleri (eski) = Musa, ailesine: 'Ben bir ateş gördüm; size oradan ya bir haber getireceğim, yahut ısınasınız diye tutuşmuş bir odun getireceğim' demişti.
Diyanet Vakfi = Hani Musa, ailesine şöyle demişti: Gerçekten ben bir ateş gördüm. (Gidip) size oradan bir haber getireceğim, yahut bir ateş parçası getireceğim, umarım ki ısınırsınız!
Edip Yüksel = Hani Musa ailesine şöyle demişti: 'Ben bir ateş gördüm, size ondan bir haber getireyim, yahut size bir meşale getireyim de ısınasınız.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hani bir vakıt Musâ, ehline demişti; ben cidden bir ateş hissettim, ondan size bir haber getireceğim, yâhud bir yalın şu'le alıp geleceğim, gerek ki bir ocak yakar ısınırsınız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hani bir vakit Musa ailesine: «Gerçekten bir ateş(in varlığını) hissettim. Ya ondan size bir haber getireceğim, yahut bir yalın şule alıp geleceğim, gerek ki, bir ocak yakar ısınırsınız.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hani Musa, ailesine şöyle demişti: «Gerçekten ben bir ateş gördüm, (gidip) size oradan bir haber getireceğim yahut bir kor ateş getireyim, umarım ki ısınırsınız.»
Gültekin Onan = Hani Musa ehline (ailesine): "Şüphesiz ben bir ateş gördüm" demişti. "Size ondan ya bir haber veya ısınmanız için bir kor ateş getireceğim."
Harun Yıldırım = Hani Musa, ailesine şöyle demişti: Gerçekten ben bir ateş gördüm. (Gidip) size oradan bir haber getireceğim, yahut bir ateş parçası getireceğim, umarım ki ısınırsınız!
Hasan Basri Çantay = Hani Musa, aailesine: «Ben gerçek bir ateş, gördüm. Size ondan ya bir haber getireyim, yahud size parlak bir ateş koru getireyim. Tâki ısınasınız» demişdi.
Hayrat Neşriyat = Hani Mûsâ (Medyen’den Mısır’a dönerken) âilesine: 'Ben hakikaten bir ateş gördüm. Ondan size (yol hakkında) bir haber getireceğim; yâhut ısınasınız diye size tutuşmuş bir kor getireceğim' demişti.
İbni Kesir = Hani Musa, ailesine demişti ki: Ben bir ateş gördüm. Size oradan; ya bir haber getireceğim, yahut da ısınasınız diye yanan bir ateş koru getireceğim.
Kadri Çelik = Hani Musa, ailesine, “Şüphesiz ben bir ateş gördüm” demişti. “Size ondan ya bir haber getireceğim veya ısınmanız için size bir kor parçası getirici olurum.”
Muhammed Esed = Hani, (Çölde yolunu kaybeden) Musa ailesine: "(Uzakta) bir ateş görüyorum; size oradan (tutacağımız yol hakkında) belki bir haber getiririm, yahut ısınmanız için biraz közlenmiş odun getiririm" demişti.
Mustafa İslamoğlu = Hani bir zamanlar Musa ailesine demişti ki: "Bakın, gözüme ateş türü cazip bir şey ilişti; belki ondan size bir haber veya bir ateş koru getiririm de ısınırsınız."
Ömer Nasuhi Bilmen = Hani Mûsa, ailesine demişti ki: «Ben muhakkak bir ateş gördüm, ondan size bir haber getireceğim veyahut size bir parlak ateş koru getiririm. Belki ısınırsınız.»
Ömer Öngüt = Hani Musa âilesine şöyle demişti: “Ben bir ateş gördüm. Size oradan ya bir haber getireceğim, yahut da bir ateş koru getireceğim. Umarım ki ısınırsınız. ”
Şaban Piriş = Hani Musa, ailesine: -Ben bir ateş gördüm, oradan size bir haber getireceğim veya ısınabileceğimiz bir parça ateş getiririm, demişti.
Sadık Türkmen = Hani bir zaman Musa, ailesine dedi ki: “Ben bir ateş gördüm, gidip ondan size bir haber veya kor bir ateş getireyim belki siz böylece ısınırsınız.”
Seyyid Kutub = Hani Musa ailesine: «Ben uzaklarda bir ateş gördüm gideyim de oradan size ya bir haber getiririm ya da bir kor parçası alıp gelirim de ısınırsınız» dedi.
Suat Yıldırım = Nitekim Resullerden olan Mûsâ da çölde geceleyin yol alırken ailesine: "Durun!" demişti, "uzakta bir ateş gördüm, oraya gideyim belki oradan yol hakkında bir bilgi alır, yahut hiç değilse bir ateş koru getirir de ısınmanızı sağlarım."
Süleyman Ateş = Mûsâ, âilesine: "Ben bir ateş gördüm (gidip) size ondan bir haber getireyim, yâhut size bir ateş koru getireyim de ısınasınız." demişti.
Tefhim-ul Kuran = Hani Musa ailesine: «Şüphesiz ben bir ateş gördüm» demişti. «Size ondan ya bir haber getireceğim veya ısınmanız için bir kor ateş getireceğim.»
Ümit Şimşek = Hani Musa ailesine 'Ben bir ateş gördüm,' demişti. 'Size oradan ya bir haber, ya da ısınmanız için bir kor getiririm.'
Yaşar Nuri Öztürk = Hatırla o zamanı; Mûsa, ailesine şöyle demişti: "Ben bir ateş fark ettim. Ondan size bir haber getireceğim, yahut parlak bir kor getireceğim ki ateş yakıp ısınabilesiniz."
İskender Ali Mihr = Musa (A.S), ehline (ailesine): "Gerçekten ben bir ateş farkettim. Size ondan bir haber veya bir (parça) kor halinde ateş getireceğim, böylece siz ısınasınız diye." demişti.
İlyas Yorulmaz = Musa ailesine “Ben bir ateş gördüm. Oradan belki bir haber getiririm veya bir parça ateş getirirsem onunla ısınırsınız” dedi.