بَلَى قَدْ جَاءتْكَ آيَاتِي فَكَذَّبْتَ بِهَا وَاسْتَكْبَرْتَ وَكُنتَ مِنَ الْكَافِرِينَ
Belâ kad câetke âyâtî fe kezzebte bihâ vestekberte ve kunte minel kâfirîn(kâfirîne).
Diyanet İşleri = (Allah, şöyle diyecek:) “Hayır, öyle değil! Âyetlerim sana geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkârcılardan oldun.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Hayır, dönemezsin; sana bunca delillerim geldiği halde yalanladın onları ve ululuk satmaya kalkıştın ve kâfirlerden oldun.
Abdullah Parlıyan = O zaman Allah şu cevabı verecektir. Mesajlarım sana ulaştığı halde, sen onları yalanladın ve bir gurur ve kibire kapıldın ve benden gelen gerçekleri örtbas edenlerden oldun.
Adem Uğur = Hayır (dönemeyeceksin)! Âyetlerim sana gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkârcılardan olmuştun.
Ahmed Hulusi = "Hayır, sana işaretlerim gerçekten geldi de onları inkâr ederek yalanladın, benlik tasladın ve hakikat bilgisini inkâr edenlerden oldun!"
Ahmet Tekin = 'Elbette, sen azâbı hak ettin. Âyetlerim, Kur’ân’ım sana geldi. Âyetlerimi, ilkelerimi yalanladın. Büyüklük tasladın, azgınlık ettin. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerden, kâfirlerden oldun.'
Ahmet Varol = 'Hayır. Sana ayetlerim geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkâr edenlerden oldun.'
Ali Bulaç = "Hayır, Benim ayetlerim sana gelmişti, fakat sen onları yalanladın, büyüklüğe kapıldın ve kafirlerden oldun."
Ali Fikri Yavuz = (Allah o kâfire= o günahkâr nefse şöyle buyurur): “- Hayır sana ayetlerim (Kur’an’ım) geldi de onlara yalan dedin. Kibirlendin (kendini büyük görüb iman etmiye tenezzül etmedin) ve kâfirlerden oldun.”
Ali Ünal = (O zaman Allah şöyle buyurur:) “İyi de, âyetlerim sana ulaştı, fakat sen onları yalanladın, onları kabul etmeyi kibrine yediremedin ve kâfirlerden oldun.”
Bayraktar Bayraklı = O zaman Allah şu cevabı verecektir: “Elbette sana âyetlerim geldi de sen onları yalanladın, sen kibirlendin ve sen inkâr edenlerden oldun.”[498]
Bekir Sadak = Ey insanoglu! Evet; ayetlerim sana gelmisti de onlari yalanlamis, buyukluk taslamis ve inkarcilardan olmustun.
Celal Yıldırım = Hayır, sana âyetlerim geldi, sen onları yalan saydın, büyüklük tasladın da kâfirlerden oldun, (denilecek).
Cemal Külünkoğlu = (O zaman ona Allah tarafından şöyle seslenilecektir:) “Hayır! Ayetlerim sana geldi de sen onları yalanladın, onları kabul etmeyi (ve onlara göre yaşamayı) kibrine yediremedin, büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun.”
Diyanet İşleri (eski) = Ey insanoğlu! Evet; ayetlerim sana gelmişti de onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkarcılardan olmuştun.
Diyanet Vakfi = Hayır (dönemeyeceksin)! Âyetlerim sana gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkârcılardan olmuştun.
Edip Yüksel = Evet, sana ayet ve mucizelerim geldi, fakat sen onları yalanladın, kibirlendin ve inkarcılardan oldun
Elmalılı Hamdi Yazır = Hayır sana âyetlerim geldi de onlara yalan dedin, kibretmek istedin ve kâfirlerden oldun
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (Ona): «Hayır, sana ayetlerim geldi de onlara yalan dedin, kibirlenmek istedin ve kafirlerden oldun!» denir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Ona): «Hayır sana âyetlerim geldi de onlara yalan dedin, kibirlenmek istedin ve kâfirlerden oldun.» (denir.)
Gültekin Onan = "Hayır, benim ayetlerim sana gelmişti, fakat sen onları yalanladın, büyüklüğe kapıldın ve kafirlerden oldun."
Harun Yıldırım = Hayır (dönemeyeceksin)! Âyetlerim sana gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkârcılardan olmuştun.
Hasan Basri Çantay = (Allah tarafından onlara şöyle Duyurulur:) Hayır, sana (bunca) âyetlerim gelmişdi de sen onları yalan saymış, kibirlenmiye kalkmış, kâfirlerden olmuşdun.
Hayrat Neşriyat = (Ona denilecek ki:) 'Hayır! Şübhesiz sana âyetlerim gelmişti de, onları yalanladın; büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun!'
İbni Kesir = Hayır, sana ayetlerim gelmişti de, onları yalanlamış, büyüklük taslayarak kafirlerden olmuştun.
Kadri Çelik = “Hayır, benim ayetlerim sana gelmişti; fakat sen onları yalanladın, büyüklüğe kapıldın ve kâfirlerden oldun.”
Muhammed Esed = (O zaman Allah şu cevabı verecektir:) "Tabii, elbette! Mesajlarım sana ulaştı(ğı halde) sen onları yalanladın, yersiz bir gurura kapıldın ve hakikati inkar edenler arasına girdin!"
Mustafa İslamoğlu = (Allah onlara şöyle diyecek): "Tam aksine sana ayetlerim gelmişti de, sen onları yalanlamış, küstahça büyüklenmiş ve hakkı inkar edenlerden olmuştun.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Hayır. Muhakkak sana âyetlerim gelmişti de, sen onları tekzîp ettin ve tekebbürde bulundun ve kâfirlerden oldun.»
Ömer Öngüt = Hayır! Sana âyetlerim gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslayıp kâfirlerden olmuştun.
Şaban Piriş = -Hayır, sana ayetlerim gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştun.
Sadık Türkmen = Hayır öyle değil! Ayetlerim/delillerim sana geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkârcılardan oldun.
Seyyid Kutub = Allah şöyle buyurur: «Evet, ayetlerim sana gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkârcılardan olmuştun.»
Suat Yıldırım = Yüce Allah şöyle buyurur: "Hayır! âyetlerim sana geldi de sen onları yalan saydın, onları kabul etmeyi kibrine yediremedin, büyüklük tasladın ve kâfirler arasına girdin!"
Süleyman Ateş = (Allâh şöyle buyurur): "Hayır, sana âyetlerim geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve nankörlerden oldun!"
Tefhim-ul Kuran = «Hayır, benim ayetlerim sana gelmişti, fakat sen onları yalanladın, büyüklüğe kapıldın ve kâfirlerden oldun.»
Ümit Şimşek = Heyhat! Sana âyetlerim gelmişti de sen büyüklük taslayıp yalanlamış ve kâfirlere katılmıştın.
Yaşar Nuri Öztürk = Hayır, olmaz! Ayetlerim sana geldi de onları hemen yalanlayıverdin; büyüklük tasladın ve kafirlerden oldun.
İskender Ali Mihr = Fakat sana âyetlerim gelmişti, o zaman onları yalanlamış, kibirlenmiş ve kâfirlerden olmuştun.
İlyas Yorulmaz = Hayır, hâlbuki daha önceden sana ayetlerim gelmişti de, sen ayetlerimi yalanlamış, ona karşı büyüklenmiş ve onları inkâr edenlerden olmuştun.