كَلَّا إِنَّهُ تَذْكِرَةٌ
Kellâ innehu tezkiratun.
kellâ | : hayır |
inne-hu | : gerçekten o |
tezkiretun | : bir zikir, öğüt |
Diyanet İşleri = Hayır, düşündükleri gibi değil! Şüphesiz bu (Kur’an) bir uyarıdır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekten de Kur'ân, bir öğüttür.
Abdullah Parlıyan = Hayır O Kur'ân gerçekten de tesirli bir öğüttür.
Adem Uğur = Asla (düşündükleri gibi değil)! Bilsinler ki bu, gerçekten bir ikazdır!
Ahmed Hulusi = Hayır! Muhakkak ki o bir hatırlatmadır!
Ahmet Tekin = Nasıl korkmazlar? İşte Kur’ân bütün insanlara hatırlatıyor, öğüt veriyor, uyarıyor.
Ahmet Varol = Hayır. O bir öğüttür.
Ali Bulaç = Gerçek (şu ki), o (Kur'an,) elbette bir öğüttür.
Ali Fikri Yavuz = Hayır, zannettikleri gibi değil, Muhakkak O Kur’an (Allah’dan) bir öğüddür.
Ali Ünal = Asla! İşte, herkese kâfi bir öğüt ve uyarı olarak Kur’ân!
Bayraktar Bayraklı = (54-55) Asla! Doğrusu Kur'ân bir hatırlatmadır. Dileyen ondan öğüt alır.
Bekir Sadak = Hayir; suphesiz bu Kuran bir oguttur.
Celal Yıldırım = Hayır, o gerçekten bir öğüttür.
Cemal Külünkoğlu = Hayır, (düşündükleri gibi değil), Muhakkak ki Kur'an (Allah'tan) bir öğüttür.
Diyanet İşleri (eski) = Hayır; şüphesiz bu Kuran bir öğüttür.
Diyanet Vakfi = Asla (düşündükleri gibi değil)! Bilsinler ki bu, gerçekten bir ikazdır!
Edip Yüksel = Doğrusu, bu bir öğüttür.
Elmalılı Hamdi Yazır = hayır hayır o muhakkak bir tezkire
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hayır, hayır! O muhakkak bir uyarıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hayır, hayır, O kur'ân kuşkusuz bir öğüttür.
Gültekin Onan = Gerçek (şu ki), o (Kuran,) elbette bir öğüttür.
Harun Yıldırım = Hayır, hayır; gerçekten o bir öğüttür.
Hasan Basri Çantay = Gerçek, o (Kur'an) hiç şüphesiz bir öğüddür.
Hayrat Neşriyat = Hayır! Şübhesiz ki o (Kur’ân), bir nasîhattir.
İbni Kesir = Hayır, muhakkak ki o, bir öğüttür.
Kadri Çelik = Hayır, (Kur'an), elbette bir hatırlatmadır.
Muhammed Esed = Aslında bu bir öğüttür;
Mustafa İslamoğlu = Evet, şüphesiz bu bir öğüttür;
Ömer Nasuhi Bilmen = (54-55) Yok yok. Şüphesiz ki, o, bir öğüttür. Artık kim dilerse onu okuyarak öğüt alır.
Ömer Öngüt = Hayır! Şüphesiz ki o bir öğüttür.
Şaban Piriş = Gerçek şu ki bu bir uyarıdır.
Sadık Türkmen = Hayır hayır! O, elbette bir öğüttür/ikazdır/uyarıdır!
Seyyid Kutub = Hayır, hayır! Bu Kur'an bir öğüt, bir hatırlatmadır.
Suat Yıldırım = Hayır! Gerçekten bu bir öğüttür, bir uyarıdır.
Süleyman Ateş = Hayır (iyi bilsinler ki) o (Kur'ân) bir ikazdır.
Tefhim-ul Kuran = Gerçek (şu ki), o (Kur'an), elbette bir öğüttür.
Ümit Şimşek = Fakat Kur'ân bir öğüttür.
Yaşar Nuri Öztürk = Hayır, iş, sandıkları gibi değil! O bir öğüt verici/bir düşündürücüdür.
İskender Ali Mihr = Hayır, muhakkak ki O, bir Zikir’dir (Öğüt’tür).
İlyas Yorulmaz = Hâlbuki tam aksine, kesinlikle o (Kur’an) bir öğüttür.