وَنَادَيْنَاهُ مِن جَانِبِ الطُّورِ الْأَيْمَنِ وَقَرَّبْنَاهُ نَجِيًّا
Ve nâdeynâhu min cânibit tûril eymeni ve karrabnâhu neciyyâ(neciyyen).
ve nâdeynâ-hu | : ve ona seslendik |
min cânibi et tûri | : Tur’un yanından |
el eymeni | : sağ taraf |
ve karrebnâ-hu | : ve onu yaklaştırdık |
neciyyen | : fısıltıyla konuşmak, söyleşmek |
Diyanet İşleri = Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile gizlice konuşmak için kendimize yaklaştırdık.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ona, Tûr'un sağ yanından nidâ ettik, bizimle konuşmak üzere tapımıza yaklaştırdık onu.
Abdullah Parlıyan = O'na Tûr Dağının sağ tarafından seslenmiş, konuşmak için kendimize yaklaştırmıştık.
Adem Uğur = Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik ve onu, fısıldaşan kimse kadar (kendimize) yaklaştırdık.
Ahmed Hulusi = Ona Tur'un sağ tarafından (benliğinin sağ yanı, hakikatinden) nida ettik ve Onu neciy olarak (hakikatinin seslenişini duyacağı makama) kurb makamına erdirdik.
Ahmet Tekin = Mûsâ’ya Tur’un sağ tarafından seslendik. Fısıldaşan kimse kadar onu kendimize yaklaştırdık.
Ahmet Varol = Biz ona Tur'un sağ yanından seslendik ve onu özel konuşma için yaklaştırdık.
Ali Bulaç = Ona, Tur'un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.
Ali Fikri Yavuz = Biz Mûsa’ya Tûr dağı yanında, sağ tarafından nida ettik; ve münacat ettiği halde kendisine yüksek mertebe verdik.
Ali Ünal = Biz O’na Tur Dağı’nın sağ tarafından seslenmiş ve kendisiyle hususi konuşmak üzere O’nu huzurumuza almıştık.
Bayraktar Bayraklı = Ona Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve onu fısıldaşırcasına kendimize yaklaştırdık.
Bekir Sadak = Ona Tur'un sag yanindan seslenmis ve konusmak icin onu yaklastirmistik.
Celal Yıldırım = Ona Tûr dağının sağ tarafından seslenmiş, konuşmak için onu yaklaştırmıştık.
Cemal Külünkoğlu = Hani ona Tur Dağı'nın sağ yamacından seslenmiş ve kendisiyle özel olarak konuşmak için onu (kendimize) yaklaştırmıştık.
Diyanet İşleri (eski) = Ona Tur'un sağ yanından seslenmiş ve konuşmak için onu yaklaştırmıştık.
Diyanet Vakfi = Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik ve onu, fısıldaşan kimse kadar (kendimize) yaklaştırdık.
Edip Yüksel = Ona Tur dağının sağ tarafından seslendik. Konuşmak için onu yaklaştırdık.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem ona Tûrun canibi eymeninden nidâ ettik, hem de onu makamı münacatta mertebei kurbe erdirdik
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Biz hem ona Tur'un sağ tarafından seslendik hem de onu yakarış makamında yakınlık mertebesine erdirdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz ona Tur dağının sağ yanından seslendik ve onu hususi bir konuşmada bulunmak üzere kendimize yaklaştırdık.
Gültekin Onan = Ona, Tur'un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.
Harun Yıldırım = Ona Tûr’un sağ yanından seslendik ve gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.
Hasan Basri Çantay = Biz onu «Tuur» un sağ yanından nida etdik. Onu çok münâcat eden bir kimse olarak yaklaşdırdık.
Hayrat Neşriyat = Ona Tûr’un sağ tarafından seslendik ve (o sessizce Rabbine) yalvaran bir kimse olduğu hâlde onu (kendimize) yaklaştırdık.
İbni Kesir = Ona Tur'un sağ yanından seslendik. Ve onu gizlice söyleşmek için yaklaştırdık.
Kadri Çelik = Ona, Tur'un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.
Muhammed Esed = Hani o'na Sina Dağı'nın sağ yamacından seslenmiş ve o'nu gizemsel bir konuşma için (kendimize) yaklaştırmıştık;
Mustafa İslamoğlu = Hani, onu (Sina) Dağı'nın sağ tarafından nida etmiş ve onu bir özge söyleşi için vahyimize yaklaştırmıştık.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o'na Tûr'un sağ tarafından nidâ ettik ve onu münacaat eder bir halde yaklaştırdık.
Ömer Öngüt = Ona Tur'un sağ yanından seslenmiş ve hususi bir konuşmada bulunmak için onu yaklaştırmıştık.
Şaban Piriş = O’na Tur’un sağ yanından seslenmiştik. Samimi olarak söyleşmek için onu yaklaştırmıştık.
Sadık Türkmen = Ona tûr’un (Sina Dağı’nın) sağ tarafından seslendik ve özel konuşmak için onu yaklaştırdık.
Seyyid Kutub = Ona Tur'un sağ yanından seslendik ve kendisi ile özel olarak konuşmak için onu yakınımıza getirdik.
Suat Yıldırım = Hani ona Tur’un sağ tarafından seslenmiş ve özel konuşma için onu huzurumuza almıştık.
Süleyman Ateş = Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik ve onu, özel konuşmak için (kendimize) yaklaştırdık.
Tefhim-ul Kuran = Ona, Tur'un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.
Ümit Şimşek = Ona Tûr'un sağ tarafından seslenmiş ve Bizimle doğrudan konuşması için onu huzurumuza almıştık.
Yaşar Nuri Öztürk = Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik. Onu, fısıldaşan kimse kadar yaklaştırdık.
İskender Ali Mihr = Ve Tur’un sağ tarafından ona seslendik. Ve onu, söyleşmek (vahyetmek) için yaklaştırdık.
İlyas Yorulmaz = Biz Musa’ya dağın sağ tarafından seslenmiştik ve o nu konuşmak için yakınlaştırmıştık.