النَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ
Ennâri zâtil vekûd(vekûdi).
Diyanet İşleri = (3-5) Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Öylesine ateş ki odunları var.
Abdullah Parlıyan = Öylesine ateş ki, alev alev yanar.
Adem Uğur = O çıralı ateşin,
Ahmed Hulusi = O çıralı ateşte.
Ahmet Tekin = Yığın yığın odunlarla ateş yıkıp işkence edenler kahrolsun.
Ahmet Varol = Tutuşturucu yakıt dolu ateş (hendeğinin)
Ali Bulaç = 'Tutuşturucu yakıt dolu o ateş,'
Ali Fikri Yavuz = İşkenceleri (Uhdûd’un), alevli ateştendi.
Ali Ünal = Alev alev tutuşturulmuş ateşi yakanlar.
Bayraktar Bayraklı = (4-5) Kahrolsun! Ateşi olan o çukuru kazanlar.
Bekir Sadak = (4-7) Hazirladiklari hendekleri, tutusturulmus atesle doldurarak onun cevresinde oturup, inanmis kimselere dinlerinden donmeleri icin yaptiklari iskenceleri seyredenlerin cani ciksin!
Celal Yıldırım = Alev alev yanan ateş,
Cemal Külünkoğlu = (1-5) Kendinde burçlar (takımyıldızlar) taşıyan göğe, o vaad edilen güne (kıyamete), şahit olana (görene) ve şahit olunana (görülene) andolsun ki, (inananları yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar kahrolmuş ve lanetlenmiştir.
Diyanet İşleri (eski) = (4-7) Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
Diyanet Vakfi = (1-7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Edip Yüksel = Tutuşturulmuş ateşin-
Elmalılı Hamdi Yazır = O çıralı ateşin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O çıralı ateş sahiplerine.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O çıralı ateşin,
Gültekin Onan = 'Tutuşturucu yakıt dolu o ateş',
Harun Yıldırım = Tutuşturulmuş o ateşin,
Hasan Basri Çantay = (4-5) tutuşdurucu (malzeme ile hazırladıkları) o ateş hendeklerin saahibleri gebertilmişdir.
Hayrat Neşriyat = (4-5) (Ki mü’minlere işkence yapan) o Ashâb-ı Uhdûd, çırayla tutuşturulmuş o (çok şiddetli) ateş (hendeklerinin sâhibleri) kahrolsun!
İbni Kesir = Tutuşturucu ateşlerle,
Kadri Çelik = Tutuşturucu yakıt dolu o ateş ehline!
Muhammed Esed = (imana ermiş olanlara karşı) şiddetle yanan ateş (çukurunu)!
Mustafa İslamoğlu = O ateş (hendekleri), ağzına kadar doldurulup tutuşturulmuştur.
Ömer Nasuhi Bilmen = (5-6) Şiddetli tutuşturulmuş ateş (sahipleri). O vakit ki, onlar onun üzerine oturucu idiler.
Ömer Öngüt = Tutuşturulmuş o ateşin.
Şaban Piriş = Tutuşturulmuş ateş,
Sadık Türkmen = O ateşlerle dOlu hendeği hazırlayanlar!
Seyyid Kutub = Bol yakıtı olan ateşi oralara dolduranların.
Suat Yıldırım = (4-5) Tıpkı kahrolası Ashab-ı uhdud’un, o tutuşturulmuş ateşle dolu hendeği hazırlayanların mel’un oldukları gibi...
Süleyman Ateş = O yakıt doldurulup tutuşturulmuş ateş (hendeğinin adamları)!
Tefhim-ul Kuran = 'Tutuşturucu yakıt dolu o ateş,'
Ümit Şimşek = (5-6) Tutuşturdukları ateşle dolu hendeklerin karşısına otururlar,
Yaşar Nuri Öztürk = O tutuşturulan ateşin adamları,
İskender Ali Mihr = (İçi) yakıt dolu ateşin (sahipleri).
İlyas Yorulmaz = Yakıtı (odunu) bol olan ateşi hazırlayanlar.