قُتِلَ أَصْحَابُ الْأُخْدُودِ
Kutile ashâbul uhdûd(uhdûdi).
kutile | : öldürüldü, katletildi, helâk edildi |
ashâbu el uhdûdi | : hendeklerin sahipleri |
Diyanet İşleri = (3-5) Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Kahrolsun yerde hendekler kazıp ateşler yakanlar.
Abdullah Parlıyan = Kahrolsun yerde hendekler kazıp müslümanları yakmak için ateş yakanlar.
Adem Uğur = Kahroldu o hendeğin sahipleri,
Ahmed Hulusi = Öldürüldü o hendek halkı. . .
Ahmet Tekin = Hendek kazıp mü’minleri hendeklere atarak zulüm ve işkence edenler kahrolsun.
Ahmet Varol = Kahrolsun o hendek ashabı. [2]
Ali Bulaç = Kahrolsun Ashab-ı Uhdud
Ali Fikri Yavuz = (Eski devirlerde müminlere çeşitli eziyetler yapan ve) Ashab-ı Uhdûd (diye adlanan kavim lânet edildiği gibi, Mekke müşrikleri de) lânetlenmiştir.
Ali Ünal = Kahrolsun ve kahroldu da o hendek halkı,
Bayraktar Bayraklı = (4-5) Kahrolsun! Ateşi olan o çukuru kazanlar.
Bekir Sadak = (4-7) Hazirladiklari hendekleri, tutusturulmus atesle doldurarak onun cevresinde oturup, inanmis kimselere dinlerinden donmeleri icin yaptiklari iskenceleri seyredenlerin cani ciksin!
Celal Yıldırım = Uhdûdlular lanetlendiler..
Cemal Külünkoğlu = (1-5) Kendinde burçlar (takımyıldızlar) taşıyan göğe, o vaad edilen güne (kıyamete), şahit olana (görene) ve şahit olunana (görülene) andolsun ki, (inananları yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar kahrolmuş ve lanetlenmiştir.
Diyanet İşleri (eski) = (4-7) Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
Diyanet Vakfi = (1-7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Edip Yüksel = Kanyon halkına yazıklar olsun.
Elmalılı Hamdi Yazır = Tel'ıyn edildi sahibleri o uhdudun
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = o hendek sahiplerine la'net edildi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kahroldu o hendeğin sahipleri,
Gültekin Onan = Kahrolsun Ashab-ı Uhdud.
Harun Yıldırım = Kahrolsun Uhdud ashabı!
Hasan Basri Çantay = (4-5) tutuşdurucu (malzeme ile hazırladıkları) o ateş hendeklerin saahibleri gebertilmişdir.
Hayrat Neşriyat = (4-5) (Ki mü’minlere işkence yapan) o Ashâb-ı Uhdûd, çırayla tutuşturulmuş o (çok şiddetli) ateş (hendeklerinin sâhibleri) kahrolsun!
İbni Kesir = Uhdud ashabının canı çıksın,
Kadri Çelik = Lanet olsun O hendek sahiplerine (Ashab-ı Uhdûd'a).
Muhammed Esed = Onlar (yalnızca) kendilerini yok ederler, o çukuru hazırlayanlar,
Mustafa İslamoğlu = Kahrolsun hendek ehli!
Ömer Nasuhi Bilmen = (3-4) Ve şehâdet eden ve şehâdet olunana. Hendeklerin sahipleri mel'un bulunmuştur.
Ömer Öngüt = Kahrolsun o hendeğin sahipleri!
Şaban Piriş = Kahrolsun hendek sahipleri!
Sadık Türkmen = Kahrolsun o hendek arkadaşları,
Seyyid Kutub = Hendekleri hazırlayanların canı çıksın.
Suat Yıldırım = (3-5) Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.
Süleyman Ateş = Kahrolsun yerde hendekler kazıp ateşler yakanlar.
Tefhim-ul Kuran = Kahrolsun yerde hendekler kazıp müslümanları yakmak için ateş yakanlar.
Ümit Şimşek = Uhdud Ashabı kahrolsun!
Yaşar Nuri Öztürk = Ki gebertildi o hendekçi grup/o kamçıları hendek gibi iz bırakan herifler,
İskender Ali Mihr = Hendeklerin sahipleri helâk edildi.
İlyas Yorulmaz = Ashabı uhdud yok edildi.