وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن تَقُولَ الْإِنسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا
Ve ennâ zanennâ en len tekûlel insu vel cinnu alâllâhi kezibâ(keziben).
ve ennâ | : ve gerçekten biz |
zanennâ | : zannettik |
en len | : asla olmaz |
tekûle | : söyler |
el insu | : insanlar |
ve el cinnu | : ve cinler |
alâ allâhi | : Allah’a karşı |
keziben | : yalan |
Diyanet İşleri = “Şüphesiz biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve bizse şüphe yok ki ne insanlar, ne de cinler, Allah hakkında yalan şeyler söylemez sanıyorduk.
Abdullah Parlıyan = Oysa biz insanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan söylemeyeceklerini sanmıştık.
Adem Uğur = Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.
Ahmed Hulusi = "Biz gerçekten, ins ve cin Allâh hakkında asla yalan söylemez, diye zannetmiştik. "
Ahmet Tekin = 'Biz, insanların ve cinlerin Allah adına asla yalan uydurmayacağını, Allah’a iftira etmeyeceğini biliyorduk.'
Ahmet Varol = Oysa biz insanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan söylemeyeceklerini sanmıştık.
Ali Bulaç = "Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan söylemiyeceklerini sanmıştık."
Ali Fikri Yavuz = Hakikaten biz, insan ile cin, Allah’a karşı asla yalan söylemez sanmışız.
Ali Ünal = ‘Biz ise, insanlar da cinler de Allah hakkında asla yalan söylemezler zannediyorduk.
Bayraktar Bayraklı = “Biz, insanları ve cinleri Allah hakkında asla yalan söylemezler sanmıştık.”
Bekir Sadak = «Dogrusu insalarin ve cinlerin Allah'a karsi yalan uydurabileceklerini sanmazdik.»
Celal Yıldırım = Ve gerçekten biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan söylemiyeceklerini sanıyorduk.
Cemal Külünkoğlu = “Doğrusu biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Doğrusu insanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan uydurabileceklerini sanmazdık.'
Diyanet Vakfi = Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.
Edip Yüksel = 'İnsanların ve cinlerin ALLAH'a karşı yalan uyduramıyacaklarını sanmıştık.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve doğrusu biz, İns ü Cinn Allaha karşı asla yalan söylemez sanmışız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız.
Gültekin Onan = "Oysa biz, insanların ve cinlerin Tanrı'ya karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık."
Harun Yıldırım = “Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah’a karşı asla yalan söylemeyeceklerini düşünmüştük.”
Hasan Basri Çantay = «Gerçek biz de insan (olsun), cin (olsun) Allaha karşı (hiçbiri) asla yalan söylemez, sanmıştık.»
Hayrat Neşriyat = 'Hâlbuki biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında aslâ yalan söylemeyeceklerini sanmıştık!'
İbni Kesir = Doğrusu öyle zannettik ki; insanlar ve cinnler Allah'a karşı asla yalan söylemezler.
Kadri Çelik = “Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık.”
Muhammed Esed = ve ne insanın ne de (hiçbir) görünmez gücün Allah hakkında yalan uydurmayacağını düşün(mekte yanılmış)tık.
Mustafa İslamoğlu = Halbuki biz, ne insanların ne de cinlerin Allah'a iftira edeceğine asla ihtimal vermezdik."
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve doğrusu biz sanmış idik ki, insan ve cin, Allah'a karşı bir yalan söyler değildir.»
Ömer Öngüt = "Biz, insanların ve cinlerin, Allah'a karşı yalan uydurabileceklerini sanmazdık. "
Şaban Piriş = Biz de, insanların ve cinlerin Allah hakkında yalan söylemeyeceklerini zannederdik.
Sadık Türkmen = Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında; yalan söylemeyeceklerini sanmışız.
Seyyid Kutub = Oysa biz insanların ve cinlerin Allah katında yalan sözler söyleyebileceklerine ihtimal vermiyorduk.
Suat Yıldırım = (1-7) De ki: Bana vahyolunduğuna göre bir cin cemaati Kur’ân’ı dinledikten sonra şöyle dediler: "Biz gerçekten, doğru yolu gösteren harikulade bir Kur’ân dinledik. Bundan böyle Rabbimize asla bir şerik tanımayacağız. Rabbimizin şanı çok yücedir, O ne eş, ne de çocuk edinmiştir. Meğer içimizden birtakım cahiller, Allah hakkında gerçek olmayan sözler söylüyormuş! Biz de saf saf, insanları ve cinleri, Allah hakkında yalan söylemez sanmışız! Meğer bir kısım insanlar cinlerden bazılarına sığınıp, böylece onları daha da azgın hale getirmişler! Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın ölen hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannetmişler.
Süleyman Ateş = Biz insanların ve cinlerin, Allah'a karşı yalan söylemeyeceklerini sanmıştık (onun için o beyinsizin sözüne uymuştuk),
Tefhim-ul Kuran = «Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan söylemiyeceklerini sanmıştık.»
Ümit Şimşek = 'Oysa biz ne insanların, ne de cinlerin Allah hakkında yalan söylemeyeceklerini sanırdık.
Yaşar Nuri Öztürk = "Biz sanmıştık ki, ne insanlar ne de cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler."
İskender Ali Mihr = Ve gerçekten biz, insanların ve cinlerin Allah’a karşı asla yalan söylemediğini zannettik.
İlyas Yorulmaz = “Biz tanıdığımız (ins) ve tanımadığımız yabancı (cinlerin) kimselerin Allah adına, kesinlikle yalan söylemeyeceklerini zannediyorduk. ”