كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَالْأَحْزَابُ مِن بَعْدِهِمْ وَهَمَّتْ كُلُّ أُمَّةٍ بِرَسُولِهِمْ لِيَأْخُذُوهُ وَجَادَلُوا بِالْبَاطِلِ لِيُدْحِضُوا بِهِ الْحَقَّ فَأَخَذْتُهُمْ فَكَيْفَ كَانَ عِقَابِ
Kezzebet kablehum kavmu nûhın vel ahzâbu min ba’dıhım ve hemmet kullu ummetin bi resûlihim li ye’huzûhu ve câdelû bil bâtılı li yudhıdû bihil hakka fe ehaztuhum, fe keyfe kâne ıkâb(ıkâbi).
kezzebet | : yalanladı |
kable-hum | : onlardan önce |
kavmu nûhın | : Nuh kavmi |
ve el ahzâbu | : ve hizipler, fırkalar, taifeler |
min ba’dı-hım | : onlardan sonra |
ve hemmet | : ve hamle yaptı, hücum etti |
kullu | : hepsi, bütün |
ummetin | : ümmet |
bi resûli-him | : onların resûllerine |
li ye’huzû-hu | : onu yakalamak için |
ve câdelû | : ve mücâdele ettiler |
bi el bâtılı | : bâtıl ile |
li yudhıdû | : gidermek için |
bi-hi | : onunla |
el hakka | : hak |
fe | : böylece, artık |
ehaztu-hum | : ve onları yakaladım |
fe | : böylece, artık, o zaman |
keyfe | : nasıl |
kâne | : oldu |
ıkâbi | : ikabım, cezam |
Diyanet İşleri = Onlardan önce Nûh’un kavmi ve onlardan sonra gelen topluluklar da yalanlamıştı. Her ümmet kendi peygamberini yakalayıp cezalandırmaya azmetmişti. Hakkı yok etmek için batıl şeyler ileri sürerek tartışmışlardı. Bu yüzden onları kıskıvrak yakaladım. Benim cezalandırmam nasılmış, (gördüler)!
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlardan önce de Nûh kavmi, yalanladı, onlardan sonraysa bölük bölük halk ve her ümmet, peygamberini yalanlamayı kendine iş edindi, buna kasdetti, onu öldürmek istedi ve gerçeği boşa çıkarmak için boş şeylere dayanarak çekiştiler, derken onları helâk ediverdim; azap nasıl olurmuş, görsünler.
Abdullah Parlıyan = Onlardan önce Nuh kavmi, sonra da Allah'ın elçilerine karşı birleşen öteki kavimlerin tümü, peygamberleri ve gelen mesajları yalanladılar. Bu toplulukların herbiri, kendilerine gönderilen elçileri yakalayıp öldürmek için, onlara karşı tuzaklar kurdular ve tek gerçeği boşa çıkarmak için, değersiz ve geçersiz delillerle karşı koydular. Bu yüzden onları yakaladım, azabım nasıl olurmuş görsünler.
Adem Uğur = Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmişti. Bâtılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!
Ahmed Hulusi = Onlardan önce Nuh kavmi ve onlardan sonra da hakikate karşı çıkan tüm topluluklar yalanladı. Her ümmet kendi Rasûllerini, Onu yakalamak (etkisizleştirmek, öldürmek) için niyetlendi. . . Bâtılı seslendirenler olarak, Hakk'ı geçersiz kılmak için mücadele ettiler. . . Bu yüzden onları yakaladım. . . Suçlarının karşılığını yaşatmam nasıl oldu?
Ahmet Tekin = Onlardan önce Nûh kavmi, onlardan sonra çeşitli topluluklar, gönderilen peygamberleri yalanlamışlardı. Her millet kendisine gelen Rasulü yakalayıp cezalandırmaya, ona suikast yapmaya niyetlendi. Bâtılı hakkın, hak, kutsal kitapların yerine koymak için batıl delillerle mücadele ettiler. Ben de onları kıskıvrak yakalayıp işlerini bitirdim. Peygamberlerimi yalanlama, hakkın yerine bâtılı koyma suçuna denk, onları adâletle nasıl cezalandırdığımı bir görsünler.
Ahmet Varol = Onlardan önce Nuh kavmi ve onlardan sonraki fırkalar da yalanladılar. Her ümmet peygamberlerini yakalamaya yeltendi. Hakkı ortadan kaldırmak için batıla dayanarak mücadele ettiler. Böylece ben de onları yakaladım. Benim cezalandırmam (bak) nasıl oldu?
Ali Bulaç = Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla dayanarak' mücadeleye giriştiler. Ben de onları yakalayıverdim. Artık Benim cezalandırmam nasılmış?
Ali Fikri Yavuz = Senin kavminden önce Nûh kavmi, Nûh kavminin arkasından da peygamberlerine karşı birleşen kâfirler tekzib etmişlerdi; ve her ümmet kendilerinin peygamberini yakalayıb öldürmek kasdinde bulundu. Hakkı bâtıl ile yok etmek için boşuna mücadele ettiler. Nihayet ben de onları (azabımla) yakalayıverdim. Bak, nasıl oldu azabım!...
Ali Ünal = Onlardan önce Nuh kavmi ve daha sonra gelen birtakım topluluklar da, (Allah’ın dinini ve kendilerine gönderilen rasûlleri) yalanladılar. Her toplum, kendisine gönderilen rasûle karşı, onu derdest edip (öldürmek veya sürgüne göndermek) için yanıp tutuştu ve harekete geçti; bâtıla dayanarak ve onunla hakkı yıkmak için mücadele etti. Ama Ben, onların hepsini kıskıvrak yakaladım. Benim cezalandırmam nasılmış görün!
Bayraktar Bayraklı = Onlardan önce Nûh toplumu ve bunların ardından da işbirlikçi gruplar, peygamberlerini yalanlamışlar ve her toplum kendi peygamberini yakalayıp etkisiz hale getirmek istemiştir. Bâtılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!
Bekir Sadak = Onlardan once, Nuh milleti, ardindan, peygamberlere karsi gelen topluluklar da peygamberlerini yalanlamis; her ummet, peygamberini cezalandirmaya azmetmisti. Hakki batilla gidermek icin mucadele etmislerdi. Bunun uzerine Ben onlari yakaladim. Cezalandirmam nasilmis?
Celal Yıldırım = Onlardan önce Nûh kavmi ve sonra da birtakım topluluklar (peygamberleri) yalanlamışlardı. Hemen her ümmet kendi peygamberini (kin ve nefretle) yakalamayı azmetmiş ; hakkı bâtılla giderip yok etmek için boşuna mücâdele etmişlerdir. Bu yüzden onları yakalayıverdim. Cezalandırmam nasılmış (bir gör!).
Cemal Külünkoğlu = Onlardan önce Nuh'un kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberleri) yalanlamıştı. Her ümmet kendi peygamberini yakalayıp cezalandırmaya (öldürmeye) azmetmişti. Hakkı yok etmek için batıl şeyler ileri sürerek tartışmışlardı. Bu yüzden onları kıskıvrak yakaladım. Benim cezalandırmam nasılmış (gördüler)!
Diyanet İşleri (eski) = Onlardan önce, Nuh milleti, ardından, peygamberlere karşı gelen topluluklar da peygamberlerini yalanlamış; her ümmet, peygamberini cezalandırmaya azmetmişti. Hakkı batılla gidermek için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine Ben onları yakaladım. Cezalandırmam nasılmış?
Diyanet Vakfi = Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmişti. Bâtılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!
Edip Yüksel = Onlardan önce Nuh'un halkı da yalanlamıştı ve onlardan sonra bir çok parti de... Her topluluk elçilerini etkisiz hale getirmeye çalıştı. Gerçeği gidermek için boş ve yalnış şeylerle tartıştılar. Sonunda onları yakaladım; cezalandırmam nasılmış?
Elmalılı Hamdi Yazır = Onlardan evvel Nuhun kavmı arkalarından da Ahzab tekzib etmişlerdi ve her ümmet kendi Resullerini yakalamak kasdinde bulundu ve hakkı batılla gidermek için boşuna mücadele ettiler de ben onları tuttum alıverdim o vakıt nasıl oldu ıkabım?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlardan önce Nuh kavmi, arkalarından da çeşitli gruplar yalanlamışlardı ve her ümmet kendi peygamberlerini yakalamaya kalkıştı. Onlar, hakkı batıl ile yok etmek için boşuna mücadele ettiler de Ben, onları tuttum alıverdim. (Bak) o vakit nasıl oldu cezalandırmam?!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlardan önce Nuh kavmi, arkalarından da çeşitli topluluklar yalanlamışlardı. Her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamak kastında bulundu. Hakkı batılla gidermek için boşuna mücadele ettiler. Ben de onları tuttum, alıverdim. (Bak o zaman) azabım nasıl oldu?
Gültekin Onan = Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet kendi elçilerini [susturmak için] yakalamaya yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla dayanarak' mücadeleye giriştiler. Ben de onları yakalayıverdim. Artık benim cezalandırmam nasılmış!
Harun Yıldırım = Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmişti. Bâtılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!
Hasan Basri Çantay = Onlardan evvel Nuuh kavmi de, bunlardan sonraki sürü sürü fırkalar da (peygamberlerini) yalan saydı (lar). (Bunlardan) her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamayı kasdetdi. Hakıykatı olmayan (şeyler) le hakkı yok edebilmeleri için savaşıb durdular. Neticede ben de onları tutub yakaladım. İşte (bak) benim azabım nice imiş!
Hayrat Neşriyat = Onlardan önce Nûh kavmi ve onların ardından (Âd ve Semûd gibi çeşitli) topluluklar(da) yalanlamışlardı. Her ümmet kendi peygamberlerine kasdetmişti, tâ onu (öldürmek için)yakalayıversinler; ve bâtıl uğruna mücâdele ettiler, tâ onunla hakkı ortadan kaldırsınlar! Derken onları (o hâlleri üzere azâbımla) yakalayıverdim; artık (bak) azâbım nasıl oldu!
İbni Kesir = Onlardan önce Nuh kavmi de yalanladı. Arkalarından muhtelif topluluklar da. Her ümmet kendi peygamberlerini yakalamaya yeltendi ve hakkı batılla yok etmek için mücadeleye girişti. En sonunda Ben de onları yakaladım. Azabım nasılmış?
Kadri Çelik = Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra da çeşitli topluluklar (yalanladı). Her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamaya yeltendi ve hakkı batılla gidermek için mücadeleye girişti. Ben de onları yakalayıverdim. İşte benim cezalandırmam nasılmış (gördün mü)?
Muhammed Esed = Onlardan önce Nuh kavmi, sonra da (Allah'ın elçilerine karşı) birleşen (öteki kavim)lerin tümü hakikati yalanladılar; bu toplulukların her biri kendilerine gönderilen elçileri yakalayıp ortadan kaldırmak için onlara karşı tuzaklar kurdular; ve hakikati etkisiz hale getirmek için (elçilerin getirdikleri mesaja) yanlış ve yanıltıcı delillerle karşı koydular; bu yüzden onları hesaba çektim. Ne çetindir Benim intikamım!
Mustafa İslamoğlu = Onlardan önce Nuh kavmi ve peşlerinden gelen tüm kafadarlar da yalanlamıştı; her toplum kendi elçisini yakalayıp ondan kurtulmanın planlarını yapmıştı; batıl uğruna hakikati kendi kendisiyle alt etmeye çalışmak gibi yanlış ve yanıltıcı bir mücadele yöntemini benimsediler. Fakat, sonuçta Ben onları yakaladım: cezalandırma nasıl olurmuş görsünler bakalım!
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlardan evvel Nûh kavmi (peygamberlerini) tekzîp etmişti. Onlardan sonraki tâifeler de (tekzîpte bulunmuşlardır). Ve her kavim, peygamberlerine kastetmişlerdi, onu yakalayıversinler diye ve bâtıl ile mücadelede bulunmuşlardı, onunla hakkı gidermek için. Sonra onları yakaladım. Artık ukûbetim nasıl oldu (bir düşünülmelidir!).
Ömer Öngüt = Onlardan önce Nuh kavmi ve onlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) yalanlamış, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmişti. Bâtılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben de onları yakaladım. Cezalandırmam nasılmış gör!
Şaban Piriş = Onlardan önce Nuh Kavmi ve onlardan sonra da peygamberlerine karşı gelen her toplum yalanlamış, peygamberlerini yakalamak ve hakkı ortadan kaldırmak için batılın mücadelesini vermişti. Ama ben, onları yakalamıştım. Cezalandırmam nasıldı?
Sadık Türkmen = Onlardan önce Nuh Kavmi de, onlardan sonra gelen gruplar da yalanlamıştı. Her millet, kendilerine gönderilen elçilerini yakalamaya yeltendi. Bâtıl’ı/yanlışı esas alarak mücadele ettiler; kendisiyle, hakkı (insan hak ve özgürlüklerini) işlemez hâle getirmek için! Sonunda onları yakaladım. O hâlde Benim azabım nasılmış?
Seyyid Kutub = Onlardan önce Nuh kavmi ve onlardan sonra gelen kollar da yalanladı. Her millet, Peygamberlerini yakalamağa yeltendi; Batılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bu yüzden onları yakaladım. (Bak işte) azabım nasıl oldu?!
Suat Yıldırım = Kendilerinden önce Nûh halkı, onlardan sonra gelen daha birtakım gruplar da dini yalan saydılar. Her toplum tartaklamak için, resullerine karşı harekete geçtiler ve hakkı yıkmak için birtakım batıl iddialar ileri sürdüler, ama Ben de onları kıskıvrak yakalayıverdim. İşte düşünün: Benim cezalandırmam nasılmış, bir görün!
Süleyman Ateş = Onlardan önce Nûh kavmi ve onlardan sonra gelen kollar da yalanladı. Her millet, elçisini yakalamağa yeltendi; hakkı gidermek için boş şeyler ileri sürerek tartıştılar. Bu yüzden onları yakaladım. (Bak işte) Azâbım nasıl oldu?!
Tefhim-ul Kuran = Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet, kendi peygamberlerini (susturmak için) yakalamağa yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla dayanarak' mücadeleye giriştiler. Ben de onları yakalayıverdim. Artık benim cezalandırmam nasılmış?
Ümit Şimşek = Bunlardan önce Nuh kavmi ile onu izleyen topluluklar da peygamberlerini yalanlamışlardı. Herbir ümmet, peygamberini ele geçirmeye kalktı ve hakkı gidermek için bâtıla sarılarak mücadele etti. Sonra Ben onları yakalayıverdim de cezamın nasıl olduğunu gördüler.
Yaşar Nuri Öztürk = Onlardan önce Nûh kavmi yalanlamıştı. Onlardan sonra gelen oymaklar da. Her ümmet kendilerine gelen elçiyi yakalasınlar diye uğraştı. Ve hakkı işlemez kılmak için yanlışı/tutarsızlığı esas alarak mücadele ettiler; nihayet onları yakaladım. Nasıl olmuştu azabım?!
İskender Ali Mihr = Onlardan önce Nuh (A.S)’ın kavmi ve onlardan sonra da (başka) fırkalar, (resûllerini) yalanladılar. Ve bütün ümmetler, onları yakalamak için resûllerine hücum ettiler. Hakkı, bâtılla yok etmek için mücâdele ettiler. Sonunda Ben, onları yakaladım. O zaman Benim ikabım (cezam) nasıl oldu?
İlyas Yorulmaz = Daha önceden Nuh kavmi ve onlardan sonra da bir topluluk yalanlamıştı. Her ayrı inanç sahibi topluluk, kendilerine gelen elçiyi yakalayıp yok etmek için saldırmış, batıl inançlarıyla hakkı yok etmek için mücadele etmişlerdi. Bende onları yakalamıştım. Şimdi bak bakalım onların sonu nasıl olmuş?