فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَّيِّنًا لَّعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَى
Fe kûlâ lehu kavlen leyyinen leallehu yetezekkeru ev yahşâ.
Diyanet İşleri = “Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ona yumuşak bir tarzda söz söyleyin, belki öğüt alır, yahut korkar.
Abdullah Parlıyan = Ama O'nunla yumuşak bir dille konuşun, o zaman belki aklını başına toplar, yahut da olur ki korkar.”
Adem Uğur = Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, aklını başına alır veya korkar.
Ahmed Hulusi = "Ona yumuşak söz söyleyiniz! Belki düşünüp değerlendirir yahut haşyet duyar!"
Ahmet Tekin = 'Ona yumuşak söz söyleyin, olur ki öğüt dinler, yahut Allah’ın azabından korkarak azgınlığından vazgeçer, saygı duyar.'
Ahmet Varol = Ona yumuşak söz söyleyin. Umulur ki öğüt alır veya korkar.
Ali Bulaç = "Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp düşünür veya içi titrer, korkar."
Ali Fikri Yavuz = Varın da, ona yumuşak söz söyleyin; olur ki nasihat dinler, yahud korkar.
Ali Ünal = “Ama ona tatlı, yumuşak bir şekilde hitap edin. Olur ki öğüt dinler ve aklını başına alır veya hiç olmazsa kalbinde bir hareketlenme olur da biraz kendine gelir.
Bayraktar Bayraklı = “Ona yumuşak söz söyleyin, belki düşünür veya saygı duyar.”
Bekir Sadak = Ona yumusak soz soyleyin, belki ogut dinler veya korkar.
Celal Yıldırım = Ona yumuşak söz söyleyin; ola ki öğüt alır ya da (âlemlerin Rabbına saygı duyup) korkar.
Cemal Külünkoğlu = (41-44) Ben seni kendim için seçip yetiştirdim. (Şimdi) sen ve kardeşin, artık benim mesajlarımla yola çıkın ve sakın beni anmakta gevşeklik göstermeyin! Firavun'a gidin. Çünkü o azmıştır. Onunla yumuşak bir dille konuşun ki, o zaman belki öğüt alır yahut ürperir.”
Diyanet İşleri (eski) = Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt dinler veya korkar.
Diyanet Vakfi = Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, aklını başına alır veya korkar.
Edip Yüksel = 'Ona yumuşak bir dil kullanın; olur ki öğüt alır veya saygı duyar.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Varın da ona belki dinler veya korkar diye yumuşak dille söyleyin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Varın da ona yumuşak dille söyleyin; belki dinler veya korkar.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Varın da ona yumuşak söz söyleyin; olur ki, öğüt dinler, yahut korkar.
Gültekin Onan = "Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp düşünür veya içi titrer, korkar."
Harun Yıldırım = Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, aklını başına alır veya korkar.
Hasan Basri Çantay = (Gidin de) ona yumuşak söz söyleyin. Olur ki nasıyhat dinler, yahud (Allahdan) korkar.
Hayrat Neşriyat = 'Buna rağmen ona yumuşak söz söyleyin; belki ibret alır ya da (Allah’dan)korkar.'
İbni Kesir = Ve ona yumuşak söz söyleyin, belki nasihat dinler veya korkar.
Kadri Çelik = “Ona yumuşak söz söyleyin; umulur ki o öğüt alıp düşünür ya da içi korkarak ürperir.”
Muhammed Esed = Ama onunla yumuşak bir dille konuşun ki, o zaman belki aklını başına toplar, yahut (böylece, en azından kendisine) gözdağı verilmiş olur."
Mustafa İslamoğlu = Fakat ona konuşurken yumuşak bir üslup kullanın! (O zaman) belki söz dinler, ya da en azından (daha ileri gitmekten) çekinir.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ona yumuşakça söz söyleyin, belki öğüt dinler veya korkar.»
Ömer Öngüt = “Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt dinler veya korkar. ”
Şaban Piriş = Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alır ve korkar.
Sadık Türkmen = Ona yumuşak (kalbine tesir edecek) uygun söz söyleyin! Belki o düşünüp öğüt alır veya korkup sakınır.”
Seyyid Kutub = Ona yumuşak sözler söyleyiniz. Belki aklı başına gelir ya da kötü akıbete uğramaktan korkar.
Suat Yıldırım = Ona tatlı, yumuşak bir tarzda hitab edin. Olur ki aklını başına alır, yahut hiç değilse biraz çekinir."
Süleyman Ateş = "Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt alır veya korkar."
Tefhim-ul Kuran = «Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki o öğüt alıp düşünür ya da içi titrer, korkar.»
Ümit Şimşek = 'Ona yumuşak söz söyleyin; olur ki öğüt alacağı veya Allah'tan korkacağı tutar.'
Yaşar Nuri Öztürk = "Ona yumuşak ve tatlı bir sözle hitap edin; belki öğüt alır, yahut ürperir."
İskender Ali Mihr = O zaman ona, yumuşak söz söyleyin. Böylece o, tezekkür eder (anlar) veya huşû duyar.
İlyas Yorulmaz = Firavuna yumuşak bir lisanla mesajlarımı söyleyin. Belki o düşünürde, benden korkar.