Önceki Ayet Sonraki Ayet  
55. Sûre Rahmân/43

 هَذِهِ جَهَنَّمُ الَّتِي يُكَذِّبُ بِهَا الْمُجْرِمُونَ

  Hâzihî cehennemulletî yukezzibu bi hel mucrimûn(mucrimûne).

Kelime Karşılaştırma
hâzihî : bu
cehennemu : cehennem
elletî : ki o
yukezzibu : yalanlandı, yalanladı
bi-hâ : onu kendisini
el mucrimûne : mücrimler, suçlular, günahkârlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = İşte bu suçluların yalanladıkları cehennemdir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = İşte bu, suçluların yalanladıkları cehennem.

 Abdullah Parlıyan = İşte bu, suçlu günahkarların yalanladığı cehennemdir.

 Adem Uğur = İşte bu, suçluların yalanladıkları cehennemdir.

 Ahmed Hulusi = İşte bu, suçluların kendisini yalanladığı cehennemdir!

 Ahmet Tekin = İşte bu, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsilerin, suçluların, günahkârların yalanladığı Cehennem’dir.

 Ahmet Varol = İşte bu, suçluların yalanladıkları cehennemdir.

 Ali Bulaç = İşte bu, suçlu günahkarların kendisini yalanladıkları cehennemdir.

 Ali Fikri Yavuz = İşte bu, mücrimlerin yalan saydıkları cehennem...

 Ali Ünal = İşte, suçluların (dünyada iken) varlığını inkâr edip durdukları Cehennem!

 Bayraktar Bayraklı = (43-45) Onlara, “İşte suçluların yalanladıkları cehennem budur” denir. Onlar, cehennemle kaynar su arasında dolaşıp dururlar. Şimdi, Rabbinizin cezasını nasıl inkâr edebilirsiniz?

 Bekir Sadak = Iste suclularin yalanladiklari cehennem budur.

 Celal Yıldırım = İşte bu, suçlu günahkârların yalanladığı Cehennem'dir.

 Cemal Külünkoğlu = (43-44) İşte bu o suçluların yalanladıkları cehennemdir. Onlar, cehennem ateşi ile yüksek derecede kaynar su arasında gider gelirler.

 Diyanet İşleri (eski) = İşte suçluların yalanladıkları cehennem budur.

 Diyanet Vakfi = İşte bu, suçluların yalanladıkları cehennemdir.

 Edip Yüksel = İşte bu, suçluların yalanlayıp durduğu cehennemdir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = İşte bu, mücrimlerin yalan dedikleri Cehennem

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İşte bu, suçluların yalan dedikleri cehennem;

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir.

 Gültekin Onan = İşte bu, suçlu günahkarların kendisini yalanladıkları cehennemdir.

 Harun Yıldırım = İşte bu, suçlugünahkarların kendisini yalanladıkları cehennemdir.

 Hasan Basri Çantay = İşte bu, o günahkârların yalan saydıkları cehennemdir.

 Hayrat Neşriyat = (43-44) Bu o Cehennemdir ki, günahkârlar onu yalanlar! (O gün) onunla (o Cehennemile) kaynar su arasında dolaşır dururlar!

 İbni Kesir = Suçluların yalanladıkları cehennem, işte budur.

 Kadri Çelik = İşte bu, suçlu günahkârların kendisini yalanlamakta oldukları Cehennemdir.

 Muhammed Esed = İşte bu, günahkarların (şimdi) yalanladıkları cehennemdir:

 Mustafa İslamoğlu = İşte bu günahkarların yalanlamış oldukları cehennemdir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = İşte bu, o cehennemdir ki, bunu o gün günahkârlar tekzîb ederler.

 Ömer Öngüt = İşte bu, suçluların yakalandığı cehennemdir.

 Şaban Piriş = İşte, bu suçluların yalanladığı cehennemdir.

 Sadık Türkmen = Işte bu, suçluların yalanladıkları cehennemdir.

 Seyyid Kutub = İşte suçluların yalanladıkları cehennem budur.

 Suat Yıldırım = Ve onlara: "İşte suçluların yalan saydıkları cehennem!" denilir.

 Süleyman Ateş = "İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir!"

 Tefhim-ul Kuran = İşte bu, suçlu günahkârların kendisini yalanlamakta oldukları Cehennemdir.

 Ümit Şimşek = İşte mücrimlerin yalan saydığı Cehennem budur.

 Yaşar Nuri Öztürk = İşte bu, günahkârların yalanlayıp durdukları cehennemdir.

 İskender Ali Mihr = İşte bu, mücrimlerin yalanladığı cehennem.

 İlyas Yorulmaz = İşte bu, dünyada iken günahkârların yalanlamış oldukları cehennem.